Strange'in kendisi gibi bir kızı olsaydı ne olurdu? Lexa Strange. Annesi Elena Wilson kızına bakamayacağını anlayarak onu Strange'e verirdikten sonra intihar eder. Strange var olduğundan haberi olmayan kızını kucağına aldığında artık yalnız olmadığı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elena Wilson Elena:Bir viski daha alabilir miyim? Elana 6.viskisini içmek üzereydi.Yeterince sarhoş olmuştu. Karnında ki bebeği umursamıyordu. Sadece ondan kurtulmak istiyordu. Aynı barda sarhoş olduğu akşam onun gibi sarhoş olan birisi vardı, Stephen Strange. Elena sarhoşluğun etkisiyle istemeden şeyler yapmıştı, bu onun hayatını mahvetmişti. Elena aniden tutan sancısı ile son bardağı içmeden masadan kalktı. Gözlerini sıkıca yumdu ve bardan dışarı çıktı. Doğum sancısının başladığını anlamıştı.Titreyen elleriyle ambulansı aramayı başarmıştı. 🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭🍭 Elena kucağında ki bebeği sağa sola sallamaya başladı. Onu aldırmak istemişti fakat yalnız kalmak istememişti. Ona bakacak maddi durumu artık tükenmişti, kirasını bile zor ödüyordu. Elena geçen sefer gittiği hastanede Stephen'ı görmüştü. Belkide kızını ona verebilirdi. Elena üstüne geçirdiği kırmızı paltosu ile dışarı çıktı. Küçük kızı kucağında uyuyordu. Elena Stephen'ın evini bilmiyordu ama onu takip edebilirdi. Elena aynı hastanenin önüne geldiğinde Stephen işten çıkmıştı. Elena onu kaçırmak istemiyordu. Bebeğini uyandırmamaya dikkat ederek adamın yanına koştu. "Stephen Strange!" Adam kendi adını duymasıyla beraber arkasını döndü. Gördüğü kızıl saçlı, yeşil gözlü, hafif çilli ve kucağında pembe bir örtü olan kadın ile durdu. "Buyrun?" kadın adamın onu tanımamasıyla sadece kaşlarını çattı. "Beni tanımıyor musunuz?" "Hayır, kimsiniz?" Elena derin bir nefes aldı. "Stephen ben Elena. Elena Wilson." Stephen duyduğu isim ile sadece kaşlarını yukarı kaldırdı. Onu hatırlamıştı, sadece neden buradaydı? "Elena burada ne işin var?" "Stephen burada sana anlatamam. Sadece evine gidebilir miyiz?" Stephen duyduğu ile kaşlarını çattı. "Neden?" "Lütfen, sadece beni dinle. Yalvarırım." Stephen başka bir şey demeden kadını arabaya aldı. Kendiside şoför koltuğuna oturduğunda bir bebek ağlama sesi duydu. "Bir saniye o örtüde bir bebek mi var?" Elena başını salladı ve kızını uyutmayı denedi. Stephen başka soru sormadan sadece arabayı sürmeye başladı. Eve vardıklarında Stephen kadını eve aldı. "Geldik işte. Şimdi bana söyle, neden buradasın?" "Tepki vermeden beni dinle." Elena pembe örtüyü Stephen'a verdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Stephen kucağı aldığı bebeği tekrar Elena'ya vermeye çalıştı. "Lütfen kızını alır mısın?" Elena sıcak bir gülümseme sundu. Elini kırmızı paltonun altında pantolonuna götürdü. Çıkradığı tapanacayı titreyerek başına doğrulttu. "Hey! Ne yapıyorsun sen? İndir onu!" Stephen bir adım ileri attığında Elena'da geriledi. "Sakın kıpırdama ve beni dinle!" Stephen gözlerini sıkıca yumdu ve açtı. "Seni dinliyorum." "Beraber olduğumuz gün ben hamile kaldım. Bu kız senin kızın." "Elena, sen saçmalıyorsun." Elena ağlamaya başladığında Stephen ciddiyeti anlamıştı. "LANET OLSUN SAÇLAMAMIYORUM! O BEBEK SENİN KIZIN! LANET OLASI KANINDAN! Beş gün önce doğdu." Elena ağlıyor ve zor nefes alıyordu. Stephen gözlerini kadından ayırıp bebeğe baktı. Saçları annesi gibi kızıldı. Gözleri henüz açılmamıştı. Küçücük elleriyle pembe örtüye sımsıkı sarılmıştı. Tombul pembe yanakları onu çok sevimli yapıyordu. Stephen tekrar kadına baktığında kadın silahı iyice kafasına bastırdı. "Ben ona bakacak kadar iyi biri değilim." "NEDEN HAMİLEYKEN YANIMA GELMEYE CESARET ETMEDİN!? O GECE SADECE HATAYDI AMA BU YİNEDE BENDEN OLAN ÇOCUĞU SAKLAMANI GEREKTİRMEZ!" Elena sözlerin üzerine sadece titreyen dudaklarını birbirine bastırdı. "Hataydı...kızımda bu hatanın en güzel parçası." Stephen hiçbir tepki göstermedi. "Onu sakın yetimhaneye verme.Ona sen bak!" "LANET OLSUN BEN ÇOCUK BAKAMAM ELENA!" "AĞZINLA DEMEDİN Mİ HAYATDI DİYE! HER HATANIN ÖDENMESİ GEREKEN BİR BEDELİ VARDIR STEPHEN! BEN CANIMLA ÖDEYECEĞİM SENDE ONA İYİ BİR BABA OLARAK!" Elena boşta olan eliyle gözlerinden akan yaşları sildi. "Adını sen koy Stephen." "L-Lexa" Elena son kez gülümsedi ve gözlerini sıkıca yumdu. Tetiğe bastığında evde yankılanan silah sesi Lexa'yı korkutmuştu. Küçük kız kıyamet kopmuş gibi ağlarken Strange sadece yerde kanlar içinde yatan kadına bakıyordu. Yeşil gözlerinden yaşlar damlıyordu kadının. Başından akmaya devam eden kan Strange'in ayaklarına ulaşmıştı. Strange, dolu gözlerini kadından ayırıp bebeğe baktığında ağlamaktan kızaran yüzünü gördü. "Tamam Lexa korkma." Strange kucağında ki bebeği daha sıkı tuttu. "Sana bakmayı deneyeceğim Lexa," diyerek bebeğin kulağına fısıldadı.
