7

151 23 15
                                    

O günün ardından 1 hafta geçmişti. Dile kolay 7 gün. Ama bu süreçte Çağrı okula hiç gelmemişti. Bir kere arkadaşları konuşurken duyduğumda da kimsenin haberi olmadığını Ege'yi odasına bile almadığını söylemişlerdi.

Onu ne kadar merak etsem de tabiki bunu birine söyleyecek değildim. Fakat gerçekten niçin böyle yaptığını merak ediyordum. Evine gidip onunla konuşmak için bir bahane bulmalıydım.

Sevgi hocanın beni çağırdığını söyleyen nöbetçi öğrenciden sonra odasına adımlıyordum. Ama aralık olan kapıdan gelen sesleri duyunca geri çekilip dinlemeye başladım. Evet kabul ediyorum. Konunun Çağrı olması ilgimi çekmişti ve bu yüzden dinliyordum.

''Ne yapacağız Sevgi hocam Çağrı'yı? Tek bir kelime konuşmuyor. Odasından dışarı çıkmıyor. Yemek bile yemiyor bu çocuk. Hayır en kötüsü Ege ile bile konuşmadı. Biliyorsunuz Ege en yakın arkadaşı, 10 yıldır yoldaşı, sırdaşı, her şeyi Çağrı'nın. Ben artık korkmaya başlıyorum.''

Önder hocanın sesindeki acı içime işlemişti. Bu konuşulanlar dışında bir şeyler daha olduğunu anlamıştım. Ama ne olduğu hakkında hiçbir fikrim olmaması onu hiç tanımadığımın kanıtıydı.

"Tamam Önder hocam. Ben konuşmaya çalışayım. Elimden gelen her şeyi yaparım. Ama öncelikle Çağrı'nın hala" Cümlesini yarıda kesen şey kapının arasında beni görmesiydi.

Bende kendimi belli ederek kapıyı açtığımda Sevgi hoca hemen yüzündeki o üzgün ifadeyi kaldırıp gülümsemişti bana.

"Zeynepçim. Bende seni bekliyordum Önder hoca geldi."

"Sizi yalnız bırakayım hocam ben. Çağrı için tekrar konuşuruz." Ardından kapıdan çıkarken Sevgi hoca da onu gülümseyerek onaylamıştı.

"Hocam bir şey sorabilir miyim?"

"Tabiki Zeynep."

"Ben az önce konuştuklarınızın bir kısmına şahit oldum da eğer Çağrı ile konuşmaya gidecekseniz bende gelebilir miyim?" Çekiniyordum aslında bunları söylerken. Ama duyduklarımdan sonra Çağrı'yı gerçekten merak etmiştim.

Sevgi hoca önce dudaklarını araladı. Daha sonra ne diyeceğini bilemezmiş gibi tekrar kapadı. Merakla cevabını beklerken hoca gülümsedi.

''Kendinle konuş Zeyno. Ne istediğinden ne hissettiğinden emin ol tamam mı?'' Niçin böyle söylediğini anlamasam da başımı onaylar biçimde salladım ve heyecanla tekrarladım sorumu.

''Sizinle gelebilir miyim hocam?'' Ellerimin içi terlemişti. Vereceği cevap belki biraz olsun onu merak etmemi bastırırdı.

''Gel Zeynepcim, gel.''

Hocaya kocaman bir gülümseme yollayıp sarıldım.

''Ne zaman gidiyoruz hocam?''

''Ben birazdan çıkacağım senin içinde bir izin kağıdı yazayım. Sınıfa götür. Çantanı da al gel. Olur mu?''

Heyecanla onayladım. Ama sınıfa giderken ne için Çağrı'nın yanına gittiğimi anlayamıyordum. Hayır insanlıktan ama o ne anlardı canım insanlıktan. Bir bahane bulmam gerekiyordu. Bunları düşünürken sınıfa gelmiştim çoktan. Sinan ve Ali'nin sınıfta olmamasını fırsat bilerek hızlı adımlarla çıktım ve Sevgi hocanın yanında buldum kendimi.

Gidene kadar hiçbir şey konuşmamıştık. Ama ara ara Sevgi hocanın imalı bakışlarını yakalıyordum. Sonunda Çağrıların evine vardığımızda arabadan inip derin bir nefes aldım.

"Benim işim uzun sürmeyecek Zeynepcim. İstersen önce ben konuşayım sonra sen konuşursun. Olur mu?"

"Olur hocam. Ben dışarda bekleyeyim, hem çağrı'ya da sürpriz yapmış olurum." Cümlelerimin ardımdan içimden kendime sövüyordum. Ne sürprizi aptal. O senin neyin ki sürpriz yapıyorsun?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son Defa •ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin