6.Bölüm:"Elleri olmadan yapamaz."

306 30 7
                                    

                    Lexa StrangeAge:13Lexa sonunda saçlarını taramıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

. Lexa Strange
Age:13
Lexa sonunda saçlarını taramıştı. Kızıl ve dalgalı saçları bu işi zorlaştırıyordu. Lexa babasının yanına geldiğinde Strange işe gitmek için kendine saat seçiyordu. Saat koleksiyonunda gözlerini gezdirsede pek bir şey beğenemiyordu. Lexa babasının baktığı saatlerden birini işaret etti.
"Bence bunu tak çok yakışır." Strange gülümseyerek kızın saçlarını okşadı
"Bencede en güzeli bu." Strange saati koluna taktı ve kızına döndü.
"Kendine dikkat et ufaklık." Lexa babasına sarıldı.
"Görüşürüz." Strange gülümseyerek evden çıktığında Lexa tekrar odasına çıktı. Kitabını eline aldı ve okumaya başladı. İçi istesede istemesede huzursuzdu. Kitabı okumayı bitirdiğinde ağrıyan gözlerini ovuşturdu. Beyaz elbisesini düzelterek oturduğu sandalyeden kalktı. Babası evden çıkalı yarım saat olmuştu. Belki de en sevdiği şeyi yapabilirdi,temizlik. Lexa malzemeleri aldıktan sonra önce kendi odasından başlamaya karar verdi. Elinde ki beze damlattığı çamaşır suyuyla odasının yerlerini sildi. Diğer mavi bez ile çalışma masasının tozunu aldı. Masada ki kitapları tek tek rafa alfabetik sıraya göre yeniden dizdi. Odadan sonra mutfağa gitti tezgahı baştan aşağı sildi. İçi hala rahat etmemişti.
"Şimdi ne yapacağım?" Lexa elinde ki bezi çöpe silkeledi. Bezi tekrar yerine kaldırdı. Elbisesini tekrar düzeltti. Malzemeleri kaldırdığında tekrar odasına çıktı. Saate baktığında babası evden çıkalı bir buçuk saat olmuştu. Telefonunu eline aldı. 5 dakika sonra çalan kapı ile yerinden kalktı. Kapıyı açtığında Christine nefes nefese duruyordu.
"Tanrım Christine! Ne oldu sana?" Christine kızı omuzlarından tuttu.
"Lexa lütfen sadece benimle gel, yetişmem gereken bir ameliyat var." Lexa sporlarını giymeye çalıştı ama beceremeyince beyaz terliklerini ayağına geçirdi. Christine kızın elini tuttu ve koşmaya başladı. arabaya bindiğinde Lexa'da hızla arka koltuğa oturdu.
"Christine neyin var senin!?"
"Sakin olacaksın Lexa." Lexa anlamadığını belli etmek için ellerini iki yana açtı.
"Tamam ama yavaş kullan şunu." Christine sıkıntılı bir nefes verdi.
"B-baban Lexa, kaza geçirmiş hastaneye getirdiler. Bende ameliyata gireceğim ama önce seni almaya geldim." Lexa hiç bir şey demedi. Sesler ve görüntüler onun için görünmezdi. Yanaklarında hissettiği ıslaklık ile ellerini yüzüne götürdü. Ne zaman akmaya başladığını fark etmediği gözyaşlarını sildi.
"Lexa beni duyuyor musun!?"
"Duyuyorum Christine..."
"Lexa geldik hadi!" Christine hızlıca arabadan indiğinde peşinden Lexa'da indi. Lexa hala olayın şokundaydı. Ama o da Christine'in peşinden koşuyordu. Christine hızla gittiğinde ameliyat hanenin önüne geldiler.
"Tatlım burada dur tamam mı?" Lexa başıyla onayladı ve ameliyat hanenin kapısının önüne çöktü. Chirstine içeri girdiğinde Lexa ağlamaya başladı. Titreyen ellerini kızıl saçlarından geçirdi. Babasına bir şey olamazdı, olmamalıydı. Annesinin ölümü yüzündende kendisini suçlarken babasınıda kaybetmemeliydi. Ondan başka kimsesi yoktu. En azından Christine vardı ama onun kendine özgü bir hayatı vardı. Lexa aklına gelen düşünceler ile daha çok ağlarken dudaklarını kemirmeye başladı.Dudaklarından damla damla akmaya başlayan kanıda umursamadı. Babasının oradan sağ çıktığını görene kadar ağlayacaktı. Onu görenler ona acıyarak bakıyorlardı. Lexa parmaklarını çıtlatmaya başladığında hala ağlıyordu. Gözleri kızarmıştı. Gözatlarıda bunu belli ediyordu. Lexa yalpalayarak ayağı kalktı. Ameliyat hanenin kapısı açılınca Lexa bir adım öne çıktı. Babasınını tanıyamamıştı. Yüzündeki yaralar, şişmiş gözü, ve sargıda asılı olan elleri...bir saniye ellerimi! Lexa eliyle ağzını kapattı. Babasının bütün hayatı elleriydi. Elleri onun her şeyiydi.İşi ve elleri onun büyün hayatıydı. Christine tekrar kızın yanına geldi. Ağlamaktan nefes alamayan kıza sarıldı.
"Lexa ağlama lütfen..."
"Christine onun ellerine noldu?"
"Lexa, babanın ellerinde ki sinirler fazlasıyla zarar görmüş. Uzunca bir süre ellerini kullanamayacak." Lexa gözyaşlarını silsede hala hıçkırıyordu.
"C-Christine o elleri o-olmadan y-yapamaz." Chirstine Lexa'ya sarıldığında Lexa kollarını sıkıca kadına sardı.
"N-ne z-zaman uyanır?"
"Bilmiyorum ama uzun sürebilir."
🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤
Lexa hastanenin kantininden aldığı sandviçi yerken hala babasını düşünüyordu. Bir ısırık aldığı sandviçi elinde incelemeye başladı. Gözünden akan yaşlar sandviçe damlamaya başladığında Lexa başını iki yana salladı. Babasının kaldığı odaya ilerlediğinde içeriden gelen sesler ile kaşlarını çattı.
"Ben yapabilirdim,"diye duyduğu ses babasına aitti. Lexa aralık olan kapıdan içeri baktığında babası uyanmıştı.
"Baba." Lexa titreyen sesiyle konuştuğunda Strange yaralı yüzünü kapıya çevirdi.
"Lexa, burada ne arıyorsun?" Lexa elindekileri kenara koydu. Dolan gözlerini silerek babasına yaklaştı. Yatağın kenarına oturdu.
Christine odadan hızla çıktı. Lexa dudaklarını birbirine bastırdı ve elini babasının saçlarına attı.
"Baba iyi misin?"
"Değilim. Beni mahvettiler Lexa. Şuna bak," diyerek ellerini gözleriyle işaret etti. Asılı olan elleri korkunç görünüyordu. Lexa babasının ne kadar üzüldüğünü yüzünden anlamıştı.
"Daha iyisini yapamazlardı baba. Kimse seni mahvetmedi."
"Yanılıyorsun Lexa, beni mahvettiler."
Lexa daha fazla dayanamadı. Diz çöktü ve başını yatağa yasladı, ağlamaya başladı. Strange kızının gözyaşlarını silemiyordu ve bu canını çok yakıyordu. Lexa'nın hıçkırıkları arttığında Strange daha fazla dayanamadı.
"Lexa, lütfen ağlama." diyerek kızına seslendi. Lexa başını gömdüğü yataktan kaldırdı. Babasının yaralı yüzüne baktığında sadece başını iki yana salladı.
"Üzgünüm baba." Kızıl saçlarını yüzünü kapatacak şekilde öne aldı. Ağlamasının durmayacağını biliyordu ama babasının bunu görmesini istemiyordu. Strange sesini daha da yükselterek ona seslendi.
"Sana ağlamamanı söyledim!" Lexa korkarak saçlarını önünden çekti.
"Üzgünüm." Diye tekrar fıslıdadı, elini tekrar babasının saçlarına attı ve ayavaşça okşamaya başladı.
"Sınirler fazla zarar görmüş. Bundan iyisi olabilir miydi ki baba?"
"Olabilir Lexa olabilirdi..."
♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡
Lexa elinde ki sıcak çorbayı karıştırdı ve kaşığa aldığı çorbayı Strange'e uzattı.
"İstemiyorum." Lexa babasını dinlemedi ve kaşığı iyice ona yanaştırdı. Strange elleri hâlâ kullanamıyordu ama en azından askıdan çıkmış ve sadece sargıda duruyordu.
"Baba lütfen, benim için." Strange göz devirerek kaşıkta ki çorbayı içti. Kendi kızının ona bakıcılık yapması hoşuna giymiyorfu, bu açık ve netti. Baba olan oydu, onun Lexa'ya bakması gerekiyordu. Strange başını cama çevirdi yağmuru izlemeye başladı. Lexa iç çekerek çorbayı komidine koydu ve odadan çıktı. Hastanenin lavabosuna girdiğinde ağlamamak için zor duruyordu. Babasını böyle görmek istemiyordu, onu mutlu edemiyordu. Aynaya baktığında gözlerinden akan yaşları iyice izledi, babasının yanında ağlamamaya çalışıyordu çünkü Strange kızını ağlarken görmek istemiyordu. Lexa telefonunun titremesiyle telefonu eline aldı, Vanessa'dan mesaj vardı.
Kardeşim💙
Lexa neredesin sana ulaşamıyorum.

Lexa
Her şey berbat ilerliyor.

Kardeşim💙
Bizde de öyle her şey berbat gidiyor.
İyi misin peki?

Lexa
Evet, peki sen?

Kardeşim💙
Ben her zaman iyiyim bebeğim :)

Lexa
Stark :/

Kardeşim💙
Tamam sustum.

Lexa
Seni seviyorum

Kardeşim💙
Bende beni seviyorum.

Lexa
Vanessa!

Kardeşim💙
Tamam, bende seni seviyorum.

Lexa gülümseyerek telefonu cebine koydu ve tekrar aynaya baktı. Yüzüne soğuk bir su çarparak tekrar odaya döndü. Kapıdan içrri girdiğinde Christine yatakta elinde ufak bir tasın içinde ki köpüğü Strange'in yüzüne sürüyordu. Kapının sesi ile ikiside başını kapıya çevirdiğinde Lexa çekinerek içeri girdi. Christine gülümseyerek Lexa'ya baktı.
"Hoşgeldin Lexa." Diyerek gülümsemeye devam etti. Elinde ki ufak jileti ile Strange'in yüzünde ki köpükleri almaya başladı. Lexa sakin adımlarla babasının yanına gitti, yatağın kenarına oturdu. Strange sargıda olan elini Lexa'nın omzuna atarak onu kendine doğru çekti. Lexa gülerek babasına iyice yanaştı. Christine hüzünle gülümseyerek ikiliyi izliyordu, Strange'i bu durumda bile gülümsetymeyi başaran tek kişi Lexa'ydı.

Selamm yıllar sonra bu kitabada bölüm geldi. Sonunda asıl olaya giriş yapmayı başardım. Fikirleriniz bekliyorum sizi seviyorum🖤

Lexa Strange/Daughter Of StrangeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin