Selami'nin kullandığı arabanın arka koltuğunda camdan dışarıyı izliyordum. Selami bir mahalleye giriş yaptığında hızını düşürmüştü. Bizim mahalleye çok benzesede ellerinde silah ve sopayla gezen adamlar yabancı gördükleri kişileri durdurup resmen sorguya çekiyorlardı.
Evlerin çoğu gecekondudan ibaretti. Gecekonduların penceresinde durmuş sohbet eden kadınlar, benim içinde bulunduğum arabaya dik dik bakıp kendi aralarında konuşuyorlardı.
Selami aniden frene basınca öne savruldum. Selami "Hay ben sizin topunuzu si-"Dikiz aynasından bana bakıp susmak zorunda kaldı."Yenge iyi misin bir şeyin var mı?" diye sordu.
"İyiyim iyiyim de bana yenge deme artık. Ben yengen falan değilim," dedim sinirle.
Selami sırıtarak kafasını sallayıp arabadan indi. Çocuklardan birisinin kulağını çekerek azarlamaya başlayınca arabadan indim. Selami'nin yanına gidip " Ne yapıyorsun kopardın çocuğun kulağını?"dedim sertçe.
Selami " Yok yenge hak etti bu zibidi. Bir daha öyle topun peşinden yola atlamasın," dedi çocuğa bakarak.
Çocuk ağlayacağı yerde gülerek "Selami abi azıcık da öbür kulağımı çek. Hep aynı kulağımı çekiyorsun biri uzun biri kısa kaldı kulaklarımın," dedi.
Selami çocuğun kulağını bırakıp ensesine vurdu. "Yürü lan zibidi seni. Bir daha görürsem topunuzu keserim ona göre," dedi.
Çocuk yerden topunu alıp gülerek uzaklaştı. Pencereye çıkan orta yaşlı kadının birisi "Selami," diye bağırdı. Kafamı kaldırıp kadına baktığımda bana baktığını gördüm. Kadın bana bakarak "Kim bu kızcağız?" diye sordu.
Selami "Abinin misafiri Aysun abla," dedikten sonra bana bakarak "Yenge sen arabaya bin, seni bir an önce eve bırakayım da başımız ağrımasın," dedi.
"Senin anlama kıtlığın mı var? Ben senin ya da başka birinin yengesi değilim. Bana yenge deyip durma," deyip arabaya doğru yürüdüm.
Kadın "Lan ne yengesi? Eymen'in yavuklusu mu kız?" diye sordu şaşkınlıkla.
Kafamı kaldırıp kadına baktım. "Yok öyle bir şey Aysun Hanım," dedikten sonra arabaya bindim. Başlayacağım şimdi Eymen'inden de mahallesinden de!
Selami arabaya bindiğinde ters ters ona bakmaya başladım. "Ne diye yenge diyorsun sen bana? Ben bugün varım yarın yokum Selami. Lütfen bana yenge deme insanlar yanlış anlıyor," dedim.
Selami bir şey demeden kafasını salladı. Yok bu adam patronu gibi düz kafalının tekiydi. Ben boşuna konuşuyordum.
Yaklaşık 5 dakika sonra Selami bahçesi yüksek duvarlarla çevrili bir evin önünde durdu. Kapıda duran iki adam arabaya baktıktan sonra büyük demir kapıyı açıp arabanın içeriye girmesini beklediler. Fazlasıyla büyük boş bir alanın sonunda büyük bir ev vardı. Bu mahalleye uymayacak kadar büyük ve görkemliydi.
Araba evin önünde durduğunda kapımı açıp aşağıya indim. Kardeşim Esra'yı alıp bir an önce buradan çekip gitmek istiyordum. Selami bagajdan çantamı alıp evin zilini çaldı. Kapıyı genç bir kız açtı. Selami elindeki çantamı kıza uzattığında "Çantamı ben alabilir miyim lütfen," dedim.
Kız şaşkınlıkla bana baktı. Selami "Nasılsa burada kalacaksın yenge, odana bırakacak çantayı merak etme," dedi.
"Ben burada kalmayacağım. Kardeşimi alıp gideceğim," dedim.
Selami oflayarak çantayı kıza verdi. Kız çantamı aldığı gibi içeriye girdi. Oflayarak Selami'ye baktım. "Hadi yenge, kardeşin içeride zaten, bekleme orada öyle," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Yangını 'Mahalle'
Teen FictionParmağını dudaklarımın üzerine getirip beni susturduğunda korkum daha çok arttı. "Şşşiii o günler geride kaldı. Sen kızımızdan vazgeçmeyerek benim cehennemime adımını atmış oldun." Yüzüme eğildiğinde hiçte ummadığım bir şey yaptı. Alnımdan öpüp saç...