10

298 7 3
                                    

Sabah vücudumdaki acı ile iyileştim. Vücudum iyileşmeye çalışıyordu ama acı o kadar dayanılmaz olmuştu gibi bir süre sonra iyileştirme gücüm tükenmişti. Alazın insan olduğunu ile dusunmuyordum dün gece her zaman bana bakan açık kahve gözleri masmavi olmuştu. Isırdığı yerlerde derin izler vardı. Durması için yalvarmama rağmen durmamış üstüne daha da canımı acıtmıştı. Bu gözler beni çok korkutmuştu.
"Uyandın mi güzel"
Ona korku ile baktığımda yüzündeki psikopat ifadesi daha da artmıştı.
"Nesin sen"
"Bilmem neyim ben 6 yıldır beni tanıyan sensin değil mi"
Gülümsedi.
"Bilmiyorum"
Gözlerimin içine baktı. Gözleri yine mavi rengi almıştı. Elindeki suyu bana uzattı.
"Bu ne için"
Birden şarkı söylemeye başladı. Ben nedenini anlamazken su bardağının birden hareket etmesi ile yutkundum.
Su birden yüzüme çarpınca su ağzıma girmişti. Yüzümün heryeri su olurken inledim.
"Komik değil"
"Aslında yüzünü yıkayıp geri donmeliydi ama uzun zamandır çok kullanmıyorum."
"Nesin sen"
"Belli olmuyormu"
Gözlerine tekrar baktığımda duyduğum deniz sesi ile yutkundum.
"Siren"
Başını salladı. Yutkundum ona aşık olmamın nedeni onun yanında kalmak isteme nedenim onun sesine kapılmam olmalıydı.
"Benden gücünü neden sakladın siren olduğunu ogrenirsem senden ayrilcagimi bildiğin için mi?"
"Hayır sirenler de sizin gibi mitolojik canlılardır. Sende gücüm işe yaramaz"
"Neden bunu söylüyorsun o zaman bana"
"Çünkü bilmeni istedim seni etkileyemesem bile diğer herkesi etkileyebilirim en azından sesimle"
"Ne demek istiyorsun "
"Sirenlerin çığlıkları insan öldürebilir.  İnsanları yaşatabilir "
"Evet bunu biliyorum ayrıca insanları kendine aşık edip büyüler bunun benimle ilgisi ne"
"Arkadaşların sevdiğin insanlar hepsinin yok olması nasıl bir his olurdu merak ediyorum"
"Saçmalama "
Ona doğru yaklaştığımda gülümsedi. Kollarını açtığında sinirle yüzüne bir tane vurdum. İz bile kalmamıştı.
"Alaz arkadaşlarımdan uzak dur"
"Neden durmalıyım seni kimse ile paylaşmaya niyetim yok"
"Çünkü durmak zorundasın"
"Nedenmiş o"
"Çünkü periler gibi sirenler de tek eşlidir"
Gülümsedi.
"Bunun benimle ne alakası var söyler misin"
"Benden ayrilamayacaksın ve benden ayrilamayacağın için beni uzmeyeceksin"
"Bir konuda yanılıyorsun istediğimi yaparım senin benim yanımda kalman için yapmayacağım şey yok ki buna birçok şey dahil"
"Ne gibi"
Odadaki siyah kutuları çıkardı. İçinde gördüğüm şeyler ile kanım dondu. Ne olduklarını bilmesem bile içimi titreten şeylerin soyumla ilgisi olduğunu biliyordum.  Bu sanki hiç sana ait olmasa bile senin olan birşeyi hissetmek gibiydi.
"Bunlar ne"
"Bunlar güzelim bir perinin kanatlarının külleri "
"Neden böyle birşey sende"
"Küller perileri gucsuzlestirir benden uzaklaşmaya çalışırsan bunları sana karşı kullanırım "
"Saçmalama istersen bunları bana karşı kullanamazsın hem bunlar gerçek değildir hurafedir yani saçma neden bir peri bir perinin kadından etkilensin ki"
Güldü.
