5 | Şevkat

337 53 16
                                    


Uyku mahmurluğu yavaş yavaş bilincimi serbest bırakırken bedenim biraz hareket için çırpınacak gibiydi. Tüm bedenimde uyuşukluğun getirdiği o yoğun karıncalanma hissi vardı. Güneş gözlerime ulaşabilmek için kirpiklerimin arasından içeri süzülüyor, beni rahatsız ediyordu.

Zihnim biraz daha berraklaştığında göz kapaklarımı hafifçe kaldırıp tekrar bıraktım. Odamdaydım ve yüzüm cama dönüktü. Hava ılıktı ama esiyordu, aralık camdan kulaklarıma dolan dalga sesleri sakinleştirici bir etki bırakıyordu.

Arkamda hissettiğim anlık kıpırtı az önce yorgunca kapattığım gözlerimin hızla açılmasına sebep oldu. Belimdeki damarlı kol ve ensemde varlığını yeni fark ettiğim sıcak nefeslerle ne olduğunu şaşırmıştım. Korku hızlıca tüm bedenime yayılırken kaslı kol arasından kurtulup oturduğum yerde doğruldum. Benim hareketimle Chan da gözlerini açıp yataktan kalmış ama ani hareketi yüzünden kayıp yere düşmüştü.

"Hey hey iyi misin?"

Aşşağı doğru eğilip düşen adama diktim gözlerimi. Saniyesinde odanın kapısı paldır küldür açılmış ve Jeongin irileştirdiği gözleriyle içeri dalmıştı.

"Noldu, o ses neydi? İyi misiniz?"

Bakışlarını benden çekip yerde boylu boyunca yatan abisine kayınca gözlerini kısarak kahkaha atmaya başladı. Ben şaşkınca olanı biteni anlmaya çalışırken Chan uykusundan tamamen sıyrılmış yataktan destek alarak ayağa kalkmıştı.

" Sonunda hak ettiğin yeri bulmuşsun Hyung. "

Kahkaha atmaya devam ederken bir yandan da abisi ile dalga geçmesi ve inanılmaz komik gülmesiyle benim de dudaklarımdan ufak bir kıkırdama firar etti.

Chan Jeongine diktiği sinirli bakışları benim gülüş sesimle bana dönüp saniyesine yumuşamıştı.

" Neys eben gidiyorum, kahvaltı hazır gelin hemen."

Jeongin'in söyledikleri ikimizde aşkımızı sallayarak onay vermiştik. Odanın kapısı kapanırken Chan'ın bakışları yine beni buldu. Şevkat parıltıları taşıyan gözleriyle yatağa yaklaştı, elini saçlarıma atıp önüme düşen tutamları geriye doğru itti.

" İyi misin? Kabus mu gördün, niye aniden kalktın?"

O beni böyle kırılacak değerli bir şey gibi izlerken gözlerine baka baka korktum demek utanç verici hissettirsede dürüst olmak istiyordum. Göz göze bunu yapamayacağımı bildiğimden bakışlarımı kaçırarak kafamı biraz eğdim. Içimden sıcak bir utanç dalgası geçmişti.

"Şey ben biraz korktum şey yani bana sarılıyordun ya. Ben de o yüzden gerildim biraz, korkup çekilince de şey oldu işte, düştün"

Bakışları mümkünmüş gibi daha da yumuşamış ve kahvelerine birkaç saniyelik pişmanlık yansımıştı. Elini geri çekip uzaklaşacağı sırada hızlıca hala saçlarımda tuttuğu elini kavrayıp bulunduğu yere bastırdım. Onun bana dokunmasını seviyordum.

"Ben özür dilerim Felix, dün gece sahilden geldiğimizde seni yatağa bırakıp gidecektim ama sen bırakmayınca ben de yanına uzandım, uyuyakalmışım."

Elleirmi hızlıca kaldırıp sorun yok anlamında iki yana salladım.

" Önemli eğil gerçekten, çok rahat uyudum zaten. Kabus bile görmedim hiç. "

Yüzüne büyük bir gülümseme yayılmış mutluluğu göz bebeklerine kadar ulaşmıştı. Yanağındaki derin çukur çok güzel gözüküyordu. Hipnotize olmuş gibi birkaç saniye oraya baktım.

" Çok güzel gülüyorsun "

Beynim karşımdaki adam yüzünden işlevini kaybetmişti, dilim irademdem bağımsız konuşurken söylediğim şeyin farkındalığıyla gözlerim büyüdü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İ love u 3000 | Chanlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin