Jungkook ve Namjoon berber okul yolunda yürüyordu
Namjoon'un üçüncü yılıydı Jungkook'un da ikinci senesiydi ilk dönemden okulda popülerleşmisti
Çoğu kız Jungkook'un etrfaında geziyor sürekli onunla ilgilenip duruyordu buna üst sınıflarda dahil. Okulda oldukça popüler bir hale gelmişti kız erkek fark etmeksizin Jungkook'a yürüyen oldukça fazla kişi vardı
Bazıları ise onu kendi gruplarına çekip daha çok popüler olmak istiyordu
Fakat Jungkook herkese sürekli sert tepkiler verip hepsini reddetmişti Namjoon dışında biri ile nadiren konuşurdu
Arkadaşı olmaması onun için çok daha iyiydiJungkook'un belli başlı kuraları vardır
Kimse onun kişisel alanını ihmal edemez,temastan hoşlanmıyor bu yüzden kendi istemedikçe biri ona dokunmaz, yanında gereğinden fazla konuşan birileri olamaz çoğu kuraları buna benzerdi
Yağmurlu havalar ve beyaz gülleri hiç sevmezdi
Jungkook böyleydi işte soğuk biri annesinden sonra kalbi insanlara karşı taş tutmuştu"Jungkook okulda çıkan dedikoduları duydun mu ?"
"Okuldaki hiç bir dedikodu ile ilgilenmediğimi biliyorsun hyung"
"Hey dostum bu seninle ilgili"
"Sürekli benim ile ilgili konuşan insanlar var unutun mu ?"
"Jungkook geldiğin günden beri sürekli senin hakkında konuşup duruyorlar bu artık canımı iyice sıkmaya başladı"
"Siktir et "
"Emin misin kim çıkarmış öğrenmicek misin"
"O okulda beni çekemeyen nadir kişiler var eminim onlardan biridir"
"Doğru 10 kişi var listede onlardan biri kesin"
"Neyse hyung benim dersim başlıcak artık gitmem lazım bu arada beni bekleme bu gün geç cıkıcam"
"İyi dersler o zaman "
Hava iyice soğumuştu büyük ihtimalle yağmur yağıcaktı ve Jeon Jungkook ıslanmaktan neferet ederdi birazdan da dersi biticekti fakat yağmur hala durmamıştı başını cama çevirince yağmurun durmak yerine hızını artırmakta olduğunu fark etti
Etrafa sesiz bir küfür savurmuştu
"Sikerler böyle işi."
Bir kaç dakika sonra, son derside bitmişti herkes sınıftan çıktıktan sonra Jungkook'ta artık ayaklanmak zorunda olduğunu fark etti
Yanında şemsiyesi de yoktu...Kampusun dışına çıkıp yağmuru engelleyen bir tarafa geçti
Biraz önünde kısa boylu bir çocuk vardı bu çocuğu daha önce görüp görmediğini düşündü belkide şu tek takılıp kimse ile arkadaş olmayan tiplerden birdir diye düşündü"Ah Tanrım! Bana ne bu çocuktan kimse kim. "
Yağmur damlalarının yere çarpma sesi ve etrafta usulca dolanan rüzgarllar öndeki beden için oldukça huzur vericiydi fakat arkada yağmurun bir an önce durmasını uman beden için öyle değildi
Etrafta gergin bir hava vardı hafif bir sis her yeri kaplamıştı arada bir gökyüzünde sesler duyuluyor ardından da şimşekler çakıyordu rüzgarın ve yağmurun sesi gökyüzünde dans edip yer yüzüne iniyormuş gibiydi
Rüzgar iki bedenin de saçlarını hafifçe okşuyordu
İşte tam da o an Jungkook'un burnuna o tanıdık fakat bilmediği koku doldu
Koku git gide Jungkook'a yakınlaşıyordu"Şey, merhaba"
Jungkook onunde dikilmiş olan bedene sorgulayıcı bakışlarını göndermişti bu da neydi bu çocuk neden şimdi onunla konuşmuştu
Çocuk konuşmaya devam etti"Sanırım yağmurdan dolayı burda duruyorsun." diyerek şemsiyesini iri bedene uzattı "Benim ihtiyacım yok zaten istersen sen alabilirsin"
Çocuğun yüzü çok görünmüyordu kapşonlusunu kafasina kadar çekmişti bu yüzden yüzünün yarısıda görünmüyordu.Jungkook'a göre dizinin bir tık üstünde biten kapşonlusu ile garip duruyordu.
"Gerek yok yağmur birazdan durur zaten"
"Durucağını hiç sanmıyorum bence şemsiyei alsan iyi olur üstün de çok ince böyle üşürsün benim kapşonlum var zaten bana birşey olmaz birazdan da arkadaşım gelecek onda şemsiyede var "
Jungkook şuan fazlasıyla şaşkındı çocuk onu düşünüyordu ve eğer o şemsiyeyi almazsa her an üstüne atlayacak gibi duruyordu
"Yağmurdan hiç hoşlanmam alsam iyi olur sanırım"
Kısa olan hafifçe gülümsemişti, güldüğü zaman minik olan gözleri resmen yok oluyordu Jungkook nedense buna dikkat etmişti
"Ben yağmurlu havaları çok severim hata en sevdiğim mevsim sonbahardır bence çok güzel o aralar baksana etrafa doğa kendini yeniliyor""Benim ekstradan sevdiğim bir mevsim yok ama sonbahardan nefret ederim"
"Öyle deme sonbahar çok güzeldir kulaklık,kahve ve yürüyüş en çok bu mevsime yakışıyor"
"Yağmur yağıyor herşeyi mahvediyor ufaklık"
"Herşeyi mahveden yağmur değil insanlardır. Hem bence yağmur yağdığı zamanlar yeryüzündeki kötülükleri siliyor "
"Garip bir bakış açısı"
"Bu arada ufaklık sensin"
"Hey bence kim olduğu çok belli"
"Ben 23yaşındayım"
"Sen mi inanmıyorum"
"Öyle aa adını sormayı unuttum"
"Jungkook,Jeon Jungkook Senin ? "
"Jimin, Park Jimin memnun oldum Jeon"
"Bende memnun oldum Park bu arada 21yaşındayım"
"Senden büyük olduğuma göre ufaklık olmuyorum"
"Belkide öyledir ben artık gidiyim"
"Hoşçakal Jeon "
Jungkook şemsiyesi açıp biraz ilerledikten sonra arkasına döndü
"Hoşçakal Park"
Ardında ona gülümseyerek bakan bir Jimin bıraktığını bilmeden evine gitmişti
Nasılsınız bakalım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Roses
Fanfiction7 yaşındaki Jungkook annesinin babası tarafından öldürüldüğü gece intihar etmek için nehrin yanına gider. " Karanlığın içinden beni çekip çıkaran gülüşündü. Sen bunu bilmesende olur.