Why would you ever kiss me?
I'm not even half as pretty
You gave her your sweater, it's just polyester
But you like her better
I wish I were Heather
Oh, I wish I were Heather
Oh, oh, wish I were HeatherWhy would you ever kiss me?
I'm not even half as pretty
You gave her your sweater, it's just polyester
But you like her better
Wish I were..."Hinata" diye devam ettirdi zihninde.
Gitarına diktiği bakışlarını kaldırdığı anda herkes alkışlamaya başlamıştı. Lakin o an Atsumu'nun dikkatini verdiği tek şey Kiyoomi'nin ona diktiği bakışlarıydı. Kıvırcığın bakışları bir şeyler diyordu ama Atsumu bunu anlayabilmekten çok uzaktı.
Derin bir nefes aldı ve gülümseyerek herkese teşekkür etti.
"Dostum cidden bu kadar iyi bir sesin olduğunu bilmiyordum."
Atsumu sınıf arkadaşının dediği ile kahkaha attı.
"Ah, aslında çoğu kişi bilmez. Severek şarkı söylemeyi bir kaç ay önce bıraktım. Ayrıca teşekkür ederim."
Bu sefer bakışlarını diken Atsumu'ydu. Gözlerinden bile belli olan acıyla Kiyoomi'ye bakıyordu. Onun anlamasının neredeyse imkansız olduğunu bilse bile bir ihtimal diye geçiriyordu içinden.
"Severek şarkı söylemeyi bıraktın mı? Sorun olmazsa neden artık sevmediğini sorabilir miyim?
Atsumu aslında bu soruya cevap vermek istemezdi ama dikkat çekmek istemiyordu. Bir yalan uydururum diye düşündü. Gerçek şu ki Atsumu her zaman Kiyoomi için şarkı söylerdi. Lakin artık şarkı söyleyebileceği bir Omi'si yoktu. Ondandı yani şarkı söylemeyi artık eskisi kadar sevmemesi.
"Sevmemek değil de artık eskisi gibi bir mutluluk vermiyor."
"Peki ama neden?"
Soruyu soran kişi Hinata'ydı.
Atsumu turunculunun meraklı sorusu ile göz devirmemek için tuttu kendini.
"Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum?"
Atsumu'nun dediği ile ortama bir sessizlik çökmüştü. Haklıydı, sevip sevmemesi kimseyi ilgilendirmezdi. Sebep ne olursa olsun tek yaptıkları Atsumu'nun özeline burunlarını sokmaktı.
Derin bir nefes aldı ve kucağındaki gitarı oturduğu yere yaslayıp ayağa kalktı. Üzerindeki kumları silkeleyip arkadaşlarına döndü.
"Ben artık gideyim, yoruldum bugün. Hepinize iyi eğlenceler."
Herkes anlayışla gülümseyip iyi uykular diledikten sonra Atsumu gitarını alıp kendi kaldığı kulübeye ilerledi.
O sırada kamp ateşinin etrafında oturan kıvırcık saçlının bazı şeyler aklını kurcalamaya başlamıştı.
Atsumu'nun neden böyle bir şarkı söylediğini anlayamıyordu. Sarışın genelde rock tarzı söyler, söylerken kendinden geçerdi. Şimdi söylediği şarkı ise eskilere nazaran fazlasıyla yavaş, üzücü bir şarkıydı. Sarışın şarkı söylerken ona baktığında gözlerinde gördüğü şey eskisi gibi heyecan değil, saf hüzündü.