1 - Altüst Oluş

21 4 10
                                    

   İçinde belli belirsiz bir öfke vardı. Bütün o hüznün önüne geçmişti sanki... Peki niyeydi bu öfken? Kafan fazlası ile bulanık. Hatırlamalısın. Ne oldu..? 

   Geriye git. Her şeyin başladığı o ana...

   Abin ile öylece kulübenizin hemen önünde, geçenlerde birlikte yaptığınız bankta oturuyordunuz. Güneş daha yeni doğuyordu. Erken uyandığın için oldukça sersemdin. Abinin göğsüne kafanı yaslamış, tekrar uyuklamamaya çalışıyordun.

"Hey, y/n... Gün doğumunu izlemek isteyen sendin, öyle değil mi?" dedi yavaşça kafanı kaldırmanı sağlarken.

   Gerinip, elinin tersi ile gözlerini ovuşturdun. Birkaç kez gözünü kırptıktan sonra, yorgun bakışlarını ona odaklamıştın. Bakışların yeterli cevabı veriyordu sanki. Tamam gerçekten güzeldi ama uyumayı tercih ederdin.

   Ya da etmezdin? Aklına gelen fikir ile yüzüne büyük bir sırıtma oturdu. Az önceki uykulu hallerin uçup gitmişti bir anda sanki.

"Dostlarımızdan birini çağırsana! Lütfen..?"

   Abin gözlerini devirdi. Ama bunu yapmasını seviyordun? Yavaşça bankın üzerinden kalktı, tek kolunu kaldırdı ve belli bir melodide ıslığa benzer bir ses çıkardı, soluk renkli dudakları arasından. Çok geçmeden, kolunun üzerine bir baykuş konmuştu. Tüylerinin rengi uyum içindeyken, gözleri 'Ben buradayım!' diye bağırıyordu sanki. Onu tanıyordun...

"İrden! Uzun zamandır yoktun..." diye mırıldandın neşeli sesinle yavaşça ayaklanıp, abinin kolundaki baykuşa yaklaştığın sırada.

   Baykuşa doğru elini uzattığında, abin yine bir melodi mırıldanmıştı. O andan sonra, yavaşça kendisini sevmene izin verdi. Yumuşak tüylerinde, korkak ve narin hareketler ile gezindi ellerin.

Her şey o kadar mükemmelken ne olmuştu?

   Yavaşça hatırladın. Bir silah sesi yankılandı kafanda. Sonra acı ile haykıran bir ses. Hayır, her şeyin başladığı günde bu kadar huzurlu açmamıştın gözlerini. İşte kafanda yankılanan o silah sesi ve ardından duyulan haykırmaydı seni uyandıran. Ve sonrasında, kulübenin önünde bulduğun abinin cesedi... Cesedin başında ağlıyordun... En sonunda kafanda bir sızı, ve karanlıktı her şey.

***

   Gözlerin yavaşça açıldı, ama göremiyordun. Sadece karanlık vardı hâlâ. Sanki gözlerini bir şey ile bağlamışlar gibiydi. Ellerini de hareket ettiremiyordun. Çaresiz hissettin işte o an. Fazlası ile çaresiz.

"Uyandın demek... Kusura bakma Küçük Hanım, böyle ağırlamak istemezdik ama..."

   Sesi tanımıyordun. Analiz edebildiğin kadarı ile kırklı yaşlarda bir adam olmalıydı. Amacının iyi olmadığı da belli oluyordu. En başından beri korktuğun şeyin içinde olma ihtimali geldi aklına. Mutantların üzerinde yapılan deneyler... Bunlardan birinin içerisinde olmak istemiyordun. Annen ve babandan sonra, abin seni her şeye hazırlanman üzere yetiştiriyordu. Dolayısıyla da ilk düşündüğün şey bu olmuştu. Bir denek olmak...

"Kimin nesisin?!"

   Evet, şimdi içindeki öfkeyi hissediyordun tekrar. Yavaşça açığa çıkıyordu. Sesler kafanda tekrar tekrar yankılandıkça, öfken de bir o kadar artıyordu. Sonunda bir ışık parladı yüzüne. Sanırım gözüne bağlanan şeyi çıkarmışlardı. Gözünü kapatmak zorunda kaldın.

   Kısa bir sürede ışığa alıştığında, gözlerini açabilmiştin. Güçlerin normalde böyle anlarda kontrolden çıkardı ama bir şey, bunun olmasını engelliyordu sanki? Başka bir güç var gibiydi...

𝄞 Nota [X-Men x Reader]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin