house of cards » liskook

four: today is your birthday but...

Tarih: 01.09.19

Bugün senin doğum günün, dedim belki bu şekilde aramızdaki - senin yarattığın - buzlar çözülür belki ilişkimiz normalde döner. Jungkook, eve bile gelmedin? Senin için o kadar güzel bir masa kurdum ki, pizza Margherita yaptım senin için, sen onu soğuk sevmesin ama fırında bekletmeme rağmen soğudu Jungkook. Çeşit çeşit çorba yaptım, elimden geldiği kadar sevdiğin çeşitleri yaptım. 10 çeşit yemek yaptım Jungkook, sırf yerken seninle konuşalım ve uzun uzun sofrada kalalım diye en erken saatte kalkıp hazırlığa başladım.

Pasta bile yaptım sana ama sen eve gelmedin.

Ben, gerçekten dayanamıyorum Jungkook. Gerçekten o kadar kırıyorsun ki beni, gitmemek için zor duruyorum. Gidersem bana dön dememenden korkuyorum, gidemiyorum.
Şöyle bir düşününce, sanırım gidersem dön demezsin hatta umrunda bile olmam. Hah, ne kadar güzel değil mi?

Kendi kendime çabalayıp durmaktan yoruldum Jungkook. Sen sanırım bana gerçekten zarar veriyorsun artık, bugün beni annen aradı. Yemek hazırlığı yapıyordum. Neler olup bittiğini sordu, doğum günün için hazırlık yaptığımı söyledim. Gelebilme ihtimalleri vardı, gelselerdi ve senin gelmediğini görselerdi ne olacaktı Jungkook?

O kadar düşüncesiz olmaya başladın ki, o kadar umursamaz olmaya başladın ki sana katlanamıyorum sana inanamıyorum Jungkook. Sen...sen bu değilsin, tek bildiğim benim tanıdığım Jungkook bu değil, benim aşık olduğum adam bu değil, benim kalbime sahip olan adam bu değil, sen başka birisin, yabancısın.

O kadar yabancısın ki iliklerime kadar işliyor yabancılığın.

Daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum, bu kadar basit miydi demek geliyor içimden sadece. Söylesene Jungkook, bu kadar basit miydi? ilişkimiz bu kadar basit miydi? Neden böyle bir yola sürüklendik? seni bunalttım mı? ya da seni sıktım mı? bıktın mı benden?

Son bir şans Jungkook, son bir şans. Bahsettiğim kayıdı bitirene kadar son bir şans veriyorum, eğer tek bir geri dönüş olmazsa gideceğim.

Lanet olsun ki seni seviyorum ama akıl sağlığım için bunu yapacağım yoksa, yoksa delireceğim. Günün hangi saatinde okuduğunu bilmiyorum, günaydın, iyi öğlenler/akşamlar ya da iyi geceler, kendine iyi bak.