~Dēpendeñt~

189 14 1
                                    

Hiç kimse birilerine muhtaç olmak istemez. Ama bazen öyle zamanlar vardır ki kendi irademizle karşımızdaki kişiye muhtaç olmak isteriz.

Rose ve Jennie bütün gece uyuyamadılar. Her ikisi de düşünmekle meşguldü. Rose sebebinin kim olduğunu biliyordu. Ama Jennie'yi bu kadar düşündüren şey neydi bilmiyordu. Ona anlatmadığı şeyler varmış gibi hissediyordu.

JN:Rose Rs: Unnie*aynı anda
Rs:Evet?
JN:İlk sen söyle
Rs:benim ki önemli değil artık 1 haftadır neyi söyleyemiyorsan söyle.
JN: Biliyor muydun?
Rs:Sürekli dalıp gidiyorsun unnie farketmek zor olmadı.
JN:Ehm şöyle ki ben bazen yurtdan kaçıyordum
Rs:Ne?!
JN:Evet biliyorum yapmamalıyım . Ama elimde değil. Sadece kaçmak istiyordum.
Rs: Unnie
JN:Bir gün yine kaçmıştım . Ama bu sefer peşime bir alfa düştü. Beni omuzumdan yaralamıştı.
Rs:*Eliyle ağzını kapatır
JN:Ve o sırada bir vampir beni kurtardı
Rs:Vampir mi?
JN:Evet . Senin kook'un yanında gezen bir tane çocuk var ya o
Rs:sexy sarışın
JN:Ahah Rose hiç güleceğim yoktu.
Rs: Öyle ama çocuğun hakkını yemiyim. Neyse evet sonra?
JN:İşte sonra beni okula bıraktı. O günden beridir bu gün yine karşılaştık. Konuştuk.
Rs: Demek o yüzden fıstık gibi alfa'yı istemiyorsun.
JN:Ne? Ne alakası var?
Rs:*yemedim bakışı atar
JN:Bilmiyorum diyelim.
Rs:Peki bu çocukla bir şey yaşadın mı?
JN:Pek sayılmaz .
Rs:Unnie anlatmıyorsun ama
JN:Tamam bir kanımı kez içti. Omuzun yaralıydı ve kan onu etkiliyordu. Bende izin verdim.
Rs:Vampirler yara izini kapatmak için zehirlerini dilleriyle yayar
JN:Sen bunu nerden biliyorsun diye sormaya gerek yok.
Rs:Yani buda demek oluyor kiiii
JN:Evet işte oldu öyle bir şey
Rs:huhuu
JN:Bu ne şimdi,?
Rs:Havada aşk kokusu demek.
JN:Yok öyle bir şey değil.
Rs: o yuzden bir haftadır kafan başka yerlerde.
JN:Yani bilmiyorum işte Rose. Hem Bence o öyle hissetmiyor. Tek derdi flört.
Rs:Ben öyle düşünmüyorum.

Jungkook'tan
Jk:Jimin iyi olduğuna emin misin?
JM:Evet dedim*öhö

Jimin bütün gece kan kusuyordu ve ateşi vardı. Bu vampirlerde nadiren görünen bir durumdu . Ama anlaşılan Jimin'in başına gelmişti. Biz vampirler eğer bir kişinin kanına bağımlı olursak ve uzun süre icmezsek. Ne kadar çok fazla başkasının kanını içersek İçelim, yine de susuzluğumuz geçmez. İçtiğimiz kanı da kusariz. İnsanların hastalanınca olduğu gibi diye biliriz.
Ve Jimin hiç iyi gözükmüyordu. Bir vampirin bağımlı olması onun başına gele bilecek en kötü şeylerden biriydi.
Eğer böyle devam ederse bağımlı olduğu kanı içmeyene kadar acı çekecek, gücü bitecek ve kusacaktı.

Jk:Jimin iyi değilsin biliyorsun. Ateşin yükselmiş.
JM:İyiyim dedim. Ağh
Jk: Jennie'yi çağırmam gerek
JM:Hayır *yutkunur* olmaz
Jk:Sana soran olmadı
JM: Şuan çok açım kook Ağh ona zarar vere bilirim.
Jk: Vermeyeceğini biliyorum
JM:Hayır ..kook

Jungkook ola bildiğince hızlı Rose'nin kokusunu takip ederek çadırını bulmuştu. Hemen açıp içine girdi

Rs:Kook?
Jk:Kook demek ha?
Neyse bunu sonra konuşuruz. Jen yardımın gerekiyor
JN:Benim mi?
Jk: Şöyle ki Jimin senin kanına bağımlı olmuş ve başka kanları vücudu kabul etmiyor ve sürekli kusuyor. Ayni zamanda birazdan acısı artacak ateşi de yükseldi.
JN:Jimin?
Jk:Sarışın işte.
JN:Bir dakika, bir dakika yani şimdi sen Jimin'in benim yüzünden hasta olduğunu mu söylüyorsun?
Jk:Evet . Seni onun yanına götürmezsem birazdan acıdan felç olacak.
JN:Ne?!
Jk:Bu gece onunla kalman gerekiyor.
JN:Peki Rose yalnız kalamaz.
Jk:Merak etme ben burada olacağım
JN: Gidelim.

Limèrence Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin