Chirstine adamanın dediğine gülümserken kutuyu ona verdi.
"Sana bir hediye aldım."
Chirstine gülümseyerek adamın tepkisini izledi. Stephen şaşkınlığını gizlemeye çalışarak kutuyu eline aldı. Kutuyu heyecanla açtığında saat vardı. Saati eline alarak Chirstine baktı.
"Chirstine...bu çok güzel."
"Beğendiğine sevindim."
🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐🥐Lexa 7 yaşındaydı, bugün okula başlayacaktı. Çok heyecanlıydı. Saçlarını yukarıdan at kuyruğu yapmıştı. Okula başladığında yeni arkadaşları olacaktı. Lexa sarı sırt çantasını koluna taktı ve babasının yanına gitti. Stephen gömleğini son kez düzeltti ve arkasını döndü. Lexa mavi gözlerini mutlulukla kırpıştırdı. Stephen gülümseyerek küçük kızın önünde diz çöktü.
"Nasılım baba?"
"Harikasın tatlım. Hazır mısın?"
"Mhmm." Strange küçük kızın elini tuttu ve arabaya bindi. Okulun önüne gelince Lexa heyecanla arabadan zıpladı.
"Burası çok hoş." Strange küçük kızın anlından öptü ve tekrar arabaya bindi.
"Seni alırım. Görüşürüz." Küçük kız babasına el sallayarak okula koştu. Sınıfa girdiğinde bazı çocuklar ağlıyordu. Lexa onlara anlam veremedi ve yerine oturdu. Etrafını incelemeye başladığında neşeli bir öğretmen sınıfa girdi.
"Merhaba çocuklar ben Ariana."
Öğretmenin isteği ile herkes kendini tanıtmaya başladı. Lexa ondan önce tahtaya çıkan kızı baştan aşağı süzdü. Kahverengi saçları, mavi gözleri ve ufak bir burnu vardı.
"Vanessa Adele Stark memnun oldum," diyerek tekrar yerine geçti. Lexa biraz heyecanlı birazda korkak olarak ayağı kalktı.
" Lexa Strange m-memnun oldum." Lexa tekrar sırasına oturdu ve başını sıraya gömdü. Dersin bitiminde Lexa kenarda sohbet eden kızların yanına gitti. Ailelerinden bahsediyorlardı.
"Merhaba bende size katılabilir miyim?"
"Tabi, annen baban ne iş yapıyor? Benim babam mimar annem ise öğretmen."
Lexa yutkundu ve devam etti.
"B-benim babam Cerrah, annem ise öldü. Annem yok."
Kız, kıvırcık saçlarını arkasına atarak güldü.
"Anlıyorum, annesizsin yani,"
"Evet." Kızlar gülmeye başladığında Lexa sırasına geri döndü ve başını sıraya gömdü. Omuzuna dokunan el ile başını oraya çevirdi.
"İyi misin?" Lexa ona bakan kızı başıyla onayladı.
"İyiyim."
"Beni tanıyorsun ben Vanessa sende Lexa değil mi?"
"Evet öyle." Vanessa gülümseyerek kızın yanına sandalye çekti. Lexa dolmaya başlayan gözleri hızla sildi.
"Yapma, ağlamıyorsun değil mi?"
"Hayır."
"Benimde annem yok." Lexa duyduğu son sözle Vanessa ile göz teması kurdu.
"Peki baban var mı?"
"Evet var." Lexa gülümsemeye başladığında Vanessa'da gülümsedi. Kendisi gibi bir arkadaşı olmuştu. Lexa utanarak elini uzattı.
"Ş-şey tanıştığıma tekrar sevindim Vanessa Adele Stark." Vanessa'da elini uzatarak yanıt verdi.
"Bende Lexa Strange."
"Kantine gelmek ister misin?" Lexa başını salladı. Vanessa kızın elinden tutarak onu kantine çekti. Büyük sınıflar sırayla dağıldığında ikili birer gazoz almışlardı.
"Lexa annen nasıl ölmüştü?"
"B-bilmiyorum. Hiç sormadım. Senin ki nasıl öldü?"
"Doğumda ölmüş babam öyle söyledi."
Lexa başını salladı ve gazozundan bir yudum aldı. Sınıfa girdiklerinde herkes onlara bakıyordu.
"Neden bize bakıyorlar?" diyerek Vanessa'nın kulağına fısıldadı. Vanessa başına baktı ve ona geri fısıldadı.
"Başında örümcek var." Lexa attığı çığlık ile beraber çırpınmaya başladı. Başından düşen örümcek hızla masalardan birinin altına girdiğinde Lexa ona gülenlere baktı, bütün sınıf küçük kıza gülüyordu. Lexa elinden yere düşen gazozu umursamadı. Koşarak sınıftan çıktı. Koşarken gözünden akan yaşları silmeye çalışıyordu. Bahçede ki duvarın yanına çöktüğünde ağlamaya başladı. Okulun güzel bir yer olduğunu sanmıştı, yanılmıştı. Yanına birinin oturduğunu hissettiğinde başını kaldırdı. Vanessa yanında duruyordu.
"Tanrım, ağlamayı kesmelisin. Onları çok güzel azarladım." Lexa gülümseyerek Vanessa'ya baktı.
"Ben sana çok teşekkür ederim."
"Önemli değil hadi derse gidelim." Vanessa Lexa'yı elinden tutarak kaldırdı.
🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟🍟
Lexa defterini çantasına attı.Okul günü berbat geçmişti. Bu yüzünden de anlaşılıyordu. Lexa babasına annesinin ölümünü sormaya kararlıydı. Sarı çantasını koluna taktı ve okuldan çıktı. Gözleri babasını aradı ama bulamadı. Biraz daha etrafa baktığında Vanessa'yı gördü. Babası olduğunu tahmin ettiği adam kızın saçlarını okşayıp arabaya binmesini sağladı. Değişik sakalı, mavi güneş gözlükleri ve takım elbisesi ile dikkatleri üstüne çekiyordu. Lexa biraz daha adamı incelediğinde gözlüğün kenarında Stark Endüstrileri yazdığını fark etti. Arkasından gelen ses ile gözlerini onlardan aldı.
"Lexa." Lexa babasını görmesi ile beraber ona koştu. Strange kızını kollarının arasına aldı ve sıkıca sarıldı.
"Nasıldı bakalım?" Lexa başını önüne eğdi ve istemeyerek mırıldandı.
"İyiydi." Strange kaşlarını çattı ama uzatmadı. Küçük kız arabaya bindiğinde hızla eve sürmeye başladı. Eve vardıklarında Lexa tek kelime etmeden odasına çıktı. Kendini yatağa attığında elleriyle saçlarını çekmeye başladı. Sonunda kafasını yastıktan kaldırdı. Yastığına sıkıca sarıldığında odanın kapısı çaldı.
"Gel baba." Lexa gözyaşlarını hızlıca sildi. Strange içeri girdiğinde kızının ağladığını anlamıştı. Yatağa kızının yanına oturdu.
"Neden ağladın Lexa?" Lexa babasına baktı. Strange tam konuşacakken Lexa hızlıca boynuna sarıldı. Küçük kollarını adamın boynunda sıklaştırdı.
"Baba." küçük kız hıçkırıklarını saklama gereği duymadı. Strange küçük kızın başını omzundan kaldırdı.
"Lexa neyin var?" Strange küçük kızın gözyaşlarını sildi.
"Baba...benim annem öldüğü için beni sevmiyorlar." Strange derin bir nefes aldı. Lexa'nın alnını öptü.
"Neden söylemedin?"
"Ben sadece gereksiz olduğunu düşündüm." Lexa asıl sorusunu babasına sormak istiyordu ama korkuyordu. Madem babası ona bunu anlatmamıştı o neden soruyordu ki?
"Lexa sen benim kızımsın. Seninle ilgili hiçbir konu gereksiz değil."
"Baba sana bir soru sorabilir miyim?"
"Efendim?"
"Annem nasıl öldü?" Strange sadece kızının yüzüne baktı. Kızıl saçlarını okşadı. Bir gün bu sorunun geleceğini biliyordu. Kolay cevap veririm sanmıştı ama şimdi sadece bakmakla yetiniyordu.
"Lexa ben..."
"Baba, eğer zorlanıyorsan söyleme. Bunu bilmeme gerek yok." Lexa küçük elini babasının ağzına koyduğunda Strange gülümsedi ve kızın elini öptü.
"Lexa annen sana bakamayacağını düşünüyordu bu yüzden o...kendini öldürdü." Strange bunları tek nefeste söyledi. Kızını göğsüne yatırdı ve sarıldı.
"Benim yüzümden mi?"
"Ne? Hayır saçmalama bu onun kendi kararıydı Lexa. Sen sadece bebektin." Lexa küçük küçük ağlarken Strange sadece ona, bunun onun suçu olmadığını anlatmaya çalışıyordu. Lexa ise ömür boyu bunun pişmanlığını yaşayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lexa Strange/Daughter Of Strange
Science FictionStrange'in kendisi gibi bir kızı olsaydı ne olurdu? Lexa Strange. Annesi Elena Wilson kızına bakamayacağını anlayarak onu Strange'e verirdikten sonra intihar eder. Strange var olduğundan haberi olmayan kızını kucağına aldığında artık yalnız olmadığı...