(SINIR DOLMASA BİLE BÖLÜM ATIYORUM. VOTE ATMAYINCA YAZMA ZEVKİ KALMIYOR LÜTFEN BİRAZ SAYGI OLSUN EMEĞE LÜTFEN! AYRICA BUNDAN SONRA SINIR DOLMADAN YB YOK. VE KİTABA TANIYIM YAPARSANIZ SEVİNİRİİİM <3)
Genç kadın ağlamaktan bitap ve yorgun düşmüştü. Boğazındaki yumruyla beraber asistan odasına girdi. Heryerde Ali vardı sanki.. kahkahaları, utanışı... genç kadın yorgunlukla ve ümitsizce asistan odasındaki koltuğa çöktü. Elinde bir fotoğraf vardı.. sevdiği adamla olan. Genç kadın gülüyor, sevgilisi ona özlem ve hayranlıkla bakıyordu. Genç kadın acı tebessümle gözünden firar eden 1 yaşa izin verdi. Okşadı sevdiği adamın yüzünü. Çok, çok özlemişti. Tam 2 hafta olmuştu kaybolalı.. Koskoca 2 hafta... 2 haftadır sesini duymuyordu sevdiğinin... Polisler, Doruk, Demir, Tanju, Ferman... Herkes arıyordu ama yoktu. Sanki yer yarılmışda içine girmiş gibiydi. Genç kadının ümidi yavaştan yok oluyordu. Daraldığını hissediyordu. İçeri Doruk ve Demir her zamanki gibi mutsuz girdi.
'Abi yok! Yok! Adam Sanki yer yarıldıda içine girdi!'
'Oğlum kız üzülecek. Bi sus yahu! Hem ümitsizlik olmaz öyle! Cefa yahu bu! Bırakmaz mutlaka bulur bizi!'
'inşallah Doruk..'
Genç kadın üzgünlükle başını eğdi. Tahmin etmişti... Yine ağlamaya başladı. Ağladı, arkadaşları destek oldu. İyice Duvarlar üstüne geliyormuş gibi hissediyordu.. Ayağa kalktı hızlıca. Kapıdan çıkmak için yeltendiğinde kalbinde keskin bir acı hissetti. Yalpaladı geriye doğru. Hemen arkadaşları koluna girdi.
'Nazlı iyi değilsin..'
Genç kadın duymuyor gibiydi.. Yemesine, içmesine 2 haftadır dikkat etmiyordu. Ama bu onunla alakalı değildi. İçinden bir ses sevgilisine birşey olduğunu söylüyordu. Genç kadın inanmıştı içindeki sese. Çünkü onlar 'tek kalpti'. Belki bedenleri ayrıydı ama kalpleri birdi... Onu tutan arkadaşlarına acıyla baktı ve dilinden çıkanlara engel olamadı...
"Ali' ye bir şey oldu.."
***
"Hocam! Ağır yaralı geliyor!"
"Ben size demedim mi 1 haftalığına hasta kabul etmiyoruz diye? Anlamamışlar mı?"
"Hocam hastanın durumu kritikmiş. Vakit kaybetmeden buraya getiriyorlar."
"Offf peki, bana Nazlı, Doruk ve Demiri çağır"
Fermanın boğazında acı bir yumru oluşmuştu. 1 asistanı eksikti... O, kardeşi gibi bildiği Aliydi. hala alışamamıştı bu duruma. Ağlamamak için dişlerini sıktı. Üzgünce önüne döndü.. Alinin, kardeşinin fotoğrafına bakarak bulunması için dua etti..
***
Herkes acilde hazır bekliyordu. Nazlı içinde oluşan kasvet ve hüzüne anlam veremiyordu. Sanki ilk defa ağır yaralı geliyordu. Yorgundu hem de çok.. İlerden ambulansın acı sesi geliyordu. Çok geçmeden attler koşarak içeri girdi..
" Ali Vefa, 28 yaşında. Biri sağ, biri sol göğsünde, biride karın boşluğunda 3 kurşun girişi var. Yolda 2 kere kalbi durdu. Zor döndürdük."
"Hocam... Ali?"
Ferman dolu gözleriyle Ali'ye bakıyordu. tekçe Ferman değil, tüm acil dolu gözlerle bakıyordu. Herkesi dalgınlıktan ayıran monitörün acı sesiydi. Ferman kardeş kaybetme korkusuyla harekete geçti.
Nazlı şaşkındı. Sevdiği adam bulunmuştu. Zayıflamış, ağzı yüzü kan içinde sedyede cansız yatıyordu. Hem kıvırcık ve özenli olan saçları karışmış, kana bürünmüş, solmuştu. Pamuk gibi sakalsız olan yüzü, sakallanmıştı. Nazlı ne yakışmış diye geçirdi içinden. Monitörden gelen sesle sanki kendi kalbi durmuş gibi acı hissetti. Titreyen elleriyle müdahaleye başlamışlardı..