Sonraki bölüm pazartesi gelecek aşklarım. 💘😘
Hünkarımızın terasında İstanbul manzarasına bakarken validem geldi. Bir süre arkamda dikildi. Onun geldiğinin farkında olmama rağmen dönüp ona bakmadım.
"Selim emrime rağmen payitahttan ayrılmamış, haremiyle birlikte Mermer Köşk'te kaldığını işittim."
"Aranızdaki husumet ziyadesiyle uzadı. Birbirinizin üzerinde gücünüzü denemekten vazgeçin artık," dedi validem yanıma doğru gelerek.
"Mahnisa'yla nikahlandığımı hünkarımıza ifşa edecek. O vakit onu elimden kimse alamaz."
"Yapmayacak, ikaz ettim."
"Selim yapmaz, Selim zinhar bu işe bulaşmaz demiştiniz. Ne oldu, her zamanki gibi perdenin arkasından o çıktı. Benim ona itimadım yok validem, sizin de olmasın. Ya onun yanındasınız ya benim, ortası yok bunun."
"Sen ne dediğinin farkında mısın? Ya sağ gözünü çıkar at diyorsun bana ya da sol gözünü, sakın benden bunu isteme. İkiniz de benim evladımsınız, hatalarınızı hoş görür affederim, bir orta yol bulmak için tüm gücümü kullanırım lakin hünkarımız öyle değil. O affetmez, Şehzade Mustafa'nın idamı da bunun ispatı. Unuttun mu?" diye sorduğunda sinirle ona döndüm.
"Ne bir babanın evladına kıydığını unutabilirim ne de buna neden olanları. Hepsi aklımda validem, hepsi."
Başka bir şey demesine izin vermeden terastan çıkıp hünkarımızın dairesine girdim.
-Mahnisa Sultan
Fatma Sultan beni dairesine davet etmişti. Bir süre havadan sudan konuştuk. Ardından en sonunda ağzımdaki baklayı çıkardım.
"Şehzade Selim Mermer Köşk'teymiş, haberiniz var mı sultanım?" Omuz silkti.
"Göz önünde değil işte, Ogeday'a yetmiyor mu bu? Zaten bu günlerde kovulan kovulana. Rüstem'in hali pürmelali, kapının önüne konuverdi işte."
"Allah şahit, Rüstem Paşa'yı günahım kadar sevmem lakin Şehzadem Ogeday'a verdiği desteğin farkındayım. Onun sarayda olmayışı hiç hayra alamet değil." Gözlerini devirdi.
"Kurtla kuzu birbirine karışmış anlaşılan. Sen Rüstem'in öyle Ogeday'ın yanında olduğuna hiç aldanma. O bir eliyle okşar, diğer eliyle de sırtından vurmak için hançer taşır."
-Şehzade Ogeday
Haremden geçip hünkarımızın dairesine giderken kapının önünde Rüstem Paşa'yı gördüm, beni bekliyor olmalıydı. O da beni görünce selam verdi.
"Şehzadem sizinle konuşmak istediğim bir husus var."
"Gel," diyerek hünkarımızın dairesine geçtim. O da beni takip ederken "Daha iyisindir inşallah?" diye sordum.
"Sağlığınıza duacıyım şehzadem. Kardeşim Sinan Paşa'nın ölümü beni bir hayli müteessir etti lakin toparlanıyorum."
"Kardeş acısının ne denli zor olduğunu gayet iyi bilirim Rüstem, tesirinden kurtulmak zordur."
"İçimde yanan bir ateş var, intikamımı almadan o ateş sönmeyecek. Merhum Şehzade Mustafa'nın silahtarı Atmaca, her şeyin müsebbibi o. Defalarca canıma kast etti, en sonunda da gözümün önünde kardeşimi aldı benden. O hainin canını almadan bana huzur yok." Bir şey söylemediğimde devam etti. "Şehzade Mustafa'ya karşı ne denli kuvvetli hisler beslediğinizin farkındayım, onun hakkındaki düşüncelerimi de biliyorsunuz. Yalan değil yıldızımız hiç barışmadı, hiç anlaşamadık. Ölümü belki de herkes için hayırlı oldu, bilhassa da sizin için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İktidar Oyunları | ognis.
FanfictionKanuni Sultan Süleyman'ın halasının torunu olan Mahnisa Sultan, ailesini kaybetmesinin ardından padişahının himayesi altında saraya gelir. İlk defa Osmanlı Sarayı'na gelecek olan genç kız, başına geleceklerden ve bu sarayda Hürrem Sultan'ın şehzadel...