•4• Bir Kedi, İki Kedi

201 24 7
                                    

Jungkook o sabah, çok daha sakin bir gün yaşayacağını düşündü ve öğleden önce hiç hastası olmadığı için randevu defterini keyifle kapattı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jungkook o sabah, çok daha sakin bir gün yaşayacağını düşündü ve öğleden önce hiç hastası olmadığı için randevu defterini keyifle kapattı.

Güneşli günlerden birisiydi ve ışıklar bahçedeki yeşil ağaçların yapraklarından şevkle süzülüp çimenlere vuruyordu. Jungkook da kahve kupasını kaldırıp bu görüntüye bakarak bir yudum alırken keyifle gülümsedi.

Ancak koridorda duyulan koşuşturma seslerinin giderek kapısına yaklaşmasıyla, sakin bir gün hayalinin de giderek ondan uzaklaştığını fark etti.

Kapı telaşla tıklatılıp açılırken, içeri kaygılı gözüken bir hemşire adımladı. Kardiyoloji katında görevli hemşirelerden biriydi. "Bay Jeon..." dedi alçak bir sesle. Arkasına saklanmış ikizleri hafifçe odanın ortasına yönlendirdi.

Elele tutuşmuş olan iki küçük çocuk yere bakıyorlardı. Ama kız olan, Jiyeon, kısa bir süre sonra heyecanla odaya bakmaya başlarken, Jiwon hala ayakkabılarına eğmişti yüzünü.

Hemşire, Jungkook'a yaklaştı. "Anneleri..." dedi alçak sesle. "Anneleri acil bir ameliyata girdi. Bay Kim, çocukları size getirmemi söyledi. Anneleri ameliyattan çıkıp uyanana kadar göz kulak olur musunuz?"

Normalde böyle bir ricaya hiç sinirlenmez, hemen onay verirdi Jungkook. Bu sefer ise, sanki bu çocuklarla ilgilenmesi için yapılan bir kumpas gibi geldiği için sinirlenmişti. Ama bu düşünceyi çabucak sildi aklından. Acil ameliyat kumpas olamazdı ve arkadaşı ne ameliyat telaşıyla böyle bir şey düşünür ne de Jungkook'a bu şekilde emrivaki yapardı.

Muhtemelen tüm doktorlar yoğun olduğu için, Seokjin'in nazı Jungkook'a geçtiği için ve -muhtemelen en çok da- hastanenin tek çocuk gelişimcisi olduğu için Seokjin'in o telaşla düşünebildiği ilk isimdi.

"Tamam." dedi başını sallayarak. "Sen gidebilirsin."

Hemşire çıktıktan sonra ikizlerin önünde diz çöktü. Jiyeon ısrarla etrafı inceler, Jiwon ise olduğu yerde donmuş gibi durduğu halde elleri hala birbirine kenetliydi. "Merhaba. Benim adım Jungkook."

"Annem ölecek mi?" Jungkook afallayarak sorunun geldiği ufacık çocuğa baktı. Jiwon, gözlerini yerden hiç ayırmadan, kılı kıpırdamadan, usulca söylemişti bunu. Omuzları düşük, kabullenmiş bir şekilde.

"Annen yorulduğu için uzun bir uyku çekmek istiyor şu anda. O yüzden dinlenmesine izin verelim olur mu?"

Hastanenin küçük hastaları ve ziyaretçileri için yapılan kocaman bir oyun parkı vardı. Jungkook onları en yakın ve güvenli yere götürmek istediği için park aklına gelmişti. "İsterseniz annenizi beklerken sizi parka götürebilirim. Gitmek ister misiniz?"

Gözleri hevesle parlayan Jiyeon başını salladı. "Evet!" Başka bir şey söylemedi. Jiwon ise omzunu silkti, Jiyeon ne derse onu yapacağına hiç şüphe yoktu. Jungkook da başını salladı. "O zaman... Şöyle ortanıza geçeyim... Sıkı sıkı tutun elimi tamam mı? Sıkı sıkı, oraya gidene kadar bırakmak yok. Anlaştık mı?"

Oh!Baby Series: Petites Étoiles  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin