Dudaklarının tadını bırakmak istemesemde her an yanımızdaki teyzenin uyanabileceğini düşündüğümden Lydia'dan uzaklaştım. Bana bakarken gözlerinin içi gülüyordu.
Sonunda uçaktan indiğimizde bir taksi aramaya başladım. Eski evimin adresini verdim ve ilerlemeye başladık.
Lydia dilimizi ve huylarımızı bilmediğinden buraya alışması zaman alıcaktı. Ama güzel ülkemin güzel havasını solumak çok iyi gelmişti. Çok bir zaman geçmese de fazlasıyla özlemiştim. Amerika her ne kadar güzel olsa da kendi vatanım gibi olmuyordu. Lydia'da bunu farketmişti ve buraya geldiğimiz için mutlu olduğunu söylüyordu.
Eve vardığımızda buranın 1 ay önceki hali gözümün önüne geldi. Bir ay önce neredeyse hiçbir eksiği olmayan evim şimdi neredeyse bomboştu. Evimi bu şekilde görmek istemeden de olsa canimi sıkmıştı. Lydia beni neşelendirmek için elinden geleni yapıyordu ve sanırım ülkeme kavuşmamın da etkisiyle başarmıştı. Daha iyi olduğumu görünce soru yağmuruna başladı.
"Hemen şimdi mi gideceğiz Yeliz'in yanına?"
"Gideceğiz mi? Sen gelmiyorsun."
"Ne demek ben gelmiyorum? Seni onunla tek başına bırakacağımı mı sanıyorsun?"
"Evet, kesinlikle öyle olacak. Onu tanımıyorsun, senin bana anlattıklarını duyarsa neler yapacağını tahmin etmek istemezsin."
"Neden bir kez olsun sana yardım etmeme izin vermiyorsun?"
"Gerek yok çünkü. Ayrıca senin benimle gelmen intihar etmenle eşdeğer. Sana zarar gelmesine izin veremem."
"Ne sıfatla söylüyorsun bunu?"
"Sen ne sıfatla bana yardıma geliyorsun?"
Susmuştu. Bunu söylemesi kalbimi çok kırmıştı.
"Neden böyle bir şey söyledin Lydia?"
"Özür dilerim. Sana yardım etmeme izin vermiyorsun ve bu beni sinirlendiriyor. Bir an dayanamadım ve ağzımdan kaçtı. Gözümdeki değerini tahmin edebiliyorsundur umarım."
Susma sırası bendeydi. O da konuşmuyordu, ama bakışları beni sevdiğini anlatıyordu. Ama cidden neydik biz? Arkadaş, dost, sırdaş, sevgili? Sorumun cevabını bulamıyordum fakat ona sormaya cesaretim yoktu."Peki ne zaman gideceksin Yeliz'in yanına?"
"Yarın gideceğim. Bugün ikimizde yorgunuz ve dinlenmek iyi gelir diye düşünüyorum."
"Peki. Ondan hesap sorunca ne olacak? İntikam almayı mı düşünüyorsun?"
"İlerleyen zamanlarda göreceksin. Herkes görecek. Ama önce bunu neden yaptığını öğrenmeye çalışacağım. Kim bu kadar düşebilir ki?"
Elini elimin üstüne koydu. Ben de elini tuttum.
"Uyumak ister misin? Yeterince yorulduk. Biraz dinlenmek iyi olur."
"Olur. Yorgunluktan ölüyorum." ikimizde gülümsedik.
Evde misafir odası yoktu ama onun koltukta yatmasına kıyamıyordum. Onu odama çıkardım.
"Güzelce dinlen. Seni buralara sürüklediğim için üzgünüm." dedim ve odadan çıkmak için kapıya yöneldim. Kolumu tuttu ve
"Ne saçmalıyorsun İris? Ne demek sürüklemek falan? Elbette gelecektim. Ayrıca gelmemi isteyen sen değildin. Hem nereye gidiyorsun? Koltukta yatmana izin veremem."
"Nerede yatacağım konusunda bir fikrin var mı Lydia?"
"Evet. Yanımda uyuyacaksın." dedi ve beni yatağa sürükledi. Uzandık ve sarılarak uyuduk.Uyuduğumuzda çok geç olmasa da çok yorulduğumuzdan bayağı uyumuştuk. Sabah uyandığımda saat 9'a geliyordu. Lydia hala uyuyordu. Onu orada bırakıp odadan çıktım ve yiyecek bir seyler almak için dışarı çıktım. Eve geldiğimde Lydia uyanmıştı ve tuvaletten çıkıyordu. Onu görünce gülümsedim ve
"Günaydın." dedim.
"Günaydın." dedi ve o da gülümsedi. Gülümsemesi içimi ısıtıyordu.Kahvaltımızı ederken Lydia'nın soruları bitmiyordu.
"Hep burada mı kalacağız yoksa Washington'a dönecek miyiz?"
"Bilmiyorum. Sen ne istersin?"
"Benim için farketmez. Yanımda olduğun sürece sorun yok."
Gülümsedik ve Lydia devam etti.
"Bence burada bir süre kalsak hiç fena olmaz. İstanbul'u gezmek istiyorum."
"Olur. Sen bana Washington'u gezdirmiştin. Ben de İstanbul'u gezdireyim."
Ellerini çırptı ve
"Sabırsızlıkla bekliyorum." dedi.
Gülümsedim.
"Ben artık gideyim." dediğimde yüzü düştü ve
"Gitmesen olmaz mı? Sana zarar vermesinden korkuyorum."
"Korkma, bana bir şey yapamaz. Amerika'dayken başıma geleceklerin onun yüzünden olduğunu bilmediğim için rahattı. Fakat şimdi karşısında olacağım ve bana bir şey yapmayacağını biliyorum. Nedenini bilmiyorum ama beni sevmese de bana fiziksel olarak bir şey yapmadı ya da yaptırmadı."
Tatmin olmuşa benzemiyordu ama kabul etti. Ben de üzerimi değiştirip yolunu ezberlediğim eski iş yerime ilerlemeye başladım.İçeriye girdim ve Yeliz'in odasına koşar adım ilerlemeye başladım. Beni görenler bir an afallasalar da sonra işlerine döndüler. Pek umrumda oldukları söylenemezdi açıkçası.
Zaten başıma her şeyi açan da o değil miydi? Fiziksel olarak şiddet uygulamasa da veya bana verdiği zararı onun yaptığını sonradan öğrensem de oydu. Bunları yapmasına rağmen benden korkuyordu. Yaptıkları mantıksızdıve çelişkiliydi. Benden hem korkup hem bunları yapmasının bir açıklamasını bulamıyordum. Benden neden böylesine nefret ettiğini de anlamıyordum. Önce öğrenmek istediğim buydu ve öğrenmeden buradan ayrılmayacaktım.
Odasına vardığımda kapıyı hışımla açtım ve karşısında beni görmeden önce bağırmaya hazırlanan Yeliz beni görünce bir an dondu. Sanırım ne yapacağını kestirmeye çalışıyordu. Onun bir şey demesine izin vermeden konuşmaya başladım.
"N'aber sürtük? Sen sormadan ben söyliyeyim ben hiç iyi değilim. Bir aptalın beni kafalama çabasını fark ettim ve onunla konuşmak için uzun bir yolculuk yaptım. Bana yapıcağı açıklamayı cidden merak ediyorum." dedim ve alayla gülümsedim.
"Sana hiçbir şey açıklamak zorunda değilim. Benden uzak dur."
"Derdin ne Yeliz? Benden uzak dur diyorsun ama sürekli bana zarar verme çabasında olan sensin. Neden benden nefret ettiğini anlat artık!"
"Sana söyledim İris! Hiçbir şey anlatmak zorunda değilim! Lütfen odamdan çıkar mısın?!" diyerek kapıyı eliyle gösterdi.
"Sen her şeyi anlatana kadar buradan bir yere gitmiyorum!" dedim ve kollarımı birbirine dolayıp ayağımla ritim tutarak beklemeye başladım.
Bir süre durdu. Sakinleşneye çalışıyordu. Sonunda derin bir nefes aldı ve kafasını masasından kaldırmadan "Tamam, anlatacağım." dedi.
"Peki, bekliyorum." dedim ve masasının önünde karşı karşıya olan tekli koltuklardan birine oturup anlatmasını beklemeye başladım.BEKLETTİĞİM İÇİN ÖZÜR DİLERİM UMARIM BEKLEDİĞİNİZE DEĞMİŞTİR. :)
![](https://img.wattpad.com/cover/38418477-288-k775311.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağı Kızı
Teen FictionBir fikir farklılığı yüzünden yargılandığınızı düşünün. Farklı bir siyasi parti, farklı bir din veya farklı bir cinsiyet... İris bu yargılamalardan oldukça rahatsız fakat buna karşı koyabilecek kadar güçlü bir kız. Yoksa değil mi? Eğer İris'in hikay...