Ailem dediğin insanlardan kaçan bir kadın. Giderken yanlız değildi mucizesi ile yeni ve uzun bir yol onu bekliyordu...
Yıllar sonra bir çocuğu olduğunu öğrenen bir adam, Bir yandan sevdiği uğruna herşeyi göze aldığı kadın. Bir yanda ondan saklanan...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
14.BÖLÜM"İKİ KADIN BİR ADAM"
Sabah telefon sesiyle uyanmıştım. Arayan Cesur'du, öğlen gelip oğlumla vakit geçirmek istediğini söylemişti. Birlikte vakit geçirdiklerin üstünden üç hafta geçmişti. Dengede tutmaya çalışıyordu. Bu bile benim için yeterliydi. Oğlum babasıyla olsun biz onu hep bekleriz! Yapacak bir şey yoktu zamanı geri alamayız. Ne? giden ömür'ü nede dökülen gözyaşının hesabı olmazdı. Giden gitmişti!
Bir bedeli olmalı mı? Bu bile fazlaydı. Bizi biz yapan yaşadığımız acılardı. Gerçekleri öğrendiğimden bu yana kendime yol bulmaya çalışıyorum. Benim zamana ihtiyacım vardı. Derin bir nefes aldım fazla oyalanmadan yataktan kalkıp rutin işlerimi yaptıktan sonra oğlumu kaldırmaya odasına gittim. Bebekler gibi uyuyordu. Onu çok seviyordum. Yanına gidip usulca öptüm uyanmadı. Tekrar denedim. "Anne!! Sulu öpüyorsun"....Sitem etti küçük beyimiz. 'İyi bir daha öpmem'. Yanından kalktım. Benimle bereber oda kalktı. "Şaka yaptım".... Deyip boynuma sarıldı. Benim herşeyim yaşama sevincim kokusunu içime geçtim süt kokulu oğlum. Kucağımda banyoya gidip elini yüzünü yıkadıktan sonra üzerini değiştirip aşağıya kahvaltıya inmistik.
Güneş geldiğinden bu yana bana pek iş düşmüyordu. Herşey hazır masaya geçip kahvaltı yapmıştık. Kapı çalındı Cesur her zamanki sert görünümüyle içeri girmişti. "Baba"...Diye bağıran oğlum ayağıya kalkmış babasına koşuyordu. Cesur onu tuttuğunu gibi havaya kaldırmıştı. İkisinde mutluydu sonra sıkı sıkı sarıldılar. İkisinde özlüyordu bunu burdan göre biliyordum. Oğlum kucağında bize doğru gelip başıyla selam vermişti.
"Aç mısın?"... Sorduğumda. 'Evet'.... Diyip masaya geçmiştik. Cesur'un sevdiği bir şey hazır etmiş küçük bir kahvaltı yeniden yapıştık. Oğlum ve babasına baktım çok mutluydular Demir ve kızıda aralarına katılır mı? Yada kendi başlarına mı? olacaklardı düşünmeden edemiştim. Mutlu olsun bu bana yeterdi!! Sonkez bakıp odama geçtim.
Cesur ve oğlum gidince bende çıkacaktım. Geçen hafta konuşmuş kız kıza bir eğlence yapmaya karar vermiştik. Ama Havin hasta olunca bizde dışarda bir kahve içelim havamız değişsin diye bir yerde buluşup sonra Berra ile Havin'in yanına geçecektik. Üzerime giyinmiş sonkez bakıp çıktım.
Oğlum kucağımda indirmeden hazır olan çantasını almaya odasına geldik. Oğlumu indirmiştim ki yan odanın kapısı açıldı Ahra çıkmıştı. Üzerinde ince iç gösteren bir t-shirt ve kısa bir etek vardı.
Odamdan çıktığımda Cesurla karşılaşmıştım bana bakıyordu. Sesli şekilde yutkundu. Yüzüne şaşkınlık kızgınlığa dönüşmüştü sert ve öfkeli bakıyordu.
"Bir yere mi? Gidiyorsun".... Diye sordu Cesur'un sesi soğuk ve sertti. Anlamamıştım yine neye kızmıştı. Onun benden iyi tanıyan olamazdı her hareketini biliyordum. 'Evet Berra ile buluşacağım'.... Dedim başını bacaklarıma çevirip yukarıya kadar süzüp etrafımda döndü. Onunla bende dönmüş. "Sorun ne?" .,. Diye sorduğumda tam burnumun dibinde durdu. .
