İsyanlar Ve İsyankarlar

34 21 2
                                    

...1 saat sonra sevgili oldukları zamanda buluşdukları parka geldiler ikisi de... Bir-birlerini görüp yan-yana geldiler.
-Ne oldu, canım..? Beni neden alel-acele çağırdın..?
-Bir şey buldum, Bahar'ım! Bir az yürüyelim mi..?

El-ele tutuşup yürümeğe başladılar.
-Anlatacak mısın, Can'ım..?
-Bir umut var... Arkadaşlarımız için bir umut var...
-Ne..? Nasıl yani..? Ne demeye çalışıyorsun..? Yani nasıl bir umut .?! İyileşebilecekler mi..?
-Bir nefes al, Bahar'ım..! Az sakin ol!

-Nasıl sakin olayım..? Bana ne dediğinin farkında mısın..?! Bana arkadaşlarımız için bir umut olduğunu söylüyorsun. Sen yerimde durduğuma şükür et. Çünkü çoktan fırlamıştım. İşin aslını anlat bakalım..!

-Benim üniverseden bir arkadaşım vardı..
-Eee...?
-E-si onun bir akrabası var. Doktor... 6 yıl burada, 4 yıl da Almanya'da okumuş. Amerika'da ve İsrail'de uzmanlık okumuş...

-Yuh! Kaç yaşında ki bu adam..?
-55! Neyse adamın yaşından bize ne…?! Ben arkadaşıma danışdım önce... O da onunla konuşup bana haber verdi.
-Ee, ne dedi..?
-" Raporları ile gelsinler, bir inceleyelim. "
-Doğru sonuçta... Raporlarına bakmadan ne diyebilir..?

Biraz suskunluktan sonra:
-Can'ım!
-Efendim!
-Ya olmazsa...
-Bahar'ım, elimizde sadece umutlarımız kaldı. Onu da kaybetmeyelim... Tamam mı?!
-İyi de onların zaten bir doktorları var...

-Bahar'ım, o doktor yetmez... Hiçbir doktor yetmez... Eğer birşey zorsa, ona bir kişi yetmez... Bu dünyada ne kadar doktor varsa, hepsine gideriz...

-İyi misin, aşkım..?
Sesi o kadar buruk geliyordu ki... Sanki Bahar yanında olmazsa, ağlardı... Gururdan değil, Bahar'ı da üzmemek için ağlamıyordu. Ama bu sefer galiba ağlamak zorundaydı. Kendini tutamıyordu artık...

Gözlerinden damlayan 1-2 damla gözyaşı eşliğinde konuşmaya başladı:
-Ben kendimi hiçbir zaman yalnız hissetmedim. Önceden annem, sonra sen...

Bahar başını aşağıya dikti. Pişmanlıktan... Üzüntüden...

-Sonra sen de gittin...
-Geçici olarak... Şu anda senin yanındayım...
-İşte o zamanlarda o çıktı karşıma... Tam da ihtiyacım olduğu zamanlarda... Bir kardeş gibi... Gerçi ona hiçbir şey anlatmadım. Çünkü pek de iyi bir tanışma olmamıştı bizimkisi...

Sonra hatırladı:
" -Komiserim, amirim sizi çağırıyor.
-Geliyorum, Rıfat.

5 dakika sonra amirinin odasına gelen Can:
-Buyurun, amirim. Beni emretmişsiniz.
-Gel, Yiğit, gel. Geç otur.
Can amirinin gösterdiği yerde oturdu.
-Can, ne zamandır ki, bir çetenin peşindeyiz. Bunu zaten biliyorsun. Olayı senin takip ettiğinden de haberdarım. Demem o ki, o çeteyle ilgili bir gelişme oldu.
-Ne gibi..?

-Kaçakçılık ve Organize suçlarla mücadele şubeden bir haber geldi. Ortak operasyon kapsamında bilinen çeteyi yakalamayı başaracağımıza inanıyorlar. Bu operasyona senin de katılmanı istiyorum. Sen ve birkaç arkadaş.
-Memnuniyetle, amirim.
Sonra birden kapı çaldı:
-Girin!

Kapı açıldı. Rüzgar ve Ferhat içeriye girdi:
-İyi günler, amirim. Biz organizeden geliyoruz. Ortak operasyon için... Ben komiser Rüzgar Kaya... Bu da komiser yardımcısı Ferhat Erkin.
Can elini uzattı:
-Memnun oldum, Rüzgar bey... Memnun oldum, Ferhat bey...
-Biz de memnunuz... "

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin