chapther seven: bullshit
Lalisa
Buharlaşmıştım. Gerçekten birazdan havaya karışacaktım. Bay Min hayatımda izlediğim en sıkıcı slaytı açıp oturmuştu. Ve bize bir kabus yaşatıp kendisi sırıtarak biriyle yazışıyordu. Elimi çeneme yaslamış Bayık ve uykusuz gözlerimle slaytı izliyordum. Bazen gözüm dalıyor ve ardından kendimi uyandırıyordum. Tam tekrar dalacak iken Rosé arkamdan beni dürttü. Arkamı döndüm. "Kararını verdin mi?" Aslında gitmek istiyordum. Hemde fazlasıyla. Ama yine ona 'evet geleceğim' diyemiyordum nedense. "Ne olur gel Lalisa. Seninle iyi anlaşacağımı umuyorum." Ona baktım. Gerçekten gelmemi istiyordu. Gözlerim bize dik dik bana Jennie'ye kayınca gözlerimiz birleşti.Siyah ceketi ve onun içinde ki beyaz bedenine yapışık olan bir bluz giymişken altında dar mavi bir kot pantolon vardı. Ayakkabıları ise spor beyaz bir tarzdı. Açıkçası Jennie şuan beni bile etkilemişti. Gerçekten cezbedici bir güzelliği vardı.
Geri Rosé'ye baktım. "Onun haberi var mı?" Kaşlarım la onu işaret edince Rosé o tarafa baktı. Ardından geri bana baktı ve kaşlarını çattı. "Hayır. Ve bilmesine de gerek yok...?" Kaşlarımı kaldırıp gülümsedim. "Anladım. Ayrıca geleceğim Rosé." Heyecanla gülümsedi. "Bana Chaeyoung ya da Rosie diyebilirsin." Kafamı salladım ve önüme döndüm.
Ders zili yaklaşık bir on dakika sonra çaldı. Derin bir nefes verip ayağa kalktım. Sınıftan çıkacaktım ki Jennie'nin sesini duydum. "Vah ne yazık. Yürüyen ölümüz ne büyük cesaret sahibi." Arkamı dönerek ona baktım. Kaşlarım çatılırken o, siyah ceketini çıkardı ve turuncu dalgalı saçlarını sırtına atıp üzerime geldi. Rosé onu kalın sesiyle uyardı. "Saçmalıyorsun Jennie." Jennie ukala bir şekilde güldü ve dibime girip saçımı parmağına doladı. "Asıl sen saçmalıyorsun Chaeyoung." Parmağını saçımdan çektim. Gözlerimi devirip arkamı döndüm. "Seninle uğraşmayacağım." Tam gidiyorken kolumdan tuttu ve çekti.
Yüz yüze gelirken ona sinirle bakıp kolumu elinden çektim. O tam konuşacağı sırada ben sözünü kesip lafa girdim. "Bir daha bana bulaşma Kim Jennie." Yanımıza kızıl saçları ile Chaeryoung geldi ve Jennie'yi omuzundan tuttu. "Bıraksana Jennie. Hadi aşağı inelim." Jennie güldü kendi kendine ve sinirden seğiren gözleriyle bana baktı. "Bulaştım. Ve büyük ihtimalle devam da edecek Taylandlı maymun. Ne yapabilirsin?"
Taylandlı maymun
Bu iki kelime beni afallatmıştı. Beynimde adeta yankılanırken o sırıtıp geri çekildi ve iki alkış tuttu. Rosé araya girdi. "Fazlasıyla saçmaladığın yetti Jennie. İğrenç laflarını al ve bizi rahat bırak." Rosé elimden tutup ikimizi de yemekhaneye götürdü. Bense Taylandlı maymun kısmında kalmıştım.
Irkçı sözler gerçekten bok gibi hissettiriyor.
İkimiz bir masaya oturttuk. Nedense Rosé benden daha sinirliydi. Sürekli dudağını dişliyor ve bacağını sallıyordu. Kaşlarımı çatıp elimi elinin üzerine koydum. "İyi misin?" Bana baktı ve gülümsedi. Ne kadar gülümsese de kesinlikle iyi değildi. İlk gün gördüğüm de tatlı ve şapşal gibi göründüğünü düşündüğüm kız şuan fazlasıyla sinirli ve korkunç görünüyordu.
"Biraz kavga ettik. Hatta biraz değil baya. O sadece herkesin ona tapmasını isteyen, iltifatlardan beslenen, onu sevmeyen ve ondan korkmayanları zorbalayan iğrenç karakterli biri. Bunu fark etmem zor oldu. Chaeryoung, Momo ve Jisoo ise sadece daha fazla popülerlik için onunla takılıyor. Jennie ise onları arkadaş olarak görmüyor bile! Beni de görmüyormuş! Şu zamana madar bütün dertlerini dinledim, ağladığın da ona omuzumu açıp teselli ettim. Taehyung ile boktan sebeplerden dolayı gereksiz kavgalar çıkarıp tek günlüğüne ayrıldıklarında onca derdimin arasında ona arka çıktım. Ama ne zaman kendimi anlatmaya çalışsam beni asla dinlemedi. Sürekli geçiştirip kendi dertlerini (?) anlatmaya başladı. Böyle devam edemezdi. Bu arkadaşlık bile değildi ki? Eğer o arkadaşlığı, böyle birşey sanıyorsa onun iğrençliği."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jealousy
Fanfictionikimiz de mutlu değiliz, ama gönlümüz yok ayrılmaya. birbirimizi kırıp döküyoruz ve aşk diyoruz adına. 2023©thelalis