❤️ Bölüm 6

529 27 8
                                    

Merhaba arkadaşlarr :) yeni bölümle karşınızdayım. Multimedyada Ege var. ( Ege karakterini başka biri yaptım. Çünkü önceki karakterin fotoğrafları maalesef ki çok azdı.) Şarkıyı dinlemenizi öneririm. Vote ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar :))

O kadar hızlı koşuyordum ki , gören de arkamdan biri geliyor sanırdı. Nefesim tükenene kadar koştum.

Nefesim tükenince ise aynı bir maymuna benzedim. Şuanki halim ; ellerim dizimde eğildim ve dilim dışarıda. Köpeğe de benziyor olabilirim. Bilemedim şimdi. Kafamı kaldırdığımda sahile geldiğimi farkettim.

Hemen sahildeki banklara ilerledim ve birine oturdum. Çantamı sırtımdan çıkarıp yan tarafıma koydum.

Telefonumu yolda uçak moduna almıştım. Telefonu uçak modundan çıkardığımda ne bir mesaj ne de bir arama vardı. Hah şimdi değersiz olduğumu daha iyi anladım.

Saat daha sabahın 5 idiydi. 1 saattir koşuyordum ve benim acayip uykum gelmişti. Biraz burada kestirebilirdim. Sırt çantamın olduğu yere kafamı koyup banka uzandım.

Şuan evsizler gibiydim. Pek de farkım yoktu zaten. Gözlerimi kapattığımda uykunun kollarına düşmem uzun sürmemişti.

Gözlerimi birinin kolumu delecek derecede dürtmesiyle açtım.

-" Deldin deldin hayvan ." Gözümü açtığımda önce güneş yüzünden gözümü kıstım. Ama sonra gözümü tamamen açabilmiştim. Normal insanlar uyku sersemi iken tatlı olur. Ben ise aynı bir maymuna benziyorum.

Karşımda Ege duruyordu. Ege mi ? Hemen yattığım yerden doğruldum.

-"Ege ?"

-" Derin ne işin var burada acaba ? En önemlisi burada ne yapıyorsun ?"

-" Yatıyorum. Görmüyor musun ?"

-" Burada yatıyorsun ve benim bunu normal bulmamı mı bekliyorsun ?"

-" Evet. Hem bunda anormal bir şey yok ki ." O anda birden hapşurdum . Hah bir bu eksikti. Bir de grip çıktı başıma. Ege bir yandan kolumdan çekelerken :

-" Kalk kalk ." Diyordu. Ben de kolumu ellerinden çekip :

-" Ben hiç bir yere gelmiyorum." Dedim ve ayağa kalkıp kollarımı bağladım.

-" Derin gel işte . Neden buradasın ? Bir sorun var ve sen bunu bana anlatacaksın ."

-" Başka ? Yok ya ... Anlatmazsam ne olur ?"

-" Derin biz arkadaş değil miyiz ? Aras biliyor ama ben bilmiyorum. Biraz beni anlamaya çalış. Ben bir bankta uyuyor olsaydım benim için endişelenmez miydin ?" Haklıydı. Benim için endişelenmiş miydi ? Aras bile endişelenmezdi.

-" Tamam anlatacağım ama ben çok açım." Dedim ve sırıttım. Ege de bu tavrıma gülüp :

-"O zaman şu yakınlarda bildiğim bir yer var oraya gidip seni doyuralım ." Dedi .

-" Sen aç değilsin sanki." Dedim ve surat astım. Yanağımdan makas alıp :

-" Açım ama belli ediyor muyum ? Azıcık kibar ol ." Dedi . Ama şaka yaptığı belliydi. Yüzüme bir sırıtış yerleştirip ellerimi çırptım ve banka ilerledim. Bankta duran çantamı koluma takıp Ege'ye döndüm.

-" Hadi gidelim ." Dedi ve yanıma gelip kolunu omzuma attı. Ben de hiç sesimi çıkarmadım. Çünkü Ege arkadaşımdı. Belki de daha çocuğu bir gündür tanıyorsun hemen arkadaş mı oldunuz diyeceksiniz . Haklısınız ama Ege o kadar cana yakın ki insanlar onunla hemen anlaşıyor.

-" Aras hariç !"

-"Hatırlatma şu öküzü bana.

-" Olmazzz işim bu benim."

-"İç ses Allah belanı versin . Artık hiçbir şey demeyeceğim sana." O da sesini kesmişti zaten .

Böylece biz de Egeyle yürürken Ege'nin dediği yere varmıştık bile. Burası pastane gibiydi ama Kahve idi .
İçeri girdiğimizde Ege bir yeri gösterdi ben de tamam şeklinde kafamı sallayıp oraya yürüdüm. Ben masaya oturunca çantamı yanımdaki sandalyeye koydum. Ege de karşıma oturmuştu zaten.

Bu sefer de etrafı izlemeye başlamıştım. Birkaç insan ellerinde gazeteleriyle çaylarını yudumluyordu. Kahvede bir de genç bir çift vardı. O kadar mutluydular ki . Yanlarında da bebek arabasında bir bıcır vardı.

Genç çift bizim tam yan masamızdaydı. Bebek bana doğru dönüktü. O kadar tatlıydı ki bir an masadan kalkıp onu mıncırasım geldi. Ama tabiki de yapmadım.

Bebeğe bakmayı yanımdaki garson ile ara verdim. Garson siparişlerimizi alıyordu. Ege benden tarafa döndü .

-" Ne istersin ?" Dedi

-" Farketmez. Sen ne alacaksan ben de ondan alacağım ." Dedim .

-" Tamam ." dedi ve garsona döndü.

-" Bize iki kahvaltı tabağı ve iki portakal suyu ." Dedi . Garson peki efendim diyerek yanımızdan ayrıldı.

Ege bana dönerek :

-" Diyette felan değilsindir umarım. Çünkü siparişler hiç de diyete uygun değil." Dedi.

-" Sence ben diyet yapıyor gibi mi görünüyorum ?"

-" Öyle görünmüyor. Ama yapmalısın ." Dedi yüzünde eğlendiği belli olan bir ifadeyle.

-" Aa terbiyesiz. Senle buraya gelende kabahat ."dedim . Ve kalktım.

Tam masanın yanından geçerken Ege beni kolumdan tutup kendi yerine oturttu ve yana kaydı.

-" Sana da şaka yapılmıyor haa. " dedi ve gülmeye başladı. Ben de onun bu haline bakıp güldüm.

Gülmelerimize bir de yan masadaki bebek eşlik etti. Ege ve ben gülmeyi kesip bebeği izlemeye başladık. O kadar güzel gülüyordu ki .

Bebeğe daha dikkatli baktığımda bu bebeğin bir kız olduğunu farkettim. Zaten bebeğin üstünde pembe giysiler ve pembe örtü vardı. Öyle pembe kıyafet ve pembe örtülü bir bebeğin erkek olma olasılığı en fazla % 2 felandır. Kafamı iki yana sallayıp bu düşünceleri kafamdan attım. Garson da siparişlerimizi getirmişti zaten. Tabakları ve portakal sularımızı önümüze koydu. Tabaklar tepeleme doluydu. Ama o kadar açtım ki kesinlikle bitirirdim. Hemen yemeklerimizi yemeye başladık.

Kısa sürede tabaklarımızı bitirmiştik. Garson da boş tabakları toplayıp götürmüştü zaten. Ege bana dönerek :

-" Eveeet. Anlat bakalım niye bankta yatıyordum." Bunun üstüne düğünümden kaçışımdan taa şimdiki zamana kadar her şeyi anlattım. Ege'nin ifadesi görülmeye değerdi.

-" Şaka felan yapmıyorsun değil mi ?"

-" Yoo gayet ciddiyim."

-" Bu ne action be . Artık o actionun içinde ben de varım galiba."

-" İnş cnm ya ."

-" Derin ergen ergen cevaplar verme bana."

-" Ergenleri dışlayıp duruyorsunuz ayıp ama ya. Hem ben ergenlikten çıkamadım daha."

-" Kaç yaşındasın sahi ? Hiç doğru düzgün tanışmadık bile."

-" 19 yaşındayım sen kaç yaşındasın ?"

-" 22 yaşındayım ."

-" Seni daha büyük bekliyordum."

-" Kaç mesela ?"

-" Bilmem. 25 felan."

-" Hım. Derin şimdi senin kalacak bir yerin yok mu ?"

-" Maalesef yok."

-"Ben de ev arkadaşı arıyordum . Bu yakışıklı ,karizmatik, ultra havalı, eğlenceli çocuğun ev arkadaşı olmak ister miydin ?"

-"Biz ona ego kralıyla aynı evde yaşamak diyelim ve isterim."

Baş Belası GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin