2017'in Jungkook'unu kime sorsanız alacağınız cevaplar benzer olurdu.
"Komik biri. eğlenmeden duramaz!"
"Çocuk gibi! Beş saniyeden fazla ciddi olduğunu görmedim."
2020'den zamanda geriye, 2017 yılına dönen Jungkook'u kime sorsanız alacağınız cevaplar yine benzerdi.
"Bu aralar çok durgun ve düşünceli. Espri bile yapmıyor!"
"Bizimle takılmıyor artık. Hatta komik bir şeyler yapsak küçümseyerek bakıyor."
Cuma günü saat öğleden sonra bire girerken Jungkook tam da ondan bahsedildiği gibi bir ruh hali içindeydi. Otobüsün arka kısmında, sol köşede bir yere oturabilmiş, akan nisan yağmurlarının cama çarpan damlalarını boş gözlerle izliyordu. Hava durumundan dolayı trafik durma noktasına gelmişti. Oysaki geçmiş anılarında bugünün güneşli olması gerekiyordu. En başından kendini gösteren bu aksaklık, sıkkın havanın verdiği duygu değişimini pek kolay hissetmesine neden olmuştu. Otobüs hınca hınç doluydu, ön sırada oturan yaşlı bir çift akşam ne yemek yiyeceklerini tartışıyor, onların yanında ayakta duran iki genç erkek dün oynanan bir spor karşılaşmasından bahsediyor, yanındaki çift fısıltıyla kavga ediyordu.
Teşekkür ederim.
Taehyung ona teşekkür etmişti.
Senden nefret ediyorum, biliyorsun değil mi?
Taehyung ondan hala nefret ediyordu.
İlk tanıştığımız güne dönebilseydik, senden nefret etmeyi tercih ederdim. Hem de her gün Jeon Jungkook!
Genç adam gözlerimi sımsıkı yumdu ve açtı. Bunu aklına getirmemeliydi.
Basit bir minnet ifadesi Jungkook'u mutlu etmeye yetmişti. Garip hissediyordu. Midesindeki her bir düğümü tek seferde tanımlayacak kelimeyi bulmakta güçlük çekiyordu. Uzun zamandır Taehyung'un bu nazik sesini duymamıştı. Geçmiş zamandaki Taehyung'un onu her gördüğünde sesinde oluşan nefreti duymaya o kadar alışmıştı ki saniyelerle ölçülebilen ılımlı ses ona yabancı gelmişti. Heyecanlıydı. Hedefine ulaşmada iğne ucu kadar mesafeyi aşmasını sağlayan bu teşekkür, sürekli kulaklarında çınlıyordu. Arkadaşlarına göre Jungkook abartıyordu fakat ona göre aralarındaki buzu çizen ilk andı bu. Onu kendine yeniden aşık edebileceğinin cesaretini kazandırmıştı.
İneceği durakta kapılar tıslayarak açıldığında karamsar havasının değişmesi için birkaç derin nefes alıp verdi. Yağmur durmuştu, ancak her an sürpriz yapmak için bekliyor gibi görünüyordu.
Hoseok'un babasının kliniğine bulunduğu yerden baktı. İlk gün burada yaşadığı karışıklığı hatırlıyordu. Her şeyi mahvetmişti. Zamanda geriye döndüğü ilk gün orada telaşa kapılmasaydı, aklı başında düşünebilseydi bunlar olur muydu diye düşünmeden edemedi Jungkook. Geçmişini ve kaderini değiştirmesine sebebiyet veren veteriner kliniği, belki bugün Jungkook'un gülümsemesine izin verirdi?
Kliniğin içerisine girdiğinde buranın gelecekte pek değişmediğini bir kez daha anladı. 2020 yılındaki Hoseok, bu binayı satın almış, içerisini küçük bir restorasyondan geçirmişti. Yine de açık gri duvarlar, cevizden mobilyalar, tam karşısında duran danışma bankosu ya da evcil hayvanların bulunduğu, kapıdan girişte sol tarafta kalan büyük oda hala aynı duruyordu.
Hoseok'un babası gözlerini açamayan bir kediyi muayene ederken, bekleme bölümünde oturdu Jungkook. Heyecanlıydı. Taehyung birazdan gelecekti. Sağ ayağını titreterek hızlıca ritim tutarken fotoğraf makinesini hazırlamaya başladı. Gözlerinin önündeki bugünün anısı sürekli oynuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lover Traveler | Taekook
FanficJungkook ve Taehyung, üç yıllık ilişkileri ilerlemesini durdurup monoton bir hal almış iki sevgilidir. Bir gece, ilişkilerinin gidişatını değiştirmek için girdikleri tartışma hiç beklenmedik bir çıkmaza girer ve nihayetinde laflarını birbirlerinden...