juneyaa: nasıl bu kadar yüzsüz olabilir aklım almıyor.
wondaeyo: yıkılan tarafta değil ki,
nasıl bir enkaz bıraktığını bile bilmiyordur.
juneyaa: son kez görüşmek sen yalvarırken aklına gelmemiş mi?
gerçi o kadar aklı başında olsa sana bunları yaşatmazdı.
soysuz.
wondaeyo: çenen hala düşük olduğuna göre sen daha kendine gelemedin.
benim salaklığım, dördüncü şişeyi açtırmamam gerektiğini unutuyorum hep.
juneyaa: senin de ne istediğin belli değil.
içelim dedin, işimi gücümü bıraktım geldim.
wondaeyo: iş güç dediğin bir ay bile görüşmeyeceğin insanlarla takılmak.
ne zaman hizaya geleceğini merakla bekliyorum.
juneyaa: sen hizaya geldin,
olanları gördük.
memnun musun halinden?
en yakın arkadaşını kendi geçen yılki halinde görmek ister misin?
wondaeyo: her ilişki bizimki gibi hastalıklı olmak zorunda değil.
yine de sevip sevilmek güzel duygular.
juneyaa: ben de seviyorum, seviliyorum.
sadece farklı kişilerle ve seviyeli bir düzeyde.
wondaeyo sent a photo
wondaeyo: sana girsin.
juneyaa: ben de sana girecek şeyi atardım.
ne yazık ki sığmaz ekrana.
wondaeyo sent a photo
wondaeyo: bak bu arkadaş bizim bölüme yeni geldi.
tatlı birine benziyor, tanıştırmamı ister misin?
juneyaa: isterim tabii ki,
sıra gelince haber veririm.
wondaeyo: şerefsiz herif,
sana iyilik yapanda kabahat,
yaşa kafana göre bomboş.
juneyaa: jiwon-ah~
ben aynı kişiye verebileceğim sürekli sevgiyi sana harcıyorum.
başka biri olursa sen zararlı çıkarsın.
wondaeyo: eveet,
uyku saatin gelmiş senin.
çorabını çıkar, yorganını çek,
baş ucuna da su koy.
gece kalkıp geri uyuyamazsan yarın hayalet gibi dolanırsın.
juneyaa: hanbin’le ne zaman görüşüyorum demiştin?
wondaeyo: yarın akşam.
juneyaa: güzel,
hayalet gibi dolaşacağımdan emin olabilirsin.
ama nerede?
:)