Agents of Hydra

5

Yelena ellerine bağlanmış olan iplerin çeşidini ve düğüm çeşidini anlamaya çalışıyordu. Steve uyanalı birkaç saat geçmişti, sessiz duruyordu. Sam ise gözleriyle kaçabilecekleri yolları arıyordu.
"İkinizde boşuna uğraşıyorsunuz şu an. Silahlarımız onlarda ve kaç kişiler bilmiyoruz."
Yelena ve Sam, Steve'e baktı.
"Sabırlı olmalıyız. Ne istediklerini bilmemiz belki işimize yarayabilir."
"Rehin alındık işte bunu anlamayacak ne var kaptan?"
"Bu konuda Yelena'ya katılıyorum."
Steve onlara katılmıyordu ama itiraz da etmedi. Kaçma planlarının ise yaramayacağını biliyordu.

Kardeşine ulaşamıyordu. Normalde görev zamanı onunla iletişime geçmezdi ama Natasha'nın içinde kötü bir his vardı ve bunun nedeninin bir anda ortak olmak durumunda kaldığı yabancı olmadığını da gayet iyi biliyordu. Hydra'nın ona tuzak kurma ihtimalini öğrendiğinden beri Yelena için endişeleniyordu ve kime güveneceğini bilmiyordu. Clint? Ona asla ihanet etmezdi ama onunla iletişime geçmek ailesini tehlikeye atardı. Fury? Onu bu göreve yollayan oydu. Hill? Onun cevabını ancak Fury konusunda emin olduğu zaman verebilirdi. Coulson? Büyük ihtimalle hayır. Ward? Umarım o haindir soğuk nevalenin teki...
Tanıdığı birisi mutlaka Hydra'dan olmalıydı. Yatağından kalkıp oturma odasına geçti uyuyamıyordu. Düşünceleri zihnini uyanık tutuyordu. Belki bir fincan kahve uykusuzluk ve stresten kaynaklanan baş ağrısına iyi gelebilirdi. Kış askerinin uyuduğunu düşündüğü kanepeye bakmadan mutfağa geçti.
Oradaydı, masada oturuyordu. Onun uyumasını beklemesi zaten mantıksızdı.
"Uyuyamadın mı James?"
"Sen uyuyabildin mi?"
Birbirlerine güvenmiyorlardı. İkisi de diğerine güvenene kadar onunla aynı ortamda uyumayacaktı.
"Kahve?"
"Olur."
"Zehir koymamdan korkmuyor musun ya da bir tür uyuşturucu?"
"Beni etkileyecek kadar güçlü bir ilacın yok."
"Mantıklı."