Bazen imkansız dediğimiz şeyler aslında öyle değildir,sadece biz onları imkansız olarak görürüz...
Kampın üstünden tam 3 gün geçmişti. Ben ve kook arasında olanlar bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Neredeyse bütün gün telefonla konuşuyorduk. Ama içim hala rahat değildi. Ben ona güvene miyordum? Jennie unnie de pek iyi gözükmüyordu. O günden beri Jimin'i görmemişti. Ağlayacak gibi bir hali vardı. Sorsam mı bilemiyorum ama galiba soracağım.
Rs:Unnie
Jn:Hm?
Rs:Bir şey mi oldu?
Jn:Yok hayır,her şey yolunda
Rs:Yalan söylüyorsun unnie gözlerinden anlıyorum.
JN:Pekala ne duymak istiyorsun?
Rs:Neden böylesin?
JN:Nedeni çok açık değil mi?
Rs:Anlamadım?
JN:Rosie bak biz kurtuz ama onlar vampir. İnsanların düşüncesini önemsemesek bile bunun ne kadar zor bir hayat olduğunu biliyor musun?
Gelecekte hamile kalırsan o çocuğa ne olucak? O çocuk ölürse iki tarafta darmadağın olur. İşte bu yüzden ben Jimin'le olamam. Ama şuan nedenini bilmediğim şekilde canım yanıyor.
Rs:Unnie ama biliyorsun şansın var.
Jn:Rosie o şansın 100de 8% olduğunu sende biliyorsun. Jimin'in benden uzaklaşması gerek. Benim de ondan daha fazla bir şeyler olmadan. Zaten kanıma bağımlı olmasa bir daha beni görmezdi bile.
Rs:Ama ben Jeon'u bırakmak istemiyorum.
JN:Rosie sen bırakmak zorunda değilsin. Gerçekten ona aşkına inanıyorsan ve ne olursa olsun bir kayıp dahi yaşasanız yanında olacağına inanıyorsan. Bir şey yapmak zorunda değilsin.Rose kendine sormuşdu o gerçekten kook'a inanıyor muydu?!
JN:Kook bu gün gelecek mi?
Rs:Evet ama neden?
JN: GüzelJennie bir bıçak aldı ve avcunu kesti dökülen kanı bir şişeye doldurdu ve Rose'ye uzattı.
JN: Kook gelince bu kanı Jimin'e vermesini söyle.
Rs:İyide neden?
JN:Beni görmesin,kokumu hissetmesin. Bende onu görmek İstemiyorum.
Rs:Unnie kendini bunu neden yapıyorsun?
JN:Öyle olması gerekiyor Rose. Ayrıca Jimin'e şöyle desin Jennie onu görmek istemiyor,o gün haddini aşmış.
Rs: Hastalandığı gün aranızda bir şey mi oldu?
JN:Hayır fazla yakınlık kurdu sadece.
Rs:Unnie kurtlar sadece bir kez aşık olur biliyorsun değil mi?
JN:Evet işte bu yüzden başkasına aşık olmalıyım ona değil.
Rs: Ona aşık olmasaydın acı cekmezdin .
JN: Sen dediğimi yap Rosie.
Rs:PekiAkşam jungkook yurda Rose'yi görmeye gelmişti. O sırada Jennie bahçede oturuyordu.
Rs:Merhaba nasılsın
Jk:Seni görmeyene kadar kötüydüm
Sana sarıla bilir miyim Rose?
Rs:TamamKook Rose'ye sımsıkı sarılıyordu. O güzel kokusunu yeniden hissediyordu. Rose Kook için sadece bir sevgili değildi. Onun için bir aile idi. Kook'un kurdu bile Rose'yi eşi olarak kabul etmiş ve onunla mühürlenmek istiyordu. Bu iki gencin tanışması tesadüf değildi aslında kaderdi.
Derler ki insanlar aslında bir bütün olarak yaramıştı. Ama sonra aralarından bir kaçı çok büyük bir günah işlemiş bu yüzden cezalandırılmış. Bu cezanın vebalini her kes ödemek zorunda kalmış. Bütün olan her kes yarım olarak kalmış. Ve yıllarca diğer yarısını aramak zorunda kalmış. Onu bulduğunda yeniden bütün olacakmış.
Kim bilir belki Jeon da diğer yarısını çoktan bulmuştur.Rs:Seninle bir şey konuşmam gerekiyor.
Jk:Bir şey mi oldu?
Rs:Al bunu.
Jk:Bu kan
Rs:Evet Jennie'nin
Jk:Neden bana veriyorsun?
Rs:Jen bunu Jimin'e iletmeni istedi . Ayrıca Jimin'e şöyle söylemen gerekiyor. " O gün haddini aşmış ve Jen artık görüşmelerini uygun bulmuyor"
Jk:Dalga mı geçiyorsun?
Rs:Keşke şaka olsaydı ama gerçek.
Jk:İyide Jen Jimin'den hoşlanıyor sanıyordum.
Rs: Aslında
Rose o an Jennie'nin ona söylediği sözleri hatırlamıştı.
"Rosie ne olursa olsun Kook'a bir şey anlatma hatırım için"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limèrence
Manusia SerigalaLimèrence~Tutkuyla âşık olma hâli. Omegalar korunması gereken özel varlıklardır. Çünkü büyüleyici bir güzellik ve koku barındırıyorlar. Onlardan biri de Roseanne abisi Teahyung tarafından korunuyordu.Ama bir gün Rose aniden Alpha okuluna gelmek zor...