Bahçeye çıktığımızda dışarıda birkaç adam vardı. Beni bir arabaya doğru sürükleyip bindirecekleri sırada bahçeye başka arabalar girdi. Adamlar ellerine silahı çekip gelen arabalara doğrulttu. Beni tutan adam silahını benim başıma dayayıp arkama geçti.
Arabadan inen Eymen öfkeyle bir bana bir de arkamdaki adama baktı. Arkamdaki adam "Gitmemize izin vermezsen kızı vuru-"
Adam lafını tamamlayamadan Eymen belinden silahını çıkarıp bana doğru silahını doğrulttu. Gözünü bile kırpmadan tetiğe bastığında ben gözlerimi yumdum. Gözümden akan yaş yanağımdan aşağıya doğru süzüldü.
Özgürlüğüm için içeriden çıkmışken kendimi bir anda cehennemin ortasında bulmuştum.
Sırtımda bir ıslaklık hissettiğimde arkamdaki adamın başıma dayadığı silah yere düşerken adam da geriye çekildi. Az sonra onun da yere düştüğünü duydum. Gözlerimi araladığımda Eymen ceketini çıkarırken bana doğru geliyordu.
Korkudan tir tir titriyorken uğuldayan kulaklarımla etrafıma baktım. Arkamdaki adam gibi diğer adamlar da yerde yatıyorlardı. Eymen ceketini sırtıma koyup vücudumu kapattıktan sonra beni kucağına aldı. Eve doğru yürüdüğünü görünce başımı Eymen'in göğsüne yaslayıp "Lütfen beni o eve götürme," dedim titreyen sesimle.
Eymen bir süre durup bekledikten sonra yönünü değiştirip arabaya doğru yürüdü. Beni arabanın arka koltuğuna oturtup emniyet kemerimi taktı.
Kapımı kapatıp dışarıdaki adamlarıyla konuşmaya başladı. Gözlerimi eve çevirip delik deşik olan duvarlara ve kırılan camlara baktım. Gözlerim tekrardan dolarken derin bir nefes aldım. Burnuma dolan sedir ağacı kokusunu ciğerlerime çekerken gözlerimi yumdum.
Arabanın kapısı tekrardan açılırken gözlerimi açmaya korktum. Arabanın hareket ettiğini anlayınca gözlerimi açıp direksiyon başındaki adama baktım. Görmeyi beklediğim kişi Eymen'ken Selami'yi gördüm. Kafamı çevirip camdan dışarı baktım. Eymen öfkeyle karşısındaki adamlara bağırıyordu. Bir ara elini yumruk yapıp bir adamın üzerine gitti ama gözleri benimkilerle kesişince yumruğunu geri indirdi.
Selami "Seni güvenli bir yere götüreceğim yenge, uyuyabilirsen uyu istersen," dedi.
"Beni buraya getirmeden önce de aynı şeyi söylemişlerdi Selami,"dedim.
Eymen'den epey uzaklaşmıştık ama bakışları hâlâ üzerimdeydi. Başımı geriye yaslayıp gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Araba hareket ederken ıslak gözlerimi Eymen'den çekmedim. Eymen'in gözlerinde gördüğüm öfke o an kendini ateşe verecek kadar fazlaydı.
Boş gözlerle akıp giden yola bakıyordum. "Lila kollarımda öldü,"dedim.
Selami'den hiç ses gelmeyince bakışlarımı ona çevirdim. "Birkaç saat önce o kızla konuştun. Tanıdığın birisiydi belki de hergün gördüğün biriydi. Nasıl böyle tepkisiz kalabiliyorsun?"diye sordum.
Selami "İnsan kollarında en sevdiğini kaybedince hissizleşiyor yenge. Hepimiz bir gün öleceğiz öyle değil mi? Hepimiz sıranın bize gelmesini bekliyoruz,"dedi.
"Bu normal değil. O kız eceliyle ölmedi, onu katlettiler. Ne için öldü o kız, kimin için öldü?"diye bağırdım.
"Onu öldürenler öldü yenge. Kimin için öldüğüne gelirsek," durup dikiz aynasından bana baktıktan sonra devam etti "bunu benim söylemem doğru olmaz,"dedi.
Başımı geriye yasladım. Kime ne anlatıyordum ki. Bu adamların hayatı buydu. Bu onlar için normal benim için anormaldi. Üzerimdeki cekete iyice sarılıp titremeye başlayan bedenimi sakinleştirmeye çalıştım. Bir beladan kaçarken daha beterine bulaşmıştım. Tam bir çıkmazdaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Yangını 'Mahalle'
Teen FictionParmağını dudaklarımın üzerine getirip beni susturduğunda korkum daha çok arttı. "Şşşiii o günler geride kaldı. Sen kızımızdan vazgeçmeyerek benim cehennemime adımını atmış oldun." Yüzüme eğildiğinde hiçte ummadığım bir şey yaptı. Alnımdan öpüp saç...