>yine düzensiz yazarınız, bölüm atmaya karar verdi, *bölümler ne de olsa okunmuyor yorum da gelmiyor* diye, yazmamın anlamı yok gibi düşünüyorum ama sanırım bu hikayenin de bitmesi gerekiyor -bu arada lucifer'ın hep kızı oluyor fandomlarda ama ben oğlu olsun istedim ondan oğlu falan yazdım- he bide ben mutlu sonları çok fazla sevmiyorum, o yüzden kendinizi hazırlayın buna, ve geçen bölümde de; luci, malbonteyle londraya inen vikinin hamile olduğunu falan öğrenmişti, evet artık okumaya geçeliim>
--
Kurul toplanmıştı, çok yaklaşan savaş herkesin dilindeydi. Tabii Viki'nin üç aydır hamile olması, çocuğunun cinsiyetini öğrenmeleri, dolayısıyla Lucifer'ın Vikiye gökyüzünde olan evlenme teklifi, sade evlilikleri, artık gerçekten iki tarafın da (hem cennet hem cehennem) kraliçesi olan Viki... Hepsi gerçekti, her ne kadar rüyadaymış hissi verse de...
Viki: ...tabii ayrı bir başlık olan Cehennetle anlaşma kurulması, ve o karanlık tarafla gökyüzünün mutlu birleşmesi, Malbonte ve Erones'in süslü nikahları, ve belki de malbonte göründüğü kadar mutlu olmasa da... İki taraf arasında bozulmaz bir barış vardı artık, Marie istediğinde gelip-gidiyordu, bu süreçte iki tarafta iyice kaynaşmıştı, Vikinin sorumluluğu hem gökyüzünü hem cehennemi yönetmekle artmışken, Malbontenin yükü daha da ağırlaşmıştı çünkü Cehennet'in ve gökyüzünün yükü vardı artık omuzlarındaydı, a- bir dakika nasıl mı cehennetin yükü de oluyor? Erones... Cehennet'in varisi, annesi öldüğü ya da tahttan çekildiği zaman veliaht kraliçe olarak Erones vardı, biz de hem siyasi amaçlar, hem de Malbonte'nin iyiliği için, Malbontemizi damat göndermiştik. Böylece hem Cehennetin sadık dostları, hem de bizim sadık dostlarımız, bu sürenin sonucunda savaşta bizleri yalnız bırakmayacaklardı. Ve biz artık güçlüydük, Gökyüzünde okuldakiler, cennet ve cehennemdekiler, kesinlikle artık savaşa hazırdılar. Ve son sürpriz Cris ve Mimi son bir kaç gündür birlikte yaşıyor. Evet, peki ya şuan mı ne oluyor 3 gün sonra olacak savaş için, tüm teminatların hazırlığını bitirmeye çalışıyoruz. Ne yalan söyleyeyim, hepsinin bir hayalden oluşmasını dilerdim.
Kurul Üyesi: Merak etmeyin Ekselansları, üç gün sonra gerçekleşecek olan savaşta sizden desteğimizi esirgemeyeceğiz bölgem adına bunu söyleyebilirim, hem sizler 1 ay gibi kısa bir süreçte bunları yaşamışken...
Lucifer: Peki ya gönderdiğim casuslar ne oldu?
Malbonte: Her şey yolunda Oculto gezegenini mahvedeceğiz. Gönderdiğin iblisler işimize gerçekten yarıyor Lucifer.
Lucas (bir kurul üyesi) dalga geçercesine "İnanır mısınız, geçenlerde insanların yapmış olduğu videolara bakıyordum, Türk ve de İspanyol videoları aynı anlattıklarınız gibi, kısa bir sürede çok fazla olay oluyordu, ah pardon adı video değildi ımm... böyle; rol yaptıkları bir şeydi, tabii ben safkan bir ölümsüz olduğum için, adını hatırlayamadım... a-aa Ekselansları siz buraya ilk geldiğinizde bir tanınmayandınız değil mi? Dünyadan geldiniz, ne kadar acınası... Siz bilirsiniz, neydi ismi şu videoların?"
Viki: İsminizin anlamı gibi ışık saçtığınızı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz bay Lucas ve oysa ki bir tanınmayan olarak bu basamakların en tepesinde olmak, gayret ister, sizin gibi aileniz tarafından size sunulmuş bir tahtta doğmadım ben ve buralara kendi gayretimle geldim. Bilmediğiniz kelimenin anlamı da, "filmdir" dünyada insanlar ona bu şekilde sesleniyor yani "video" değil.
Salonda sessizlik oluştu bu sessizliği Malbonte bozdu.
Malbonte: Bay Lucas, bu sizi ikinci uyarışım olacak, yaşınıza göre toy bir varissiniz babanız ölmek üzere biliyorum, ama unutmayın, tek varis siz değilsiniz ve sanırım babanız kız kardeşinize daha çok güveniyor. Size babanızın sunduğu asker ve yiyecek teminatından dolayı minnettarız, ancak bunlar hadsizliği gerektirmez.
Lucas sustu ve bir şey söyleyemedi. Diğer kurul üyeleriyle de son tekrarlar ve savaş hazırlıkları konuşulduktan sonra Malbonte, kurul toplantısını sonlandırdı. Gökyüzünde 2 gün tatil ilan edildi. Savaş çok yakındı ölümsüzler diyarı da olsa savaşa katılacaklara bu gerekiyordu, çünkü ailelerini, dostlarını bir daha göremeyecek olanlar vardı aralarında...
Viki, Lucifer, Malbonte, Erones, Mimi ve Chris, ekibi toplanıp akşam yemeği yediler, içtiler, son kez kutlama yapmak istediler. Herkes dağıldı. Savaşa 2 gece vardı sadece bu anlar kıymetliydi tabii ki. Lucy ve diğer herkes Vikiyi savaşa katılmaması için ikna etmeye çalışmıştı ama olmuyordu Viki kafasına eseni yapacak ve hamile bir şekilde savaşa girecekti. O gece savaşa gidecekler tatilden ve kısa sürelerinin kalmasından partilediler; sex yaptılar eğlendiler, ağladılar, güldüler ve her birinin içinde cesaret ve bir o kadar da korku vardı.
--
Viki ertesi gün şafak vakti, savaş olacağı bilgisindeydi, her şey kontrol ediliyordu askerler, mühimmatlar, yiyecekler ve diğer her şey. Şafakta Oculto kendi büyük ordusuyla, Gökyüzü ise tüm yardım aldığı bölgelerin askerleri ve kendi ordusuyla kararlaştırılan bölgede olacaktılar. Bu bölge Dünya'nın ve Oculto'nun ortasındaki ufak gezegendi.
--
Gece, dünya saatiyle 3 civarı Viki, Malbonte ve Lucifer cephanede son kontrolleri yaparken büyük bir gürültü koptu, büyük bir deprem yaşandı, etrafta çığlıklar, ağlamalar vardı. Bunları duyanlar ve görenler, sığınabilecek yer arıyorlardı. Viki hemen cama koştu. Etrafın karanlık olması ve sadece ay ışığıyla aydınlanması gerekirken alevler vardı, karşı tarafın zeplinlerinden bombalar, kurşunlar ve paraşütlerle aşağı inerken ateş açan askerler dağın arkasından gelen büyük ordu...
Etrafta kan, kopmuş vücut parçaları vardı... Bazı çok bilmiş, yaşı gelmiş amcalar, teyzeler ellerindekilerle, silahlı askerlere saldırmaya çalışıyorlardı, oysa yalnızca bu ay verilen talimatlara uyup sığınaklara gitselerdi ya. Bunu yapanlar da vardı, korkak olanlar, bazı kadınlar ve çocuklar.
Arkamdan gelen sarsılmayı, kendimin geriye atılmasını hissettiğimde... Gerçeklere dönmeyi o zaman başarmıştım. Lucifer beni yere atmıştı. Hemen ardından pencerenin yakınına bomba atılmasıyla sarsıldım. Etrafımda olan biten sesleri daha net duymaya başladım. Malbonte, askerlere emir vermeye gitmişti her biri bu büyük binadaydı, ancak burada olanlar sadece okulun askerleriydi, cehennem zebanileri ve cennetin elleri bizden çok uzaktaydı. Destek bölgedekiler şafak vakti gelecekti bu, şafağa kadar dayanmamız gerektiği anlamına geliyordu.
Yazarınız: şimdi yalan söylemeyeceğim kendimi bildiğim kadarıyla ben diğer bölümü ne zaman yazarım, yayınlarım bilmiyorum sırf bitsin diye yazıyorum artık.
-ya "Londra'da" bölümü saçma olmuş, bu arada kusura bakmayın, keşke Londra'yı falan gezdirseydim biraz, Big Ben e falan gitseydiler ama olsun.
-bölüüm hakkında düşünceleriniz neler dostlarr?
-"LAN NOLUYO NOLUYO, AZ ÖNCE LONDRADAYDIK" diyenleri yorumlarda bekliyorum.
-bide, siz bölüme yorum yapınca, oy verince, yazasım geliyor ama siz *0* bırakınca amaan ne zaman yazsam da bir şey olmaz diyorum kendimce o yüzden
OY VERİN VE BÖLÜM HAKKINDA YORUM YAPIN SİZİ ÖPÜYORUM <33
bir Ender atasözü der ki *BABAY CANIM*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Göklerin Sırrı-Cehennet
FantasyGöklerin Sırrı devam hikayesidir bazı yerlerde değişiklik yapılmıştır. -Lucifer yolu.