"Bunun gerçek olduğuna eminim kutuyu açmam ile yüzünün rengi değişti."
"Alakası yok"
O sırada kapı zili ile yutkundu bacagimdaki hissettiğim demir zincirler ile yutkundum.
"Alaz bunlar ne"
"Ah sonunda hissetdim yani bunlar senin prangalarin evden sadece iş için çıkabilirsin onun dışında bütün günümüz burada gecicek"
"Saçmalama istersen bütün gün bu karanlik odada nasıl kalicaz acaba alaz"
"Ha onu merak etmene gerek yok ışık taktırıcam elbette"
Yanıma yaklaşıp belimi sıktı.
"Kapıyı açmamız gerekmiyor mu"
"Hmm gerekiyor mu önemli birisi olsa bizim yeni evli olduğumuzu bilirdi"
"Ne alakası var alaz"
Beni yatağa geri yatırdı.
"Bak kapı sustu gitti gelen"
Tekrar beni ısırdığında acı ile yutkundum.
"Alaz acıyor yapma ahhh"
Gözlerim doldu kanım yatağı tekrar ıslattı.
"Alaz kanıyor bırak"
"İmmm"
Kanımı içmeye başladığında inledim.
"Alaz bırak"
Onu ittigimde hafifçe oynadı. Vücudum iyileşmeye tekrar başladığında acıyla inledim.
"Delimisin sen kanımı içmek ne demek canımı yakıyorsun"
Gözlerini bana çevirdi yine buz mavisiydi o sırada duyduğum çığlık sesi ile kulaklarımı kapadım. Alaz bana baktığında yutkunup ellerini kulaklarıma koydu sesler kesilmişti. Kanım durduğunda yutkundum.  İyileşmem tekrar durmuştu vücudumda ufak tefek izler kalmıştı. Kalkıp prangamı çıkardı beni kucağına aldı. Üst kata çıkınca hissetdigim güneş ile rahatladım.  Bedenim güneşi görünce hızlıca gevşemişti. Kapıyı açmadan önce beni yanına koydu.
"Çığlık sesi duyarsan bana sarıl"
" Neden kim geldi ki"
"Ablam"
Yutkundum alazın ablasını biliyordum Asuman kozak dünyada aranan çok ünlü bir deniz biyoloğuydu. Bu düşünce ile kendime geldim kapı açılır açılmaz hızla koşup alaza sarıldı.
"Alaz inanamıyorum evlendiğini öğrenir öğrenmez geldim lavinle sevgili olduğunuzu biliyordum ama evlenmenize çok şaşırdım annemler de gelmek istedi ama biliyorsun babam bu aralar çok yaşlandı. Gelin nerde"
Etrafına bakıp beni görünce gülümseyip sıkıca sarıldı.
"Alaz bu çok tatlı"
Sevinçle çığlık atınca alaza sarıldım hızlıca kollarını kulaklarıma koydu.
"Neler oluyor neden kulağı kapalı"
"Abla siren olduğun için onu etkileyebileceğini sanıyor olabilirsin ama oda bizim gibi"
"Siren mi?"
"Hayır peri"
"Ölüm perisi mi?"
"Hayır abla doğa perisi"
"Şaka yapıyor olmalısın"
Yüzüme bakıp gözlerimin içine baktı.
"Gerçekten doğru söylüyorsun"
"Evet dedim ya abla bizim sesimiz etkilemiyor ama çığlık sesimiz onu rahatsiz ediyor"
"Anladım özür dilerim"
Ellerini çekti ve elini uzattı.
"Ben Asuman alazın ablasıyim sende lavin olmalısın"
Elimi uzattığımda gördüğü izlerle utandı.
"İlk günden gelmek istemezdim ama alaza çok kızgındım."
"Neden ki"
"Böyle güzel bir eşi olduğunu haberde gördüğüm için"
"Teşekkürler"
Utanmıştım. Alaz belimi sıkıca tuttu sırtım gerilmisti. Vücudum tekrar iyileşmeye başlamıştı. Heryerimdeki yaralar birden kaybolduğu da ablası gülümsedi.
"Oldukça güçlü bir peri kanı"
"Öyle şarkımızdan etkilenmiyor bile"
"Cidden mi"
"Evet belki iyileşme şarkısı işe yarar "
"Vay canına genelde hep ölüm perilerini görürdüm. Bilirsin doğa perisi nadir bulunan bir türdür sen nasıl herkesten saklandın."
"Oh ben henüz yeni uyanış geçirdim"
"Erken uyanmışsın "
"Yani bilemiyorum ailem oldukden sonra hafızamı kaybettiğim için aslında güçlerimi de kaybetmiştim alaz sayesinde güçlerim geri geldi"
Gülümsedi o sırada evdeki alarm sesiyle yutkundum uyanmam için olan alarmdı. Alaza baktığımda oda bana bakıyordu.
"Hadi sen odamıza geç hazırlan ise bırakayım seni"
Odaya geçer geçmez duş aldım. Hızla kurulandim. Üstüme mor tulumumu ve siyah kazagimi giydim. Siyah spor ayakkabılarımı ve ders notlarını ve belgelerimi aldım. Alaz odaya geri girdiğinde bir nebze sakinlesmisti.
Yanıma gelip sarıldı. Nefes alamıyordum resmen.
"Fazla güzelsin çıkma evde kal"
"Alaz işime bulaşma"
"Beni sinir ediyor seni benden başkası göremez "
Boynumu ısırdığında inledim.
"Kes şunu acıyor "
Sırıttı. Kanımın akması ile gizle masadaki peceteyi bastırdım.
"Neden iyilesmiyor"
"Hm bilmem genelde sirenlerin dişlerinde zehir olur belki bu yüzden yavaş iyilesiyordur"
Kaslarim çatıldı.
"Dün geceden beni beni ısırıp duruyorsun zehirli olmana rağmen sana inanamıyorum"
"Merak etme öldürücü bir zehir değil"
"Çok komik iyi ki öğrendim "
"Genelde felç eder ama sende işe yaramıyor tıpkı sesim gibi"
" Beni ise birakman gerek ve acıktım çok kan kaybettim"
Gülümsedi. Üstüne düz siyah Kazak ve bordo pantolonunu giydi. Siyah ayakkabılarını giydi. Arabasının anahtarını alıp aşağıya indi.
"Abla ben lavini ise bırakacağım  sen ne yapmak istersen yap benim konser için ihsan beyle konuşmam var"
"Onu ise geri mi aldın "
"Elbette arzu sadece seni kıskandırmak içindi ve o iş bitti"
Hafifçe gülümsedim. Bana karşı olan bu manyaklığı beni korkutuyordu. Okulun otoparkına vardığımızda. İlk bulusmamiz aklıma geldi. Ona inanıp saf olan aşkım. Aslında kara bir lanet gibiydi.  Beni öptü.
"Kimseye birşey söyleme"
Boynundaki bandanayi çıkardım. İyileşmeyen böylesine bir izle olmak berbattı.
"Hâlâ iyileşmedi diğer ısırıkların gibi değildi bunda bir fark var bu ne"
"Oh o gerçek zehirli ısırık iyilesmeni bir nebze yavaslaticak senin kime ait olduğunu göstermek için"
"Acıyor"
Gözlerinin maviliği ile yutkundum.
"Alaz bu gözleri sevmiyorum"
Şarkı söylemeye başladığında gözleri kırmızıya dönüştü. Ona hala bakarken gözleri yaramdaydi. Hiç duymadığım şarkı beni birazcık rahatlamıştı.
"Üzgünüm şarkım seni iyileştirmedi yani kendin iyilesmelisin."
"Şaka mı yapıyorsun sen devasa çığlıkların acısını hisset ve berbat dış izlerini ama iyileşme cidden bu harika "
"Bundan bende memnun değilim acını yok edemem o yüzden kendi guclerinin iyileştirmesini beklemelisin birdahakine söz zehirli ısırık olmayacak güzel bir kahvaltı yap olur mu"
Kartını bana uzattı.
"Seni tam 5te alırım"
Başımı salladım. Sanırım buna alışmam çok uzun surecekti.  Odama geçip alazın çiçeklerini suladim. Çiçekler bana doğru eğilmişti gülümsedim. Okul laboratuvarına gidip kendime bir merhem hazırladım. Merhemi sürdükten sonra ağrı biraz olsun dinmisti. Odama geçip yeni notları hazırlamaya başlamıştım bu dönem bitki sistamatigi ve zehirli bitkiler dersini verecektim. Ve yeni notlar hazırlamak oldukça zevkliydi. İşim bitince ilk dersime girmiştim. Çocuklar ile kısaca konuştuk. Odama geçtiğimde bütün karanfillerimin yapraklarının döküldüğünü görünce üzüldüm onları toplarken göz yaşlarım aktı bende onlar gibi kuruyup solmak istemiyordum. Gözyaşlarım çiçek yapraklarını köke ve sonra çiçeğe dönüştürdü. Şok içinde elimdeki çiçek köklerine baktım. Köşede duran boş saksilardan birini aldım ve kökleri içine soktum. Tekrar agladigimda özellikle göz yaşlarını saksıya doğru ayalardim. Çiçeklerin yaprağından rengarenk karanfil çiçekleri çıkıyordu. Bir süre sonra büyümeyi bıraktılar. Ellerimle onlara dokunduğumda sanki onlara dokunmusum gibi hareket etmişti. Yutkunup tekrar dokundum.sabki benimle konuşuyor gibilerdi. Döndüğümde saatin 5.30 olduğunu görmem ile telefonu elime aldım harika şarjım bitmişti. Küfür ederek çantalarımi ve karanfili alıp aşağıya indim alaz etrafta yoktu arabası da öyle. Guvenlikciden telefonunu istediğimde hemen verdi. Alazın numarasını tuşladım açılır açılmaz yutkundum.
"Kimsiniz"
"Benim beni alacağını söylemiştin ama yoksun"
"Ah saat gelmiş özür dilerim biraz beklemen gerek acmisin"
"Hayır"
Nedensiz bir şekilde kan kaybetmeme rağmen sabah yemek yemiştim ve hiçbir şekilde aç değildim. Okulun önündeki banka oturdum.
20 dakika sonra alazın aracı otopark kısmına geçti bende elimdekileri  toplayip araca doğru geçtim gelip elimdeki kitapları arkaya koydu tam çiçeği de alıcak iken çiçek yaprakları elime yapıştı. Sanırım ayrı kalmak istemiyordu.
"Bakıyorum da küçük bir evcil hayvanın olmuş"
Elimde tuttuğum çiçeğe baktı.
"Neden öyle söyledin ki"
"Çünkü bu senden doğan bir çiçek senin gibi kokuyor "
"Yani"
"Seni annesi gibi görüyor lavinya"
"Ohm teknik olarak annesi sayılırım"
Elimdeki bitkiye bakıp ağzını açtı. Elimdeki çiçek sarmaşık olup ellerimi sıkıca sardiginda alaz şarkısını daha da arttırdı. Çiçek birden bire kul olup avuçlarından döküldüğünde şaşkınlık ile alaza baktım. Göz yaşlarım çiçeğin küllerine aktı ama tek birşey bile olmadı.
"Sana söyledim bana ait olan bana aitdir o aptal bitkiyi unut bitki yetiştirmek istiyorsan ellerindeki sihri kullan birdaha bir bitkiyi yaşama döndürme sana benzeyecek tek şey ikimize ait bir bebek olabilir şimdi doğru eve"
Saksıyı alıp çöp kovasini atınca ağlamam iyice şiddetlendi.
"O aptal bitki içi ağlamayı da bırak seni annesi olarak görebilecek tek bir kişi var oda bizim bebeğimiz "
"Sen katılsın nasıl onu öldürebilirsin"
"Çok basit ölüm şarkısı ile çok rahat bir şekilde aynısını bu kez bir insana da yapabilirim denemek istermisin"
"Ne saçmalıyorsun sen"
Aracı birden çevirip yurdumun olduğu kısma aracı kırdı. Telefonundna sevgi ve pervinin gelmesini istedi. Sevgi ve Pervin yurdun önünde bizi bekleyince ikisini araca alıp bindirdi. Bir süre sonra boş orman yolundan geçtik büyük ve geniş bir eve varınca yutkundum. Neden gelmiştik.
"Hadi kızlar eve geçelim size bir suprizimiz var"
Kızlar gülerek eve geçtiler.
"Alaz ne yapıyorsun ne saçmalıyorsun ne suprizi neler oluyor"
"Birazdan anlarsın"
Eve geçtiğimizde sevgi ve Pervin eve büyülenmiş gibi bakıyorlardı ev cidden çok güzeldi.
"Size özel küçük bir konser vereceğim yalnızca size özel"
Pervinle sevgi gülümserken ben sadece ona bakıyordum. Ağzını açıp şarkı söylemeye başladığında az önce şarkının kulaklarıma gelmesi ile yutkunup ağzını kapadım. Şarkı hâlâ devam ediyordu.
"Bırak şarkıyı söyleme "
Kızlar birden ayağa kalkıp mutfağa gittiler ellerinde bıçaklar ile geldiler.
"Sana dur diyorum "
"Durmam için bir neden ver"
"Pekala neden mi istiyorsun"
Sevginin elindeki demir bıçağı alıp şah damarıma dogrulttum.
"Eğer devam edersen bende kızlarla birlikte ölürüm."
Bana bakıp gülümsedi. Şarkıya hala devam ediyordu.
Boynuma bıçağı dayadım ama hiçbirsey olmadı kan bile akmiyirdu.
"Periler kendini öldüremez"
Korku ile kızlara baktığımda sevginin elindebaska bir bıçak ile döndüğünü gördüm.
"Yalvarırım ne istersen yaparım ne olur bırak onları"
"Yemin etmelisin"
"Ne konuda"
"Beni asla birakmayacaksin"
Sesi sanki cehennemden düşmüş gibi kalın çıkıyordu gözleri simsiyahtı. Korku ile ona bakarken başımı eğdim.
"Kabul ediyorum kabul kabul yeter ki kızları öldürme"
Gülümsedi elinde bir damla kan vardı.
"Bu ne"
"Kanım"
"Ne yapmam gerekli söz seni birksmayacagim yeterki kizlari bırak"
Gülümsedi elimdeki bıçakla parmağıma bir çizik attı. Kanımı alıp kanının üstüne koydu.
"Yemin et beni asla birakmayacaksin"
"Yemin ederim seni hep sevicem"
"Yanlış cevap beni sevmenle yetinecek biri değilim devam ediyorum"
"Yemin ediyorum senden asla ayrılmayacağım ayrılsam bile yolum hep sana cikicak"
Kanımızın olduğu parmak ışıldadı.
"Eğer yeminden dönersen bu ikisi ölür "
Gözlerimden sicim gibi yaşlar akarken alaz gülümsedi.
"Ağlamayı kes benden asla ayrılmayacaksın şimdi işten ayrılacaksın ve bu evde yaşamaya başlayacağız"
Gözlerimi kapadım bunların bir hayal olmasını diledim. Ama hayır kesinlikle gerçekti yıllardır aşık olduğum bu dünyadaki belkide beni en mutlu eden kişi canavardı. Ve bütün prangalar ona ait olmuştu...

O benimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin