"Pati seni vururum bak, hemen onu bana geri ver." diye bağıran bir adet James'in sesini duyarak güne başlamam gerekmişti. Saatime baktığımda daha 7 olduğunu görünce sitem etme hakkına sahip olduğumu farkettim. Hemen yataktan kalkıp kapıyı hızla açtım ve "Ahh hadi ama siz ciddi olamazsınız. Saatin farkındamısınız ? Saat sabahın 7'si bakın tekrar ediyorum 7'si." Diye söyendim. Sirius " Demi demi bu saatte adam uyandırmak için cinayet falan işlenmesi gerekiyor." Diye beni tasdikledi." Kendini aklamaya çalışma pati . O benim en sevdiğim t-shirtümdü. Üstelik birde bugün Lily çiçeğim geliyor. Yani kurtuluşun yok. Diye Sirius'a haykırdı. " Sirius ver şu t-şörtü uyumaya devam edebilelim. Lütfen sirius . " diye resmen yalvardım. " Hazelcim çok haklısın ama onu ben giymek istiyoruuuum. Çatalak bir kerelik izin ver . Bak bu mükemmel arkadaşını üzmek istemezsin bence ." Diye yalakalık yaparak t-şörtü alabilmek için çabalıyordu resmen. "HAYIIR . Lily gelicek diyorum sana daha ne demem gerekiyor . "Hem sen kime güzel gözüküceksinki . " dediği anda Sirius'un göz devirmesi bir oldu . Ardından odaya gitti ve saniyeler içinde elinde t-şörtle geri döndü. Elindeki t-şörtü James'e doğru fırlatıp " Zaten ben ne giyersem giyeyim mükemmel görünebilme özelliğine sahibim . " dedi ve egosunuda alarak yatmaya geri gitti. James'e doğru döndüm ve " İnanılmazsınız, cidden dedim . " Zamanla alışırsın ikiz , merak etme." Diyip göz kırptı. Gülerek elimi tamam tamam anlamında sallayıp odama geri döndüm.
Hoşuma gitmişti bana ikiz diye hitap edişi. Ve anladımki ne kadar inkar edersem edeyim benim onlar tarafından kabul görmeye ve sevgi almaya ihtiyacım vardı. Tüm bunlar zaman alsada belki bir şeyler daha iyiye gidebilirdi. Uzun zaman sonra içimde bir yerlerde huzur hissediyordum ki kabul etmeliyim bu oldukça tuhafdı. Ve farkettimvki uykum kaçmıştı bile . Ama daha erken olduğundan bende kalktım ve bir parşömen ve kalem alıp Bella teyzeme mektup yazmaya başladım.
"Merhaba bells . Mektubu biraz geç gönderiyor olsamda bunun için makul sebeplerim var. Öncelikle burada olmak benim için gerçektende tuhaf ve alışması zor. Ve ikizim James'le en yakın arkadaşı Sirius bu durumu biraz olsun hafifletebiliyor. Onlarla vakit geçirmeye odaklandığımdan sana geç yazıyorum. Beni merak ediyorsan etme sakın . Ben iyiyim , burası kabul etmekte zorlansamda kötü değil. Burası biraz içimdeki duyguları harekete geçiriyormuş gibi hissediyorum. Daha yeni gelmeme rağmen Sirius beni arkadaş ortamlarına davet etti. Biraz sosyalleşmenin zararı olmayacağını düşünerek bende kabul ettim. Fleamount ve Euphemia 'ya gelirsek şimdilik onlarda benden farksız bir vaziyetteler . Neyse benlik durumlar böyle. Sen nasılsın , bensiz nasıl gidiyor? Bana en kısa sürede yaz çünkü seni çok fazla özledim.
Sevgiler Hazel
Son kelimeyide yazdıktan sonra parşömeni güzelce katladım ve aşağıya henüz ismini bilmediğim baykuşun ayaklarına bıraktım ve " Bunu Bella Mcclear' a ulaştır " dedim. Baykuş gözden kaybolduğundaysa saat 8.30'a geliyordu. Biraz oturmayı planlarken kapı çalmaya başladı. Kalkıp kapıyı açtım. Ve kapıyı açtığımda kapının önünde dikilen karamele benzeyen gözlerle kalakaldım. Bir an için içimde farklı bir his dolandı.Ama saniyeler içinde bana bakan farklı bir yüzü daha farkettiğimde hemen geriye çekildim. Bu kızıl saçlı bir kızdı. Ve itiraf etmeliyimki oldukça tatlı ve güzel görünüyordu. Benim geri çekilmemle içeriye geçtiler.
Ve merdivenlerden gelen sesleri bir haykırış kesti " Lily çiçeğim sonunda geldin ."diye bağırarak inenen jamesten başkası değildi. Lily ise onun bu hareketine karşılık göz devirip hafifçe gülümseyerek " Evet sakin ol Potter " diye bıkkınça söylendi. Ve ben hafifçe " Tuhaf hem hoşlanıyor gibi hemde değil. " diye söylenirken dibimden gelen ses beni biraz afallattı" Bir tek bana öyle geliyor sanıyordum. "dedi karamel gözlü çocuk. Ancak benim afallamamı farkettiğinde hafifçe güldü ve elini uzattı " Korkuttuğum için kusura bakma ben Remus Lupin" dedi . Önce tereddüt etsemde sonrasında uzattığı eli uzanarak sıktım ve vücudumdan bir elektrik dalgasının geçtiğini hissettim ve " Sorun değil Remus. Bende Hazel Potter" dedim. Elimizi çekmeden birbirimize bakarken omzuma dolanan James'in elleriyle irkildim ve elimi ateşden kaçar gibi çektim. Eli boşa kalınca remusta indirdi ve James'e tuhaf bakıp " Bensiz neler yaptınız çatalak " diyerek ortamı yumuşattı. Tabi o bu soruyu sorarken benim içimde inanılmaz bir sevgi patlaması vardı. Çünki James beni sahiplendiğini belli edercesine elini omzuma koymuştu ve bu beni inanılmaz mutlu etmişti. O sırada james Remus'a " Sensiz eksik ve sıkıcıydı aylak ama bir şekilde topladık ki zaten Hazelde yerini doldurdu diyebiliriz " diye cümlesini tamamladığında Remus gülerek " Bu kadar kolay vazgeçileceğimi düşünmemiştjm hiç ."dedi. James gülerek elini omzumdan çekti ve " Ben Lily'nin yanına gidiyorum istersen sende gel birazdan." dedi ve ilerledi. O gidince Remus'a döndüm ve onun bana zaten baktığını farkettim. Biraz utanarak kafamı eğdim ve sesi kulaklarıma doldu " Utanınca sevimli oluyorsun demek ". Hızla kafamı kaldırıp " Kim utandı ben mi saçmalama " diyerek iyice batırdığımı farkettim ve James'e doğru adımlayacakken "Bu utanmamış halinse insanları cevapsız bırakarak kaçmak huyun galiba" diyen Remus'un sesini duysamda durmadım ve ilerlemeye devam ettim.
Evet arkadaşlar baya bi zaman geçti farkındayım. Ama baya yoğunum ve fırsat bulduğum an soluğu burda alıyorum bunuda bilin istedim.
Peki Remus'un Hazel'e karşı bad boy tavırları resmen beni benden aldı. Sessiz Hazel'in ilk andan onunla fazlasıyla konuşmaya istekli olması. Awwwww
Bir dahaki bölüm biraz daha Lily'e kaymayı planlıyorum. Birde Hazel ve Fleamount arasında biraz bişeyler yalmayı planlıyorum.
Neyse bu kadar spoiler yeter. Kendinize iyi bakın , öpüyorummm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY İLE ATEŞ [REMUS LUPİN]
FanficAy ışığının altında içindeki yangınlarla mücadele etmeye çalışan bir genç kadının ve o ay ışığının lanetiyle uğraşan genç bir adamın yollarının kesişmesi neleri değiştirirdi ?