sen italya, italya'da sen gibi taehyung

10 2 0
                                    

• ʀ ᴇ ᴠ ɴ ᴇ ᴋ ᴛ ᴀ ʀ •

Bana huzuru anlat deseler ara vermeden saatlerce konuşabilirim, hiç susmadan huzuru anlatabilirim çünkü sadece bir kelime değildir benim huzurum, sevdiğim kadının ta kendisidir. Bir başlasam onu anlatmaya gecelerim gündüzlerime karışır daha da bitmez sözlerim.

Saat dokuz olmadan elinde örme sepetiyle beni kapısının önünde kırmızı gül ağacının altında sabırsızlıkla beklerken görecektiniz onu. Sabah güneşi güzel yüzüne vuruyor yumuşak saçları tel tel parlıyordu, çokça okşarken uyutmak istediğim saçları.

Ekim ayı olmasına rağmen Akdeniz iklimi bu günleri hafif atlatıyordu hava oldukça güzeldi.

Kırmızı gül ağacının altında beni görünce içinde tuttuğu heyecan dolu nefesi rahatlıkla bırakmıştı. Selamlaştığımızda oldukça şaşkındım insan bir gecede nasıl daha da güzelleşebilir ki? Daha üstü olamaz derken her baktığımda daha da hoş geliyordu gözüme, birlikte olduğumuz her an daha da güzelleşiyordu.

O topukları üstüne bastığı ayakkabılarını düzgünce giyerken Bayan Lavinia önü unlu mutfak önlüğüyle kapının arkasından çıkıvermiş yanağıma bir öpücük kondururken aynı anda elimdeki piknik çantama kendi yaptığı sıcacık poğaçaları koymuştu.

"Günaydın tatlım, sıcakken yiyin tamam mı?"

Diyerek bizi de eğlenmemiz konusunda sıkıca tembihlemişti. Bu kadına gerçekten bayılıyordum sanki içinde hiç yaşlanmayan gencecik bir kız vardı.

Doğalı sadece bir iki saat olan güneş, taze ışık hüzmelerini cömertçe üstümüze salıyordu. Ekim güneşi. Bedenimiz güneşin ilk ışıkları tarafından sarmalanırken belki de havanın bu kadar canlı olduğu son günlerdi bunlar.

Lana'yı alıp yola çıktığımızda önce yolumuzun üstünde olan kasabanın meşhur fırını Carlos 'a uğramıştık. Ateşten yeni çıkmış sıcak hamur işlerinden belkide üç dört kişinin doyacağı kadar, kek pasta türevlerindende bir o kadar daha almıştık. Doğrusu hepsini Lana seçti desem yalan olmaz.

Kasabadan çıkıp da biraz yürüdüğümüzde karşımıza gölü himayesi altına almış piknik yapmak için ideal olan tepecikler çıkıyordu.
Gölün yüzeyine teğet geçen rüzgar tatlı esintisini bedenlerimizle buluşturuyor içinde bulunduğumuz ortamı oldukça ferahlatıyordu.

Sonunda aklımdaki en uygun yere ulaştığımızda Lana rahat bir nefes almış derhal sofrasını kurmaya odaklanmıştı. Bense uçtan uca yere serdiğimiz örtü üstünde Lana'nın beni yanlış anlamayacağını bilerek yan bir şekilde ona dönük olarak uzanmıştım, kalbim pır pır atarken ruhum bedenime sığmıyordu.

Çünkü ruhum uzun zamandır sokak sokak aradığı eşini bulmuştu. Bundandı bedenimin Lana'ya doğru mıknatıs gibi kendisini ittirmeleri.

Başımı elime yaslamış dişlerimle günahsız dudaklarıma eziyet çektiriyordum, karşımdaydı.

Aylardır düşlerimde gezen kadın.

Şimdi bir düş olamayacak kadar güzel bir şekilde varlığıyla ruhumu süslüyordu. Neler hissettiğimi anlatmaya kelimelerim yetmiyordu. Hiçbir zaman da anlatamayacaktım.

Dünya üstü olan güzelliğine basit dünya kelimeleri hakaret olur, yüzüme birer birer vururdu.

Arzularımı dudaklarım arasına alıp ezmekten parçalanan dudaklarıma daha fazla acı çektirmemek için yanı başımda filizlenmiş minik Rosemary'i toprağından etmiş dudaklarım arasına ateşimi söndürmesi umuduyla koymuştum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

revnektar | KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin