Zülal odada değildi. Zülal ile ilgilenen hemşirenin iç organları dağılmış bir şekilde karşımızda duruyordu.
Resmen onu parçalamıştı.
Neden biz? Neden?
Bizden ne istiyor?
Asıl amacı bizi içeri tıktırmak mı?
Bizi korkutmak mı?
Yoksa bizle oyun oynamak mı?
Oyun oynadığı gayet belliydi ama başka bir şey daha vardı.
Artık olanları kaldıramıyordum. Her şey çok hızlı olmuştu. İşin kötüsü artık bu durum polisleri de ilgilendiriyordu. O bıçak hala bizdeyken nasıl onlarla içiçe olabilirdik? Bıçaktan kurtulmanın yolları vardı elbette ama ya geri getirirse ya bulursa ya da daha fazlasını yaparsa. Biz kurtulmaya çalıştıkça o daha da üstümüze gelecek...
Ve korktuğum başıma gelmişti birden hastanenin alarmları çalmaya başladı. Kim basmıştı? İşte asıl şu anda bitmiştik. Birden kapı açıldı ve ellerinde silahlarla polisler içeri girdi içlerinden 3 tanesi silahı bana doğrulttu.
"KALDIR ELLERİNİ"
"BEN BİR ŞEY YAPMADIM"
"KALDIR ELLERİNİ!!"
Sesi daha da yükseldi mecburen dediklerini yaptım ve bir tanesi yanıma yaklaştı ve kelepçeyi taktı. Resmen tutuklanmıştım. Ama haklılardı kim olsa öyle düşünürdü.
Artık en büyük süphelilerden biriydim, odadan çıkarken, Zülal ve Selma abla şok olmuş bir şekilde bana bakıyorlardı.
"Zülal sana yemin ederim ben bir şey yapmadım lütfen, lütfen yardım et bir şekilde suçsuz olduğumu ispatla ve bizimkilere haber ver"
Zülal sadece ağlayarak yüzüme bakıyordu.
...
Karakola gittiğimizde beni sorguya aldılar.
Oda da tek başıma beklerken içeri Serdar ve Gediz girdi. Beni sorgulayacak kişi Serdardı.
Ukala bir gülümsemeyle yüzüme baktı ve konuşmaya başladı."Eee bunun içinde bir bahanen var mı?"
"Ne bahanesi? Şu ana kadar anlattığım hiçbir şey bahane değildi"
"Peki o zaman asıl konumuza geçelim. Ne istedin o kadından"Katil değildim ama onun sayesinde katil olmama çok az kalmıştı.
"Ben kimseye birşey yapmadım, Ayzayla Zülal'e bakmaya gitmiştik ve o görüntüyle karşılaştık eğer Ayza uyandıysa ona da sorabilirsiniz."
"Vaay baya hazırlıklı gelmişiz, güzel."
Gediz komiser lafa girdi.
"Kamera kayıtlarına baktık evet doğru söylüyorsun, odaya sonradan girmişsiniz fakat alarma basan kişi Baha Çökmez."
"NE?"
Neden bunu yaptı?
Eskilerin intikamını şimdi mi alıyor?
Sadece çocuktuk.
O zamandan beri içinde mi tutmuş olanları?"Maalesef'ki öyle alarma bastıktan sonra hızlı bir şekilde hastaneden ayrılmış. Peki Baha'nın nerede olduğunu biliyor musun?"
"Hayır, gerçekten bilmiyorum"
Serdar konuşmaya girdi.
"En yakın arkadaşın, üçünüzde aynı yerdesiniz ve nerede olduğunu bilmiyor musun?"
"Evet bilmiyorum. Neden bu kadar üstüme geliyorsun? Farkındayım senin içinde zor ve karışık bir durum fakat bu kadar üstüme gelme bilmiyorum işte bilmiyorum."
Serdar sadece yüzüme boş bir ifadeyle baktı ve odadan çıktı.
Gediz "Bizim mesleğimizde böyledir herkesten şüpheleniriz ve bunu onun yüzüne vururuz. O sadece biraz fazla yapıyor bunu, tek sana değil yani.
Birden gülmeye başladım, neden güldüğümü bilmiyordum belki de şuan ağlamam gerekiyordu ama ben kahkalar atarak gülüyordum, ve bunu burada yapmamam gerekiyordu.
Gediz korkmuş bir ifadeyle beni izliyordu ve bir süre sonra o da gülmeye başladı öylece gülüyorduk.
"Neden gülüyorsun?" Diye sordu.
"Sen gülüyorsun diye gülüyorum, sen niye gülüyorsun?"
"Bilmiyorum, artık evime gidebilir miyim?" Diye sordum.
Evime gitmek istiyordum, duş almak yatağımda uyumak istiyordum.Gediz gülümseyerek evet dedi
...
Sorgu bitmişti sorgu odasından çıktığımda bir polisin telefonla konuşmasına şahit oldum" Şüpheli Baha Çökmez. 21 yaşında hukuk öğrencisi, hastanede alarma bastıktan sonra ortalıktan kaybolmuş arıyoruz efendim."
Kaçmış, gerçekten gitmiş.
Dışarı çıktığımda kapıda Borayı gördüm koşarak ona sarıldım eve ağlamaya başladım.
"Bahayı biliyor musun?" Diye sordum.
"Evet biliyorum, ama şu anda bunu konuşmayalım artık gidelim burdan."Hiçbir şey demedim ve arabaya bindik.
Yol boyunca hiç konuşmadık. Sessizlik Boranın nereye gidelim sorusuyla bozuldu.
Benim eve sür dedim. Hiç bir şey demeden kafasıyla onayladı.Eve vardığımıda ilk işim duşa girmek oldu. Ben duştayken Bora da yemek için birşeyler hazırlamıştı.
Saçlarımı bile kurutmadan yemeğe oturdum. Yemekte Borayla biraz sohbet ettikten sonra ikimizde koltuğa geçtik ve bir şeyler izlemeye başladık.Olanlar aklımdan çıkmıyordu. Bu yüzden filme dikkatimi verememiştim. Bir anda hayatımız nasıl bu kadar değişebildi?
Kardeş dediğimiz insanlar bize yalan mı söylüyordu?
Peki ya tek yalancı Baha mıydı?