Bölüm 2

187 8 0
                                    

Televizyon da artık onları kesmeyince iyice sıkıldılar. Pera "İyi Emily'e yürümeyi öğretelim" deyince Emily "Yooooo hayır hayır, geçen sefer camdan düşürdünüz beni gerek yok" diye cevap verdi. Tania "Bu sefer dikkatli olacağız hadi" deyince Emily çaresizce kabul etti. Onu kollarından tutup ayağa kaldırdılar.

Ayakta durabiliyordu ancak yürürken hep yardıma ihtiyaç duyuyordu. Tania onu tuttu ve Pera onu bıraktı. Tania "Şimdi böyle yürüyebilirsen ben de bırakacağım" dedi. Emily böyle yürüyebildi. Tania onu bıraktı ve Emily 2. adımında düşecek gibi oldu ama son anda dengesini sağladı.

"Çok zor bu ya!" diye isyan etti. Pera ve Tania tabii onu anlıyordu. Onlar da zorlanmıştı ama onlar 4 ayaktan 2 ayağa geçmişti. Oysa Emily sürünmekten yürümeye geçiyordu. Bir kaç saatin ardından nihayet yürümeye başladı artık sıra ona kollarını öğretmekteydi ki bu en zor kısım gibi gözüküyordu. Zira kollarda eller ve parmaklar da var.

Adam eve geldiğinde yanında birisi vardı. Çocuklar ona soran gözlerle bakınca adam "Emily'nin daha rahat hareket etmesi için fizyoterapist tuttum" dedi. Terapist, Emily'nin yanına gelince yürüyebildiğini gördü. Bu yüzden onu oturtup kol hareketine bakmaya karar verdi.

Emily hareket ettiremiyordu kollarını. Fizyoterapist adama "Ne kazası sonrasında bu hale geldi?" dediğinde adam soğuk kanlılıkla "Araba" dedi. Diğerleri anlamasada bozuntuya vermediler. Fizyoterapist tam 2 saat uğraştı ve gitti. Her hafta gelecekmiş ve Emily'nin o 2 saatlik çalışmayı her gün yapması lazımmış.

Emily "Araba kazası?" dediğinde adam "Yılandan insana dönüştü diyemezdim" diye cevap verdi ve mantıklı gelmişti. "Sizi okula yazdırdım, yarın gideceksiniz. Emin olun burada öğrenmekten çok daha kolay olur" dedi adam. Pera pek mutlu değildi bu işe ancak Tania çok heyecanlanmıştı. Emily'nin suratından ne hissettiğini anlamak zordu.

"Orada hayvan olmadığımızdan emin olmalıyız" dedi Emily. Haklıydı, eğer birisi onları hayvan olarak görürse işleri çok zorlaşacaktı. Bu riski almaya değeceğinden şüpheliydi ama başka çaresi yoktu. Emily oldum olası asosyeldi bu yüzden Tania endişesini anlıyordu. Yılanlar, insanlarla yaşayan bir tür değildi.

Pera da tabii pek okula gitmek istemiyordu ama mecburen gidecekti. O da istemediğini belli ederse Emily daha da gerilebilirdi o yüzden duygusunu saklıyordu. Bu işte her zaman iyiydi. Adam onları okul alış-verişine götürdü. Üniforma, kalemler, defterler, silgiler... Hepsini ödemişti.

Bir yandan da üzülüyorlardı. Bu kadar maraf olmak onları mahcup hissettiriyordu ancak bu adam onları kendi öz çocukları gibi sevmişti. Onlar için yaşıyordu artık.

《You are the vessel I need, I don't care if you bleed》

Alış-verişten sonra onları parka götürdü. Onlar eğlendikçe o da mutlu oluyodu, ölen kızı gözlerinin önünde beliriyordu. Tıpkı oblar gibi bir manyak tarafından kaçırılmış ve deneyler esnasında ölmüştü...

《The minions we made, all disgraced and betrayed...》

Akşam olunca eve döndüler ve çocuklar gerçekten yorulmuştu. Eve geldikleri gibi hayvan hallerinde adamın yanında uyudular ancak adam bir türlü uyuyamadı. Kendi kızını düşünüyordu ve bunun hırsıyla onları koruma iç güdüsü güçleniyordu.

DEVAM EDECEK

PETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin