4

249 22 14
                                        

"Güvenimi kazana bilirmisin?"

Daha demin ki çocuk gitmiş yerine başkası geçmiş gibiydi.

Yol boyunca telefonu ile oynuyor idi.
Bir kafenin önünde durmam ile gözleri yola kaydı.

"Neden buraya geldik?"

"Mutsuz olduğun çok belli bir şeyler içmek iyi gelir diye düşündüm."

"Mutsuz değilim."

"Tamam tamam kesin. Hadi gel benimle"

"Tamam."

Arabadan çıkıp güzel havayı içime çektim. Rüzgar hem benim hem de yanımda ki çocuğun saçları ile boğuşuyordu.

Kafeden içeriye geçtik bir masaya oturduk içecek ve tatlı sipariş ettik.

İkimiz de birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Ama daha bir kelime bile etmemiştik.

Siparişlerin gelmesi ile ikimiz de bakışlarımızı tabaklara çevirdik.

İçeceklerimizi içip, tatlılarımızı yerken
Chan gene konuşmamıştı. Bu sefer söze ben girdim.

"İyi misin?"

"Evet neden sordun"

"Normalde bana soru sorman gerekirdi."

"Seni sıkmak istemiyorum. "

"Sorun değil. "

İkimiz de başka hiç bir kelime dahi etmemiştik. Fazlasıyla üzgün gözüküyordu Chan...

Bir anda Chan konuşmaya başladı.

"Ee hayatın nasıl? "

"Çok güzel bir hayatım yok hep aynı rutinleri yaptığım sıkıcı bir hayat senin? "

"Benimde fazlasıyla sıkıcı."

Bir an Chan önümüzde ki masanın fotoğrafını çekti.
Sonra telefonu bana yöneldi.

"Acaba bana minik bir gülümseme verebilir misiniz bayım? "
Tatlı bir gülümseme sundu.

"Hmm bilemedim şimdi, olabilir... "

"Teşekkür ederim bayım"

"Rica ederim ufaklık"

Chan fotoğrafımı çekmişti. Ben ise ona koca bir gülümseme sundum.

"İnanıyorum içinde minik duygusal biri var. "

Duygu? O ne demekti. Nasıl bir histi.

"Şey yanlış birşey mi dedim? "

"Yok. Kalkalım mı artık geç oldu. "

"Tamam"

Hesabı ödeyip araba ya bindik.

"Herşey için teşekkürler. "

STOLEN DREAMS     CHANGCHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin