Burnuma gelen nefis pankek kokusu algılarımı hızla açmayı başarmıştı. Dağınık saçlarım ve kaymış askılımla daha gözümü bile doğru düzgün açamadan kendimi mutfağa giden koridorda bulmuştum bile.
Mutfağa adımımı atar atmaz bella teyzemin "Günaydın, sakın ellini yüzünü yıkamadan pankeklere elini sürmeyi aklından bile geçirme" uyarısıyla attığım bir adımıda geri atmak zorunda kaldım. Ve söylene söylenede olsa lavoboda işlerimi halledip geri döndüm mutfağa . 'Sanada günaydın bells " diye tripli konuşsamda güldü ve pankekleri önüme bıraktı . Bir hışımla yemeye başlasamda 2.ye geçmeden dank etti bu evde eğer pankek pişiyorsa bu bir ikna yöntemidir. Ve hemen elimdeki pankeki tabağa geri bırakıp şüpheli gözlerimi bella teyzeme çevirdim " Bells sen öyle durduk yere pankek yapmazsın" dedim oda çekingen bir halde " belki ufacık bir haber verebilirim" dediği anda haklı çıktığımı anladım. " Tamam, hadi söyle merak ettim" dedim. " Sana bu sene bir mektup geldi , Hogwarts mektubu. Önce şaşırsamda ardından annen ve babandanda bir mektup geldi" diye cümeyi tamamladığı anda nefesim bir anlığına kesildi. Ama sonra vücudumdaki gerginliği bir kenara bırakıp " ne yazmışlar " diye sordum .
" Senin artık hogwartsa gitmeni istediklerini ve onların yanına, evine geri dönmeni istediklerini söylemişler. Ilvormenyden daha iyi bir eğtim görmen için hogwartsın şart olduğunu söylemişler." Bella teyzem cümleyi bitirdiği anda bir kahkaha koyuverdim. Oda şaşkın ve anlam veremeyen bir ifadeyle yüzüme bakıyordu . " Demek bir çocukları daha olduğunu hatırlamışlar . 7 sene sonra sonunda kabullenebilmişler. Ne komedi ama . Diye cümleler ağzımdan teker teker çıkmıştı." Tatlım haklısın , çok haklısın hemde ama ginede denemeye değmezmi hem send-" diye bana cevap veren bella teyzemin cümlesini keserek " Ne denemesi bells , 7 aydan değil 1-2 seneden değil ,benim neler yaşadığımı umursamadan geçirdikleri 7 yıldan bahsediyorum"diye haykırdım. Bella teyzem dolu gözlerle bana bakıyordu. " canının yandığını biliyorum hazel ama bana her zaman bir şans daha verilirse insanların neleri değiştirebileceğini yıllarca sordun. Şimdi karşına bu sorunun cevabı çıkmışken öylece elinin tersiyle itmeyi mi düşünüyorsun? "diye sordu bells ama ben ağzımı açamadan konuşmaya devam etti " ama ben cevaplayayım hayır , çünkü ben seni senden daha iyi tanıyorum ve oraya gitmeyi onlara hesap sormayı ne kadar derinden istediğini bildiğim gibi derinlerinde onlara olan özleminle kavrulduğunuda biliyorum hazel." diye tamamladı cümlesini. Doğru söylediğini biliyordum. " Ama arkadaşlarım ne olacak , sen ne olacaksın " diye sordum.
" Biz bir yere gitmiyoruz ya hazel istediğin anda bizimle çok rahat iletişime geçebilirsin ki ben sana git ve bir daha dönmede demiyorum eğer yapamazsan her zama istediğin her an geri dönebilirsinde diyorum " dedi bells . Haklı olduğunu bildiğin için ve eninde sonunda onun dediğinin olacağınıda bildiğim için sessizce odama çıktım ve bavulumu dolabın üstünden indirip hazırlamaya başladım.Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama bavulun fermuarını çektiğim sırada bells içeri girdi. " Eğer çok üstüne geldiysem özür dilerim tatlım ama sadece senin içinde hiçbir şey kalmasın istiyorum" diye cümlesini bitirdiğinde ona doğru gidip sarıldım önce biraz duraksasada bellsde bana sarılmıştı. Biliyordu benim şuanda nasıl korktuğumu biliyordu ama bir o kadarda cesaretli olduğumuda biliyordu. Bir şeylerin üstesinden çok zorlansamda gelebileceğimi biliyordu.
Tüm bu iç savaşım sürerken beni kendinden ayırdı ve yanağıma bir öpücük kondurdu. " Hadi gidelim" dedi ve koridorda ilerlemeye başladı . Bende arkamı dönüp yarım kalan fermuarı çektim ve elime alıp bellsin arkasından ilerlemeye başladım. Arkama bakmıyordum çünkü biliyordumki arkama dönüp baktığım anda gitmekten vazgeçecektim. Ben bu dürtüyle savaşırken çoktan arabaya binmiştim bile. Yollar hızlı bir şekilde kaybolup giderken tren istasyonuna geldiğimizi fark ettim. Benle beraber inen bella teyzemde yanıma varınca ilerlemeye başladık ve trenin girişine doğru gidip bavulumla bindim arkamı döndüm bellse baktım " Kendine çok iyi bakıyosun ve bana her hafta mutlaka mektup yolluyosun hanımefendi" diye tembihledi beni " Tabikide sana her hafta mektup yolluyucam" dedim sonrasında trenin kalkışına 5 dakika olduğunu görüp bellse son kez bakıp el salladım ve arkamı dönüp bana ait olan kompartımına doğru beni nelerin beklediğini bilmemenin heyecanî ve korkusuyla ilerlemeye başladım.Ilk bolum nasıldı sizce ?
Medyadaki bella teyze yani phobe tonkin.
Arayı açmadan 1/2 gün içinde ikinci bölümü atmaya çalışıcam. Hepinizi öpüyorumm
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lutfenn

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY İLE ATEŞ [REMUS LUPİN]
FanficAy ışığının altında içindeki yangınlarla mücadele etmeye çalışan bir genç kadının ve o ay ışığının lanetiyle uğraşan genç bir adamın yollarının kesişmesi neleri değiştirirdi ?