8.Bölüm

621 16 1
                                    

Sabah uyandığımda Mirza koltukta uyuya kalmıştı. Gidip üstünü örttüm ve aşağı indim. Mutfağa geçtim Gülsüm anne ve Derviş ağa içerideydiler.

"Günaydın."deyip içeri girdim. Gülsüm anne"günaydın kızım gel böyle."deyip eliyle masayı gösterdi. Derviş ağa ise homurdanarak önüne döndü. Bu adam benden ne istiyordu anlamıyordum.

Gülsüm anneye tebessüm edip gösterdiği yere oturdum. Ben oturduktan sonra Derviş ağa "Çabuk hazırlayın masayı da bir iki lokma bir şey yiyelim."deyip masadan kalkıp gitti.

Gülsüm anne Derviş ağanın arkasından"çabuk hazırlayalım da açlıktan ölmesin mazallah." Deyip gülmeye başladı ona karşılık bende güldüm.

"Oo Allah neşenizi artırsın."duyuğumuz sesle korkuyla kapıya dönmüştük ama neyseki Dicle'imiş. Gelip yanıma oturdu"neye gülüyorsunuz bu kadar?" Diye sordu.

Gülsüm anne"Oturma hiç hadi kalk çabuk şu kahvaltıyı hazırlayalım Baban acıkmış." Dedi Dicle suratını asıp" of tamam da Nurten abla nerde?"

Nurten abla bu evin çalışanıydı. Çok sempatik ve güler yüzlü bir kadındı çok sevmiştim onuda.

"Nurten'in işi varmış kızım. Bugün gelmiyecek. Bu yüzden bütün iş bize kalacak tembellik etme."

"Dicle kendinden emin bir şekilde"ne zaman tembellik ettiğimi gördünüz Gülsüm hanım?" Dedi. Elleri belinde tek kaşını kaldırmış Gülsüm anneden cevap bekliyordu.

Gülsüm anne ellerini beline koyup Dicle gibi tek kaşını kaldırdı ve "Herzaman Dicle hanım."dedi.

Dicle'nin az önceki halinden eser kalmamıştı. Belindeki elleri inmiş çatık kaşlarla annesine bakıyordu.

Gülsüm anne ve ben ise birbirimize bakıp gülmeye başladık.

"Bak sen gelin kaynana bir olmuş bana mı gülüyorsunuz siz?"dedi.

Ellerimle hemen ağzımı kapattım. Gülsüm anne ise" çenen çalışacağına ellerin çalışsın Dicle. Hadi kızım."

Sanırım Dicle'nin sabrını bugün baya zorlamıştık.

*******

Kahvaltıyı hazırlamıştık. Herkez Masaya gelip oturdu. Benim oturmamla Derviş ağa"Mirza nerde?"Diye sordu.

"Yukarıda uyuyor."dedim.

"Çağır o zaman gelsin." Dedi. Başımla onayladım ve masadan kalkıp yukarı çıktım.

Odaya girdiğimde Mirza hala uyuyordu. Sabahın köründe uyanan adam şimdi herkez uyanmışken hala uyuyordu. Ne yapmam gerekiyordu? Seslensem mi? Diye düşündüm yanına yaklaştım.

"Mirza."dedim. Garip hissetmiştim ona ilk defa adıyla hitap etmiştim.

"Mirza kalk."dedim ama uyanmıyordu. Yanına biraz daha yaklaştım. Elimi uzattım ve daha dokunamadan Mirza bileğimden yakaladı. Kocaman açılan gözlerimle Mirza'nın uykulu gözlerine bakıyordum.

"Napıyorsun?"Diye sordu uykulu ve boğuk sesiyle.

"Şey"dedim. Bileğimi elinden çektim"seni kahvaltıya çağırıyorlar."

Yattığı yerden kalktı. Bende arkamı döndüm gitmek için ama tekrar bileğimden tuttu.

"Bekle birlikte inelim aşağıya."dedi. Sonra banyoya girdi.

Neden şimdi birlikte inmek istedi ki? Hiçbir şey anlamamıştım. Bende geçip koltuğa oturup beklemeye başladım.

Bir kaç dakika sonra banyodan çıktı. Sonra üzerinde ki tişörtün iki ucundan tutup çıkardı üzerinden. Başımı hemen önüme eğdim. Beni burda bunun için mi tutmuştu?

REHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin