final, dönüş

323 38 72
                                    

Ben gergince adrese doğru yürürken Laurel tam anlamıyla yanımda zıplıyordu.

"Moriarty'i görmeden dönseydim çok pişman olurdum!"

"John rehin alınmış ve sen cidden bunu mu düşünüyorsun? Ne buluyorsun acaba bu İrlandalı da?"

Omuz silkti.

"Dizide de benzer bir olay yaşandı ve olacakları biliyor gibiyim. Tabii bu Kenneth vakası benim içimde sürpriz oldu."

Tamam, demek ki onun evrenindeki halimize biraz benziyorsak bu işi kazasız atlatabilirdik.

Kapalı bir havuzdu burası. Kimse yoktu. Bekletiyor muydu bir de? Ben düşünürken içeri John girdi, üstünde bir ceket vardı ama biraz şişkin görünüyordu.

Bana anlamsız cümleler kurdu. Ardından biri daha onun yanına geldi. Kısa boylu ve şeytani bakışlar atan biriydi.

Kaşlarımı çattım, yüzü tanıdıktı. Hatırladığımda konuştum.

"Sen şu Molly'nin aslında eşcinsel olan erkek arkadaşısın."

Güldü, İrlanda aksanı ile konuştu.

"Seni kandırabilmişim demek ki. Ama beni böyle hatırlaman biraz kırıcı, Sherly."

"Danışman suçluluk, demek yaptığın bu. Kenneth senden yardım istedi, çünkü eşinin ebeveynlerinin ölmesi lazımdı ama bunu hapise düşmeden nasıl yapabileceğini bilmiyordu. Sen onun için planı kurdun, ama ifadesinde senden de 'denizci arkadaşım' diye bahsetmesini istedin. Ama beni bu vakaya çekmek için Kenneth'i öldürttün, sen kendin yapmadın çünkü elini kana bulamazsın. Ve benim vakaya baktığım gün arkadaşımı kaçırdın."

Eliyle alkış yapıp yapmacıktan öne eğildi.

"Aferin, zeki çocuk."

"İnsanlar senin yüzünden ölüyor!"

"İnsanların zaten yaptığı bu."

Ardından yanımdaki Laurel'e bakıp devam etti.

"Kız arkadaşını sıkı tut bence, biraz daha bakışırsak üstüme atlayabilir gibi."

İşte bu sinirimi bozmuştu. Sitemli bakışlarımı yanımdaki kadına yönlendirdim. Kulağıma fısıldadı.

"İzleyip okuduğum şeyleri yaşayınca kendimi kaptırıyorum sadece."

Bu beni gülümsetti. Tam o anda John üstündeki ceketin önünü açtı. Bomba? Olamaz.

Belimdeki silaha uzanıp elime aldım. Ama belli ki etrafta beni de hedef alan keskin nişancılar vardı. Yine de silahı indirmedim.

"Seni ve arkadaşını öldürtmeyeceğime nasıl bu kadar eminsin?"

Kurduğu cümle aklıma Laurel'in az önce kendi evrenindeki halimiz ile ilgili söylediklerini getirdi.

"Olacakları biraz biliyorum, diyelim."

"Ama muhtemelen bunu bilmiyorsundur."

Bir anda keskin nişancıların hedefi benim üstümden yanımdaki kadına yöneldi. Dehşetle ona baktığımda o da korkmuş görünüyordu. Moriarty bağırdı.

"Seni öldürmeyeceğim, kalbini yakacağım!"

O anda aklım daha bu sabah yaptığımız konuşmaya kaymıştı.

"Ölüm tehlikesi geçirirsem evren beni geri atar, kendi evrenime dönerim. Ama arkadaşım muhtemelen bir daha büyü işlerine karışmamı engeller."

opia, sherlock holmes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin