Kahvaltıdan sonra Atsumu oturma odasına geçmiş ve televizyonun karşısına oturmuştu. Osamu ise bulaşıkları yıkıyor, bir yandan da buralarda kafa dağıtmak için nereye gidebiliriz diye düşünüyordu. Atsumu'nun dün geceyi bir anda atlatamayacağını, fazlasıyla zorlanacağını biliyordu. Dünü en az hasarla unutsun istiyordu. Çünkü zaten yeterince yaralıydı. Kesikleri, yaraları hep kanıyordu. Yenilerini açmasına izin vermek istemiyordu.
"Samu..."
Oturma odasından Atsumu'nun sesini duyduğunda ellerini yıkadı ve ıslak ellerini üzerine silerken oturma odasına ilerledi.
"Efendim Tsumu?"
"Ben çok mu çirkinim? Ya da onun kadar güzel ve parlak değil miyim? Neden ben değil de o? Yanlış bir şey mi yaptım ben?"
Osamu derin bir iç çekti kardeşinin yanına ilerleyip oturduğu koltuğun başına oturdu. Bir elini Atsumu'nun saçlarına geçirdi.
"Hayır Tsumu. Sen gayet güzelsin. Yanlış bir şey yapmadın, hiç hem de. Çok parlak birisin ayrıca, Kita-san sana takımın güneşi diyordu hatırlamıyor musun?"
Atsumu hafifçe genişlemiş gözlerini Osamu'ya çevirdi.
"Öyle mi diyordu? İlk defa duyuyorum."
Osamu alt dudağını ısırdı ve bakışlarını kaçırdı. Bunu ona söylememeliydi aslında ama söylemişti bile.
"Çünkü sana hiç söylemedi. Yani yüzüne. Ama herkes senin hakkında böyle düşünüyordu. Kimi zaman bizi deli etsen de herkes seni grubun neşesi olarak görüyordu. Hala öyle görüyorlar. Ama bunu gidip sorma tamam mı?"
Atsumu kıkırdayarak başını salladı.
"Tamam sormam."
"Kendini üzme bu yüzden. Seni seven çok kişi var zaten. Başta da ben geliyorum."
Atsumu göz devirdi.
"Hmm öyle mi diyorsun?"
Osamu sırıttı ve Atsumu'nun saçlarını karıştırdı.
"Aynen öyle diyorum. Bulaşıkları bitireyim de biraz dışarı çıkalım tamam mı? Gezilecek yerler var mı diye baksana sen de."
Atsumu başını kaldırdı.
"Dışarı mı çıkacağız? Yani bu tatil yeri sınırları dışına?"
Osamu başını salladı.
"Aynen öyle yapacağız. Git hazırlan araştır da öyle otur."
Atsumu hızlıca yerinden doğruldu. Zaten birkaç güne geri döneceklerdi ve geldiklerinden beri bu tatil köyünden başka yere gitmemişlerdi. Zaten dün olanlar da ortadaydı. Yeni yerler görmesi ve kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı. Osamu'nun da amacının bu olduğunu biliyordu.
Odasına gidip üstüne siyah, turuncu yazıları olan oversize bir tişört, altına ise kırık beyaz tonlarında cargo bir şort giydi.
O üstünü giyerken Osamu mutfaktaki işini bitirmişti. Suna da onlarla geleceği için ona mesaj atmaya karar verdi.
+Suna, Atsumu şimdi hazırlanmaya gitti. Birazdan geliriz biz. Hazırlan sen de. Açsan onigiri getirebilirim bu arada.
Mesajı gönderdikten bir dakika sonra cevap gelmişti.
-Tamamdır. Ben de hazırım zaten. Senin için de kıyafet ayarladım, giyersin çıkarız. Aç değilim ama ellerinle yaptığın onigiriye hayır diyemeyeceğim.
Osamu aldığı mesaj ile göz devirdi.
+Tamamdır. Ayrıca sen telefon başında falan mı bekliyordun? Daha bir dakika anca olmuştu.