11.BÖLÜM

668 42 5
                                    

Yürüdüm. Hiç durmadan. Arkama bile bakmadan saatlerce yürüdüm.

"Daha ne kadar gidiceksin?"

"Canım ne kadar isterse."

"O canına söyle dursun çünkü saat  3"

"N'olmuş saat  gece 3' se? Beni rahat bırak Five "

"Tecavüzcüler için uygun bi ortam."

"Kendimi savunabiliyorum."

"Diego'yu çok iyi alt ettin."

Benimle alay ediyordu. Haklıydı, Diego 'yu yenememiştim.

Çünkü istememiştim. Küçükken onu hep yenerdim.

Güç antrenmanlarının olduğu saatlerde boş oturabilecekken kendimi dövüşe verirdim.

Bi konuda en iyisi olmak insanı iyi hissettiriyor.

Diego'yu her yendiğimde geceleri sessizce odasında ben yetersizim diyerek dolanırdı.

Ona kıyamayıp beni yenmesine izin verdiğim zamanlar oluyordu elbette.

"Diego'yu alt edememiş olabilirim ama seni şuanda yeniceğim gerçeğini değiştirmiyor."

Ona meydan okumuştum.

Elbette kabul edecekti.

Dövüşü genelde ilk Five başlatırdı. Bu sefer de öyle oldu.

Yaklaşık 5 dakika sadece savunmadan kaldım.

"Korkuyor musun?"

"Senden mi ? Hayır. Ama kendimden evet"

Dedim ve üzerine yürüyüp suratına yumruğumu geçirdim. Gözlerini kapattı. Kendini savunmaya alıcağı sırada omuzlarından tutup dizimi karnına geçirdim.

Acıdan sesli bi şekilde inledi ve dizlerini kendine çekip yere oturdu.

"Çabuk pes ettin."

"Ben asla pes etmem."

"Büyük konuşma. Hayatın karşına ne çıkaracağını bilemezsin."

Bi anda ışınlandı ve arkama geçip ellerimi arkamda birleştirdi.

Kulağıma yaklaştı ve etrafta kimse olmamasına rağmen fısıldamaya başladı.

"Hayatın karşıma ne çıkardığı umrumda değil. Ama ben birşeyi istiyorsam. Pes etmem."

"Ediceksin!"

Sağ bacağımı kaldırıp Five 'ın kasıklarına vurduğumda ellerimi serbest bıraktı.

Ona dönüp arkasına geçtim. Ellerini arkasında birleştirip ayağa kaldırdım.

Ayağa kalktığından vücudu gerindi. Yavaşca Five'tan uzaklaşıp arkasından tekme attığımda yere  yüzüstü düşüyordu.

Son anda ışınlandı yoksa suratına veda edicekti.

Önüme bi anda ışınlandı ve suratıma yumruğunu geçirdi. Gözümü 2 saniyeliğine kapadığım esnada beni belimden tutup bir yere ışınladı ve bıraktı.

..

Düşüyordum. Nedenini bilmediğim bi şekilde ne gözümü açabiliyordum ne de çığlık atabiliyordum.
Fazla yüksek biryerden düşüyordum.

Rüzgarı tenimde,denizin sesini kulaklarımda hissediyordum.

Beni uçurumdan aşağıya atmıştı şerefsiz .

Denize gireceğim an beni kendine çekip yukarı ışınladı. Niye bilmiyorum ama hiç tepki veremiyordum. Beni bıraktığı an farkettim ki ayakta duramıyordum.

Öylece yere yığıldım.

Gitmişti. Beni yukarı bıraktığı an gitmişti.

1 saat boyunca öyle durmak zorunda kalmıştım.

14 yaşımdan sonra  sahte babamla kaldığım için her ona karşı geldiğimde,itiraz ettiğimde, kendimi ona karış savunmaya çalıştığımda bana Şiddet uyguluyordu.

Korktuğum ve canım yandığı için, psikoloğumun dediğine göre beynimin kendimi savunma şekli vücudumu felç bırakmakmış

Ne bi ilacı ne bi tedavisi var.

Sadece birinin gelip beni güvende hissettirmesi gerekiyor. Bunu hep Salem yapıyordu. Bazen de beni öylece bırakıp saatlerce  düzelmemi bekliyordu.

F:S*ktir. Noldu sana?

Hiç. Uçurum manzarasında felç bi şekilde yatıyorum. Sen?

**

Five beni kucağına alıp akademiye ışınladı. Hava aydınlanmaya başlamıştı.

F:Anne!

Five herkes uyuduğu için bağıramıyordu ama Grace uyanık  olduğundan revire gelmişti.

Grace yanımda durup gözlerime baktığı an anlamıştı.

G:Bana anlattığında gerçek olduğunu düşünmemiştim!

Bi iğne alıp kolumdaki damardan sıvıyı enjekte etti.

G: Sakinleştirici, kendince sakin hissediyor olabilirsin ama beynin sakin kalamadığı için vücudun geçici felç hâlde.Sadece biraz uyuyacaksın.

Kasılan vücudum gevşemişti. Gözlerim kapanırken duyduğum cümle beni şoka uğratsa da o an tepki veremedim.

"Bizi hatırlıyor"

YABANCI ~8 Numara'nın Dönüşü ~The Umbrella AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin