X

251 29 72
                                    

1 ay sonra

Onunla olmak; bir dolunay akşamı sahilde aylak aylak gezip kimsenin ne diyeceğini sorgulamadan ruhumu denize teslim ederken hiç tereddüt etmemekti.

Onunla olmak; gürültü dolu bir kalabalıkta elimdeki kitaptan altını çizdiğim cümleleri tekrar tekrar okurken her defasında aklıma onun düşmesine izi vermekti.

Onunla olmak; baykuşların uğuldayışını dinlemek, geceyi onlu rüyalarla süslemekti.

Onunla olmak; arkama bakmadan koştuğum zaman düşebilme tehlikesini umursamadan kendimi rüzgarın kollarına bırakmaktı.

Onunla olmak; yorgun bir gecenin sabahında ilk defa güneş'in doğuşunu gördüğüm için şükretmekti.

Onunla olmak; bana verdiği tek bir tebessümle dünyalara sahip olduğumu hissetmekti.

Onunla olmak; pencere başında yıldızları sayıp hepsine teker teker farklı isimler bulmaktı.

Onunla olmak; patlak bir ampülü tamir etmek yerine mumları yakıp kalın bir yorganın içinde hayallere dalmaktı.

Onunla olmak; gökyüzünü kucaklamak, suda kaybolmak, toprakta uzanmak, ateşte ısınmak, nefeste yaşam bulmaktı.

Onunla olmak; doğrudaki kötüyü, kötüdeki iyiliği görmekti.

Onunla olmak; bir yalana sarılmaktı.
Ya o yalanda kendimi kaybedecektim, ya da o yalandan uyanıp gerçeği arayacaktım.

Onunla olmak; varla yok gibiydi.
Bazen gerçekten yanımdaki varlığını hissederken, tüm bu yaptıklarının bir kandırmacadan ibaret olduğunu hatırlayınca beynimdeki mükemmel görütüsünün yok olmasıydı.

Onunla olmak; bir aldatmacanın içinde kendi zambağıma tutunmayı istememdi.
İçimde yeşermiş olan küçük beyaz zambağa sarılmak, daha fazla kirlenmemesi için cam bir fanusun içine koymayı düşünmemdi.
Ama ne kalbimde o fanustan vardı ne de artık ortada zambak kalmıştı.

Seonghwa bu gece hayallere yaraşır bir düğünle sevdiği kız ile evlenecekti.
O bu gece tamamen özgür bir kelebek olarak kanatlanıp uçacak, kendisi için yeni bir hayat başlatacaktı.

Bu gece onun en mutlu olduğu gün olacaktı.
Onu en mutlu edeni ile, sonsuza kadar birbirlerine sarılacaklardı.

Ayna karşısındaki iğrenç yansımama baktım.
Hayatımda ilk defa kendimden bu kadar çok nefret ediyordum.
Bu nefretim onun evlenmesi ile ilgili değildi, bu nefretim o kızın onu şu zamana kadar onlarca kez gülümsetebilmesi ama benim bunu bir kere bile yapamamdı.
O hiç bana içten gülümsememişti ama Eunhei ile olunca gözleri ışıldıyordu.
Tıpkı benim de onu görünce olduğum gibi.

Gözlerimdeki damlaları silmek için tenezzül etmedim fakat Wooyoung geldiğini belli eder birkaç ses çıkarınca beni bu halimle görüp kendisini üzmesin diye elimin tersi ile göz altlarımı sildim.

" Hongjoong, postada sana gönderilmiş bir mektup buldum."

" Ne, ne mektubu?"

" Bilmiyorum, al kendin bak."

" Sonra bakarım."

Wooyoung sesimdeki hüzne şahit olunca iki adımda yanıma gelip yüzümü elleri arasına aldı.

" Sen iyi misin?"

" Evet, hem de çok iyiyim. Seonghwa beni birazdan almaya gelir, odama gidip hazırlansam iyi olacak. "

Ağır ağır kafasını salladığında kendimi zorlayarak gülümsedikten sonra yanından ayrıldım.

Wooyoung düğünü öğrendiğimi bilmiyordu.

matem yıldızı | seongjoong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin