-3-

1K 37 2
                                    

Amerika'ya attığım ilk adım, ilk beklentim, ilk heyecanım. Hiç bu tür hayaller kurmamıştım aslında. Farklı bir ülkede tuhaf bir aşk hayalleri... Bende hiç olmamıştı. Fakat şuan bana verilen adresi taksiciye uzatarak yeni hayatıma ilk adımlarımı atıyordum.
Taksiden inerek yeni hayatımın geçeceği evime adımlarımı atmaya başladım. Önceki evime kıyasla çok daha büyüktü. Anahtarla içeri girdiğimde içerinin de dışarısı gibi büyük ve gayet hoş olduğunu gördüm. Sanırım yeni hayatım o kadar da "eksiltili" olmayacaktı...
Adını sadece filmlerde duyduğum Washington artık evimi içinde barındırıyordu. Hiçbir yeri, hiçbir mekanı bilmiyordum. Karnım açtı fakat ne yemek siparişi verebiliyordum ne de kaybolma korkusundan dışarı çıkabiliyordum. Ne yapacağını şaşırmış bir vaziyetteydim. Saat sabah 07.45 civarıydı. Tabi Türkiye saatine göre. Ülkeler arasındaki saat farkını araştırmayacak kadar uzaktı işte bana Amerika. Ne yapacağımı bilemez halde evin içinde dolanıyordum. Sonunda adresin yanımda olduğunu da ele alarak dışarı çıkmaya karar verdim. Dışarı çıktığımda hava gereksizce rüzgarlıydı. Bünyem dayanıklı olmadığından çabuk hastalanabilirdim. Bu yüzden elimden geldiğince hızlı olarak Washington caddelerinden herhangi birini yürümeye başladım. Türkiye kesinlikle çok farklıydı. Vatanım sonuçta, şimdiden özlemiştim. Sonunda Burger King'i görünce durdum ve içeri girdim. Rastgele bir menü söyleyip beklemeye başladım. Ben beklerken birden biri üstüme düştü. Ben daha ne olduğunu anlayamadan bir kız hemen kendini toparlayıp ayağa kalkarak benden özür dilemeye başlamıştı bile. Önemli değil diye konuşmaya çalıştım. Kız beni duymuş olacak ki sustu ve gülümsedi.
-İngilizce konuşuyorlar fakat onları Türkçe yazacağım-
"Ben Nadia"
"İris, memnun oldum."
"Buralara sık uğrar mısın?"
"Buraya ilk gelişim. Türkiye'den yeni taşındım."
"Türk müsün?"
"Evet"
"İlginç, bu telefon numaram. Lütfen beni ara İris!"
Elime küçük bir kağıt tutuşturdu ve gülümseyerek yanımdan uzaklaştı. Bense gelen menüm elimde oturacak yer ararken Nadia'yı düşünüyordum. Bi anda karşıma çıkıp bana telefon numarasını verdi. Bu cidden ilginçti. Kim bir yabancıya numarasını verirdi ki?
Sonunda kendimi eve attım ve evi gezmeye başladım. Ev iki kattan oluşuyordu ve alt katta oturma odası, Amerikan mutfak ve banyo vardı. Üst katta ise yatak odası, misafir odası ve bir banyo daha vardı. Yeni odama girdim ve biraz kestirmeye karar verdim.
Ertesi gün iş aramak için uzun bir süre dolaştım fakat elime hiçbir şey geçmedi. Türkiye'den ayrılırken hiç işin bu boyutunu düşünmemiştim. Ben düşüncelerimle boğuşurken Nadia aradı.
"Selam İris. Ne yapıyorsun?"
"Selam, iş arıyordum. Sonra görüşsek olur mu? Birkaç yerle daha görüşmem gerek."
"Sana da uyarsa bir iş ayarlayabilirim. Ne dersin?"
"Nasıl bir iş?"
"Dün geceki gibi Burger King'de buluşalım. Ayrıntıları anlatacağım."
"Peki, geliyorum."
Telefonu kapatıp Burger King'e doğru ilerlemeye başladım.

Nadia ile selamlaştıktan sonra bir masaya oturduk ve buluşma sebebimizi anlatmaya başladı.
"Fena bir iş değil. Patronum bazı elemanlarına sahip çıkacak birini arıyor."
"Bunu benim yapabileceğimi mi düşündün?"
"Aslında sahip çıkmaktan çok yardım edeceksin. Yani istersen."
"Olabilir. Şuan kesinlikle herhangi bir işe ihtiyacım var."
"Tamam o zaman kalk ofise gidelim ve patronla tanış. Devamı gelir zaten."
"Peki, gidelim o zaman."

Ofis cidden büyüktü. Düşündüğümden de büyük. Büyükçe bir odaya girip patron olduğunu sandığım yakışıklı adamla konuşmaya başladık ve konuşma sonunda yeni bir iş sahibi olarak ofisten ayrıldım. Pazartesi buradaki ilk işime başlayacaktım.

Gökkuşağı KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin