Jimin'in Ağzından
Sabah erken saatte bahçede oturuyordum. Üstüm inceydi ve bedenimi titretiyordu ama bu his yine de mükemmeldi.
Yavaş esen rüzgarın soğuk etkisini hissetmeyi her zaman sevmiştim. Özgürlük hissi gibi geliyordu... Hiç tadamadığım özgürlük hissi gibi.
Küçük yaşlardan itibaren bir kafesin içindeydim. O kafesin içinde tutlarak sadece psikolojik zarar görmekle kalmayıp fiziksel yaralar da alıyordum.
20 yaşındaydım ve evden en son ne zaman çıktığımı sorsanız söyleyemezdim.
Daha çok küçükken 5 yaşında umut dolu bir çocukken hayatımın mükemmel olduğunu ve hep öyle kalacağını sanardım. Ta ki ailemi kaybedene kadar.
Daha bunun etkisinden çıkamazken o savunmasız bedenimi bu hayatta kalan tek akrabama vermeleriyle asıl kötü dönem başladı.
Babam, amcamla konuşmazdı. Amcam da beni hiç sevmezdi. Ailem ölünce onların ölümünden de beni sorumlu tutmaya başladı.
Daha küçücük bir çocukken anlattığı şeyi bile anlamıyorken ailemin ölümüne sebep olmakla suçlayıp cezalandırdı beni.
Büyüyüp 20 yaşına gelmiştim. Ama hâlâ gidebilecek biyerim yoktu bu yüzden buraya tıkılıp kalmıştım.
Sanki olsa cesaret edip kaçabilecekmişim gibi.Canım çok tatlıydı benim. Amcam her ne kadar bana sürekli zarar verse de gördüğüm birkaç insandan birisi ve babamın kardeşi olup yüzünün bana onu hatırlatması sebebiyle gitmezdim, gidemezdim yanından.
Karanlıktan çok kokrakdım ben. Beni karanlığa maruz bıraksa da en azından ailemden biri hayatta diye düşünerek hayata tutunurdum.
Her ne kadar ona asla güvenmiyor olsam da çevremde hiç insan olmadığı için yine en güvendiğim kişi de o oluyordu.
Sahi güven nasıl bir duyguydu?
Sabahın bu saatinde kötü düşüncelerin aklımı bulamasını ve geçirdiğim gece gibi günümün de mahvolmamasını istemediğim için bu düşünceleri öteledim aklımdan.
Gece boyunca amcam eve gelmemişti. Ben yine de uyuyamamıştım. Kafamı iki yana sallayıp oturduğum yerden kalktım.
Eve girmek istemediğim için bahçenin küçük bir kısmına ekilmiş olan çiçeklerle ilgilenmeye karar verdim.
Sulama kabını elime alıp oraya yönelirken birden ağzıma tutulan bezle şokla açıldı gözlerim.
Eve birisi nasıl girmişti?
Ağzıma kokulu mendil bastırılırken kıpırdandım ama kaçamadan bayılmıştım.
°°°°°
Jungkook'un Ağzından
Sabah spordan çıktığımda adamlarımın arayıp çocuğu nereye götürelim diye sormalarıyla kendi evime deyip kapattım telefonu.
Çocuğu yakınımda tutmam lazımdı. Çoğunun Sungwon için çok değerli olduğunu sanmıyordum. Öyle olsaydı bana satmayı teklif etmezdi.
Yine de boşverip gideceğini de sanmıyordum. Çocuk sayesinde bazı yasadışı işlerime Sungwon'u kurban edebilirdim.
Benim gibi birine asla yapmaması gereken şeyler yapmıştı ve cezasını çekecekti.
Arabaya binip evime sürerken nedense hızlı olmak istiyordum. O hain adamın yiğeni de aynıydı muhtemelen ve cezalarını vermek için sabırsızlanıyordum.
Eve gittiğimde kapıdaki adamlarım çocuğu salona bıraktıklarını söylemeleriyle içeri girdim.
Salona yöneldiğimde koltuğun üzerinde minicik kalmış ve hâlâ baygın olan bedenle donmuştum.
Ne kadar da masum duruyordu. Bir erkek için fazla güzel değil miydi?
Aklımdaki düşünceleri geri plana itip onun kimin yiğeni olduğunu hatırlattım kendime.
Uyandığında bişey yapamaması için onu kucağıma alıp yukarı çıkardım. Uyanırsa kaçamaması için el ve ayak bileklerinden yatağa bağlayıp geri çekildim.
Yüzüne dikkat etmemeye çalışarak son bir bakış atıp kendimi dışarı attım.
Bu çocuğun benden çekeceği çok şey vardı... Amcasının yaptıklarını da birlikte ödeyeceklerdi.
°°°°°
Serefsiz Namhung ne bok yedin lan?! Eveet Minie Jeon'un elinin altına girdi bakalım. Birkaç bölüm ilerisine gitsek keske hemen .. Telepati yoluyla bu geçiş bölümlerini veremiyor muyum size ya:" javdjeshavs
Neyse geçiş bölümü biraz sıkıcı olabilir kusura bakmayın lütfen umarım güzel oluyordur.
Arkadaşlar ilk iki bölümü düzenledim tekrsr atıyorum baştan başlayın okumaya plss
Ne kadar çok oy ve yorum gelirse o kadar erken yb gelir..
Nasıl gidiyor fikirleri alıyım 👉🏻
Artık uyuycam öptüm herkesi kocaman bye 💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia • Jikook
FanfictionJeon'dan aldığı borçları ödeyecemeyen Park Sungwon ölümle burun buruna geldiğinde ona yiğenini satmayı teklif eder. Jeon başta bunu kabul etmez ama içindeki kurdunun söylemesiyle kabul edip adama biraz daha zaman verir. Ailesinin ölümünden sonra hep...