"Eee nerde olabilir? Koskoca avm de nerede bulucaz onu?"
"Benim aklımda bi yer var gelin."
Luffy'nin peşine takılıp gittiği yere giderken küpe satılan bir mağazaya girdik. Reyonların arasından gezerken karşıdaki tarafta yeşil bi kafa görmemle oraya doğru gittim. İnsanların yanından geçip onun yanına gittiğimde elindeki küpe setine baktım. 3 lü, uzun ve sarı bi setti.
Yanına geldiğimi fark edince bana döndü. O sırada diğerleride mağaza küçük ve dar olduğu için dışarıda bekleme kararı alıp çıkmışlardı.
Zoro elindeki seti gösterip bana baktı.
"Nasıl? Güzel mi?"
Ben cevap verden yandaki yeşil renkli, set halindeki küpeleride gösterdi.
"Yoksa bunlar mı? İkisi arasında kaldım. Karar veremiyorum. Hangisi daha güzel?"
Elindeki setlere bakıp kulağında duruşunu düşündüm. Daha sonra sarı seti gösterip ona baktım.
"Bence bu çünkü kafan yani saçların zaten yeşil. Yeşil küpe garip durur biraz. Sarı güzel, göze çarpar."
"Tamam."
Hiç düşünmeden kabul edip yeşil seti yerine bıraktıktan sonra sarı setle kasaya gitti. Bende dışarı adımlarken o da yanıma gelmişti. Birlikte çıkıp oturma yerlerinde yayılarak oturan öküzlerin yanına gittik.
"Ohhh şükür gelebildiniz. Çok acıktım lan hadi yemek yiyyelim."
"Hayır Mikeyy, ben Sanji'nin yemeklerini yemek istiyorum. Eve gidelim Sanji yapsın."
Luffy konuşunca tepki vermeyip hafifçe başımı salladım. Sonuçta seviyordu ve yapmak benimde hoşuma gidiyordu. Zoro lafa atlayıp konuşunca onu dinledim.
"Şuan hepimiz gibi o da yorgun. Bir de gidip yemek mi hazırlayacak. Sen bu yorgunlukta yerinden bile kalkamıyorsun. Robot değil istediğin zaman yemek yapamaz."
Kaşlarımı istemeden çatınca biraz durup cevap verdim.
"Hayır, benim için sorun yok. Yapabilirim yem-"
Luffy konuşmaya başlayınca sözüm yarıda kalmıştı.
"Hayır Sanji, Zoro haklı. Fazla abarttım. Ben şuan nefes alırken bile yoruluyorum. Burda yiyip gidelim eve."
Herkes onaylayınca yemek katına çıkıp bir restorana girdik. İstediğimiz yemekleri sipariş verip beklerken aldığımız şeyleri konuştuk. Yemekler gelip yedikten sonra da eve doğru yürümeye başladık.
Ayaklarımı hissedemez bir şekilde eve girerken kendimi koltuğa atıp diğerlerinin de oturmasını bekledim. Herkes yorulduğunu belli eden sesler çıkarıp koltuklara kendini atmıştı. Biraz oturup dinlendikten sonra uykumuz geldiği için odaların düzenine karar vermek için konuştuk.
Mikey, Draken'in dizinde yatarak konuştu.
"Valla ben baştan söyliyim Ken-kun'la kalırım kendi odamda."
Baji, arkaya attığı kafasını kaldırıp yanındaki Chifuyu'yu kolunun altına alarak konuştu.
"Bende balımla aynı odada kalıcam. Hangisi olduğu fark etmez."
Kafamı onaylar anlamda salladım.
"E bizde Luffyle aynı odada kalalım o zaman."
Luffy, kafasını sallayıp bize döndü.
"Sizde Zoroyla kalıyorsunuz o zaman. Tamamdır hadi uyuyalım lütfen ya."
Kafamı sallayıp annemin odasına gittim. Örtü ve yastıkları çıkarıp tek tek odalara koyduk. Mikey'in odası zaten hazır olduğu için oraya ellememiştik. Tek tek odaları gösterip herkesi odasına bıraktıktan sonra yanımda kalan Zoroyla yukarı çıktık. Zaten odamın yolunu bildiği için bu sefer arkamdan değil yanımdan yürüdü.