20 [FIN]🌈

811 36 22
                                    

3 AY SONRA

Yoongi

Ben çıktım. Sen neredesin?

*10 dakika sonra*

Bir kafeye oturdum seni bekliyorum

*20 dakika sonra*

Umarım bir sorun yoktur Jungkook...

*15 dakika sonra*

Jungkook
Üzgünüm bebeğim, seans uzadı

Neredesin?

Seni almaya geliyorum hemen

Yoongi
Önemli değil~

Benim terapistimin
karşısındaki kafedeyim

Acele etme ve dikkati gel

Aylar bekledik dakikaların önemi yok

Jungkook
10 dakikaya oradayım güzelim

Daha fazla sabredemem




***


Yaklaşık beş altı dakika sonra Jungkook giyim tarzından oldukça farklı bir tarzla kafeye girdi. Bu zaman içinde demek ki ikimizde de birçok şeyi değişmişti. Mesela ben artık nasıl görünürsem görüneyim kendimle barıştığım için kimseden çekinmiyordum. İnsanlarla hiçbir zorluk çekmeden göz göze gelebiliyor ve konuşabiliyordum. Okulda arkadaşlarım vardı artık. Ayrıca ideal kiloma da düştüğüm için de kendimi daha ağlıklı ve dinç hissediyordum.

Jungkook'un yaşamında neler değişti gerçekten bilmiyordum çünkü ben okula devam ederken o yarım dönem kendininkini dondurmuştu. Buna ihtiyacı olduğunu düşünmüştü. Bir de babam bizi kabullenmek için terapiste gitmemizi teklif ettiğinde en az birimizin psikiyatristi tedavinin bittiğini söylediğinde görüşebileceğimizi şart koymuştu. İkimiz de sözümüzü verdik ve o gün sanki en son ne zaman görüşebileceğimiz belli değilmiş gibi birbirimize el sallayarak ayrıldık. Yani o bizim evimizden gitti.

Jungkook'un beni fark edebilmesi için yerimden kalkıp el salladım. Girişin önünde beni gördüğü an donup kaldı. Gözleri vücudumu baştan aşağı süzdü ve elleriyle ağzını kapatıp ne kadar şaşırdığını belli eden bir yüz ifadesine girdi. Ah hadi ama... O kadar da değişmedim. Tamam belki biraz(!) fazla değişmiş olabilirim. Orada daha fazla dikilmesinin anlamı olmadığı için elimle gel hareketi yaptım. Hâlâ şaşkınlıkla beni süzüyordu. Sonunda aramızda sadece  2-3 metre kalmışken doğru koşup üzerine atladım ve sıkıca boynuna sarıldım. Kollarıyla saniyesinde beni sararken yüzünü boynuma gömdü o da.

Tanrım... Deli gibi özlemişim bu hissi. Bu kokuyu, bu sıcaklığı, bu sevgiyi...

Daha fazla dayanamayacağımı fark edip elbette ağlamaya başladım. "Seni çok özledim." kekimeler ağzımda yuvarlanarak çıkmasına rağmen beni anladı. Boynuma bir öpücük kondurup başını geri çekti sonra da. "Ben de seni çok özledim güzelim. Çıldıracağım, güzelliğine nasıl güzellik katabildin bu kadar?" gülüp beni kucağından indirmesi için omzuna vurdum. Çünkü göz yaşım mı sümüğüm mü belli olmayan sıvılar ağzıma girmek üzereydi. İndirdiği an masadan peçete alıp temizledim yüzümü. Karşılıklı oturduğumuzda ise konuşmadan dakikalarca meraklı gözlerimizle birbirimizi izledik, göremediğimiz onlarca günün acısına.

Not fat -YoonKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin