•7• Yedi Ev

394 30 61
                                    

"Nasıl yaptın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Nasıl yaptın..." dedi sırtını duvara yaslamış, yere öylece çöküvermiş olan Jungkook. Sorunun cevabını duymak istediği için değil, anlamaya çalışıyormuş gibiydi. "Nasıl yaptın Yun Hee, ben..." Derin bir nefes alıp hıçkırdı. "Bu cezayı bana nasıl reva gördün, ah... Anlayamıyorum, sen benden bunu nasıl çaldın? Affedilmez bir suç mu işledim ben, büyük bir yanlışım mı oldu? Olmadıysa neden? Neden..."

Jungkook bu kahredici gerçeği öğrendiği gece hiç uyumamıştı. Tüm gece evde dolaşmış, ikizlerin başında oturup yüzlerine bakmış ve onların kendi çocukları olduğu gerçeğini idrak etmeye çalışırken aynı zamanda onlara neden bu kadar yabancı olduğu hissini de sindirmeye çalışmıştı.

İçinde koca bir düğüm vardı, yerinden bir milim oynamıyor ama nefesini kesiyordu, onu iki büklüm ediyordu. Hiç kimseyle bir şey konuşmamıştı, Seokjin onu aramış ama açmamıştı, patlamak üzereydi.

Çocukları, hastanenin bazı personelin ve yatılı hastaların çocukları için yapılmış yarım günlük kreşe bıraktıktan hemen sonra yine hem cehennemi hem de anahtarı olan bu odaya gelmişti.

"Neden..." dedi tekrar. "Bunu bana neden yaptın?" Bir papağan gibi bunları tekrarlıyor, söyleyecek başka bir şey bulamıyordu. Ne söylese boştu. Şimdi bu kadına kızsa, bağırsa, hakaretler etse de, ondan çaldığı yılları geri alamazdı.

"Doğduklarında nasıldılar, zor bir bebeklikleri mi oldu, kaç fotoğrafları var, ilk kelimeleri neydi... Ben bunları hiç bilmiyorum ve artık istesem de bilemem. Bunu bana neden yaptın?"

Kadın acılı bir sesle söylendi. "İnan bana, inan bana çok pişmanım. Küçüktüm, toydum, akılsızdım. Yaptığım şey beni de çok yıprattı. Hem senden çok uzakta hem de bir başıma kaldım. Şimdiki aklım olsa asla yapmazdım."

"O zaman da yapmasaydın." dedi Jungkook. Bunu kükreyerek, kızarak söylemek istemişti ama enerjisi yoktu, yerde oturmuş, sırtını yasladığı duvardan bir milim ayırsa yıkılacak gibiydi.

"Aptallık ettim, biliyorum. Sana yaptığım kötülük beni de çocuklarımı da etkiledi. Böyle zor olacağını düşünmemiştim, sanki onları bir babanın reddinden kurtarmak yeterli olurdu."

Jungkook ellerini kaldırıp iki yana açtı, yaşlar gözlerinden akıyordu. "Yun Hee... Bana neden sormadın... Bana nasıl sormazsın, sen bu kararı nasıl tek başına alırsın? Ben onları reddetmezdim!" Hırsla söyledi bunu, kadın aptalca bir yanılgıyla ondan yıllarını çaldığını anlasın diye, canı yansın diye bastıra bastıra söyledi. "Ben, onları reddetmezdim. Akademi hayalimi ertelerdim, bu sorumluluğu alırdım. Seni suçlamazdım. Evlenirdik, bir hayat kurardık. Sonra çocuklarımıza odaklanırdık. Benden, kendinden, çocuklarımızdan, bizden neler çaldığını görebiliyor musun? Peri masalı gibi bir hayatı bizden esirgediğini görebiliyor musun? Göremiyorsan iyice bak!"

Kadının gözleri de yaşlarla doluydu. "Jungkook sen... Parlıyordun. Hocaların gözdesi, alanın parlayan yıldızı. Herkes seni dekan olarak, akademi başkanı olarak görüyordu şimdiden. Herkes beni kariyerine taş koyan aptal kız olarak görecekti, çocukları ilerlemene ket vuran prangalar olarak göreceklerdi. Ben bunu istemedim, kariyerini mahveden insan olmanı istemedim."

Oh!Baby Series: Petites Étoiles  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin