BÖLÜM 2

93 17 79
                                    

Avuçlarının altındaki kırmızı butona bastılar ve seçimlerini yaptılar. Ama asıl önemli olan, kendilerinin kim olduğunu çözmeleriydi. Ve geçmişleri en büyük kazıkçıları olacaktı. O zaman arkana yaslan ve izle. Sen kimsin Hilekâr?

Hilekâr

Çenesini havaya dikti, bağlı ellerini arkada iyice birleştirdi. Plastik kelepçe, tenine öylesine kazınmıştı ki, damarları aşınmış, kanı boşalmak üzereydi.

Gözünü kırpmadan önündeki projeksiyona baktı. Nefes dahi almadı. Görüntü yoktu, sadece ses vardı. Ve o ses, zihnine yavaş yavaş dikiliyordu. Göremediği manzaranın sadece sesini duymak zihninin sınırlarını zorluyordu.

Kulaklarını kabarttı, gözlerini kapattı ve sese odaklandı.

"Sessiz ol, sessiz ol. Sana kimsenin zarar vermesine izin vermem, sessiz ol."

Duyduğu ses, bir erkeğe ait olmalıydı. Bilgisayar telsizini bile kullanıyor olsa bir kadının veya erkeğin sesini bu uygulamadan bile rahatça ayırt edebilirdi.

Bu kişinin karşısında her kim varsa sadece nefesini verdi.

"Korkma, benden sana zarar gelmez."

Korkma, benden sana zarar gelmez.

Korkma.

Benden.

Sana.

Zarar.

Gelmez.

"Sonunda beraber yaşayabileceğiz. Sadece ondan kurtulmamız lazım, anlıyor musun?"

Hafifçe inleme sesi işitti kulakları. Bir kadına aitti. Evet evet, bir kadına ait olmalıydı.

"Onu yok etmemiz lazım, anlıyor musun? O bizim beraber olmamıza izin vermez. O, kötü biri. Asıl o sana zarar verir."

Çenesini sıktı ve ağır bir küfretti. Başını iki yana salladı, arkasındaki duvara vurdu.

"Sana dokunmama izin ver, onu beraber yok edelim."

Ağlama sesi işitti kulakları. Artık emindi, o kişinin karşısındaki kişi, bir kadındı.

"Şişş, ağlama. Ağlarsan kötü adam gelir."

Sesi... Sesinde kinlik vardı, şeytanlık vardı. Sesi, şeytandı.

Ellerini birbirine bağladı.

"Evet, güzel. Tut elimi."

"Hayır!"

Dudaklarından kaçan bu kelime videonun sesinin artmasına neden oldu.

"Gel yanıma, korkma. Unuttun mu, ben sana asla zarar vermem."

Gözlerini açtı ve karşısındaki projeksiyona baktı tekrardan, görüntü olmamasına rağmen. Bir yerden patlayacaktı bu durum ama ne zaman?

"Şimdi bana o kötü çocuğun ismini ver, onu yok etmeme yardım et ki beraber olalım. Bizi kimse ayıramasın."

İnleme sesi. Ardından iç çekiş ve haykırış.

Sikerdi böyle işi!

"İsmini vermeyecek misin?"

Bir çınlama sesi işitti bu sefer kulakları. Bir tenin, bir diğer tene vuruluş sesiydi, bu çınlama sesi.

KATLİAMIN HİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin