Smut bölümüne hepiniz hoş geldiniz! Kulaklıklarda ekteki müzik çalmaya başlarsa daha çok havaya girersiniz diye düşünüyorum babeler ;)
_______Kimin liderlik ettiği belirsizdi ancak hedefledikleri yer aynıydı: araba.
Kendilerini öyle kaptırmışlardı, öyle hipnoz olmuş gibi davranıyorlardı ki, arabanın kapısını açıp Jungkook oturduğunda bile ayrılmamışlar; Taehyung müthiş bir esneklikle kucağına yerleştiğinde bile devam etmişlerdi öpüşmeye. Jungkook kapıyı el yordamıyla bulup kapattığında bile dudakları ayrılmadı.
Kulaklarını sağır eden sağanak yağışın sesi boğuklaştı. Radyo hala açıktı. Tüm arabaya yağmur vuruyordu ama onlar bunu duyamayacak kadar kopmuşlardı gerçeklikten. Birbirlerinin kasıklarını hissetmek heyecan vericiydi. Öyle ki, Taehyung bacaklarını biraz daha açtı, Jungkook ise onun belindeki ellerini daha da sarıp kendine bastırdı. Sesli bir şapırtıyla dudaklarını ayırdıklarında ikisi de neredeyse nefessizlikten bayılacaktı. Tufanda büyük bir hortuma dönüşecek hırçın rüzgara karşı saatlerce mücadele etmiş gibi hissediyorlardı. Alınlarını birbirlerine bastırdılar ve birbirlerinin nefesi oldular. Ancak bu uzun sürmedi. İkisi de biliyordu ki bu ara uzarsa, devam edemez, başlarından gitmiş akılları geri gelip mantıklı kararlar verebilir, yaptıklarını hata olarak görebilirlerdi. Bu nedendir bilinmez, yaşadıkları bu duyguyu devam ettirmek için çabalıyorlardı. Jungkook sağ eliyle kucağındaki Taehyung'un baldırına ve kalçasına gidip gelen bir yol çizerek, diğer eliyle de ince belini sırtına doğru okşuyordu. Taehyung ise oturduğu yerde yaylanıyor, Jungkook'un kasıklarına kendini bastırıyordu.
Jungkook en sonunda bir hamle yaptı ve Taehyung'un çenesini öpmeye başladı. Taehyung'un ise sol elini Jungkook'un çene kemiğine getirip ona yön verirken tatlı bir inilti çıktı ağzından. Bu inilti işleri biraz daha dayanılmaz hale getirmişti. Daha hızlı, daha güçlü, daha yoğun bir öpüşme, dillerinin yarışı ve parmakların baştan çıkarıcı gezinmesi... Her şey dayanılmazdı.
Jungkook, Taehyung'un boynuyle omuzlarının birleştiği yere dudaklarıyla ulaştığında Taehyung onun gömleğinin düğmelerini çözmeye çalışıyordu. Ancak yağmurdan sırılsıklam olmuş gömlek ilikleri çözmeyi bırak, koparılmayacak derecede ıslaktı.
"Lanet şey!" diye sinirle ofladı.
"Bırak boş ver." Boynunu öpmeyi kesmeden konuştu Jungkook.
"Aptal... çıkmasaydın dışarı." diye karşılık verdi Taehyung kendini altındaki çocuğa bastırıp kulağına doğru. "çıkarmam kolay olurdu."
"Şimdi çıkarmamı ister misin?" Jungkook, iki eliyle de Taehyung'un kalçalarını okşayıp sıktı. Kulağının dibinden gelen inleme gülümsemesine neden olmuştu.
Taehyung sorunun içindeki müstehcen imayı yakalamıştı. Kafasını sağa çevirip onun kulak memesini dudaklarının arasına alıp ıslak bir öpücükle bıraktı ve tekrar aynısını yapıp dişledi.
"Evet."
Bu delilikti. Deliceydi. Hayvani içgüdülerini açığa çıkarıyordu. Jungkook istekle inledi ve kucağındaki adamın kalçalarını sıkarken, köprücük kemiğini dişledi. Acısıyla şuh bir şekilde inleyen Taehyung geri çekildi hemen. Jungkook'un sanki yemeği önünden alındığı için üzülen bakışlarına karşı gözlerinin içine baka baka üzerine yapışmış uzun kollu tişörtü çıkardı. Hiçbir söz söylemeden üst vücudu hala gerideyken kafasını aşağı eğdi. İki genç adamın da ıslak pantolonlarının zar zor zapt ettiği şişmiş erkeklikleri ona derin bir nefes aldırdı. Direksiyona yaslanıp Jungkook'un baldırlarına tutundu ve kendini bir kez daha ona kuvvetlice sürterek daha da gidebilirmiş gibi biraz daha bacaklarını açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lover Traveler | Taekook
FanfictionJungkook ve Taehyung, üç yıllık ilişkileri ilerlemesini durdurup monoton bir hal almış iki sevgilidir. Bir gece, ilişkilerinin gidişatını değiştirmek için girdikleri tartışma hiç beklenmedik bir çıkmaza girer ve nihayetinde laflarını birbirlerinden...