5 - Kokoreç Pezevengi

258 33 125
                                    

[ ne yazıyorum ben Allahım]

...

"Ketçap ister misin?"

"Mayonez tercih ederim"

Hürkan mayonez ekleyip biraz daha beklettikten sonra tostu kağıda sarıp Ömer'e uzattı. Onun için bir şeyler pişirirken nedense çok daha özen gösteriyordu. Hakettiği övgüyü de her zaman alırdı.

Genel olarak planları Ömer'in hava limanına gitmesine yardım etmekti. Kendi başına taksi tutarak rahatlıkla gidebilirdi elbette ama Hürkan'ı geri çevirememişti. İstanbul'u neredeyse hiç görmeden çekip gitmek istemiyordu. Hürkan'ın satış yaptığı güzergahta ilerleyip bir kaç güne varmış olurlardı.

Tostunu bitirdikten sonra sürücü koltuğunda oturan Hürkan'ın yanına geçti. Bir kaç sokak ötesine geçeceklerini daha önceden söylemişti.

Kısa yolculuk gayet sessizdi. Hürkan radyoda çalan şarkıya eşlik ederken Ömer onun direksiyonu tutuşunu izliyordu. Arabayı yıllardır şoförlük yapmış gibi kullanıyordu adeta. Ani dönüşleri o kadar iyi yapıyordu ki.

Bu sefer daha kalabalık bir yere geldiklerinde Hürkan birden arabayı durdurdu. Ömer kulaklıklarını çıkarıp öne doğru eğildi. Hürkan'ın baktığı yerde aynı tarzda seyyar bir dükkan vardı. Biraz daha eski durmasına rağmen müşteriler çoğunluktaydı.

Hürkan kavgaya gider gibi bir anda freni çekip arabadan indiğinde Ömer ne yapacağını bilemedi. Herifin fena derecede öfke sorunları vardı. Yine birilerine dalmasını istemiyordu. İç sesiyle verdiği bir kaç saniyelik savaştan sonra telefonunu torpidoya bırakıp dışarı çıktı. Üstüne çeki düzen verip Hürkan'ın peşinden gitti.

Genç adam dükkanın içine girdiğinde Ömer dışarıdan bir süre izledi. Satıcı çok dramatik bir edayla tezgahta doğradığı kokoreçi bırakıp Hürkan'a döndü. Ellerini az sayıda olan sakallarının altına koyup güçlü bir poz verirken genç adam anında onun yakasına yapıştı.

"Burası benim mekan, uzak duracaksın demedik mi lan sana?"

Ömer onları ayırmak için gitse de tezgaha girmeyi sağlayan küçük kapıyı kapalı buldu. Bir kaç saniye zorladıktan sonra âna geri döndü.

Sonrasında olan şeyi ise beklemiyordu.

Hürkan adama saldırmak yerine kollarını açıp sarıldı. Bir kaç kez sırtına vurduktan sonra geri çekildi.

"Kardeşim benim? Nasıl gidiyor işler?"

Uzun saçlı genç neşeyle cevap verdi.

"İyidir be Hürkanım. Ekmek parası kazanmaya çalışıyoruz"

"Noluyo lan burada! Az önce kavga ediyordunuz!" diye patladı Ömer. Hürkan onun peşinden geldiğini gördüğünde Kaan'ın omzundan tutup yanına yöneltti.

"Tanıştırayım Ömer. Bu Kaan, bölgedeki en iyi kokoreçi Kaan yapar. Babaannesiyle yaşayan bir sap ayrıca. Tam bir kokoreç pezevengidir"

Kaan bu noktada kaşlarını çatsa da avucunu uzatıp Ömer'in elini sıktı. Herifte fena güç vardı.

"Bu da Ömer, Kaan. Kendisi Yunanistan'dan misafirim. Bir haftalığına bende kalıyor. Sana bir oyun oynayalım dedik Ömer"

Ömer'in çatık kaşları açıldı ve yere bakarak şaşkınlığını gizlemeye çalıştı. Kafası hala az önce olanları sorguluyordu.

"Memnun oldum"

Hürkan elini Kaan'ın omzuna atıp bir kaç kez serçe vurdu. Konuşurken ses tonunu düşürmüştü.

"Şşş Kaan, benden fazla kazanmıyorsun değil mi?"

Kaan Ömer'e dönüp eliyle Hürkan'ı gösterdi.

"Ulan kapitalist sistem bizi bile vurdu lan görüyon mu Ömer. Adama kardeşimiz diyoruz sorduğu soruya bak"

Ömer onların birbiri arasında takıldıklarını anlasa da aklındaki soruyu haykırdı.

"Ulan siz çok yakışıklısınız.Böyle dönerci mi olur? Adamın saçları mor lan. Hürkan desem-"

Ensesini kaşıyıp diyecek bir şey bulamayınca konuyu değiştirdi.

"Nereye geldim lan ben. Türkiye iyi değil dediler. Ülkenin dönercileri bile Hollywood filmlerinden çıkmış gibi"

Kaan ve Hürkan birden kahkaha atmaya başladılar. Sakinleştikleri zaman ciddi bir suratla Ömer'e döndüler.

"Yalnız Türkiye iyi değil falan ayıp oluyor Ömer. Yeni tanıştık falan demem, dalarım"

Hürkan onun tişörtünün kolunu indirip omzunda duran dövmeyi gösterdiğinde Ömer yanlış kişilere bulaştığını anladı.

Hürkan onun tişörtünün kolunu indirip omzunda duran dövmeyi gösterdiğinde Ömer yanlış kişilere bulaştığını anladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Tamam, sustum ben"

Basamakları inip geri çekildiğinde ikili tekrar sarılıp ayrıldılar.

"Hadi görüşürüz kardeşim. Bir mevzu olduğunda ararsın. Ben buralardayım zaten"

Ömer bu noktada Hürkan'ın cebinden bıçak çıkarıp sallamasını falan bekledi. Ama genç adam onun peşinden gelmesini işaret ederek arabaya geri döndü.

Yolun kalan on dakikasında Ömer, Hürkan'ın da bir anda CCC dövmesini kendisine göstermesini bekledi.

...

"Evet baba, mizah anlayışı çok farklı olan biriyle kalıyorum. Ülkücü olan bir arkadaşı geliyor arada. Baya kavgacı bir tip ama alışıyorum galiba. Bir hafta içinde evde olurum"

Telefondan babasının onaylayan sesi geldiğinde veda edip telefonu kapattı.

Yattığı kanepeden kalkıp pencereye doğru yaklaştı. Sokak ışığının altında oturan Hürkan'ı izledi sakince. Gözleri kapalı bir şekilde direğe yaslanmışken parmağının arasındaki sigarayı içiyordu. Soğuk havada çıkan dumanı Ömer kolaylıkla görebildi.

Ömer'in gecelik kalacağı otelin önünde nöbet tutmak istemişti.

Ömer ona karışmadı çünkü kendisini güvende hissettiriyordu. Dükkanında kesici aletler taşıyıp, her önüne çıkan kişiye dalsa bile.

Pencerenin önüne oturup bir süre daha onu izledi.

...

[ Şu kokoreççi fikrini veren kişiye tapıyorum. Güzel ilerliyor mu bilmiyorum ama bölümleri daha sık atacağım anama sövmeyin ]

what the fuck? -porgola ( DEVAM EDECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin