Çırpındıkça Batarsın

20 3 0
                                    

Medya: Adrian

Neredeyse gece olmuştu. Nathan'dan haber yoktu. Saçma bir şey yüzünden umudumu kaybetmem kötü olmuştu. Nathan da çocuk gibi küsüp gittiği için suçluydu. Dakika bir saatimi kontrol edip odamda volta atmaya devam ediyordum. Birden kapı çaldı. Koşarak odamdan çıktım, büyükannem kıpırdamadan televizyon izliyordu. Kapıyı çabucak açtım. Nathan'ı görmeyi umuyordum ama Adrian karşımda öylece dikiliyordu. ''Sen.. Ne arıyorsun?''


''Ah.. Bell, ben seni hala..'' Kapı pervazına yaslandı. Gözlerini kaçırıyordu, bu ilk değildi. Partide de böyle yapmıştı. Belki o an da böyle hissediyordu, beni seviyordu belki. Saçmalama Isabella, o sana ihanet etti.


''Ne o? Yoksa Narcy'de umduğunu bulamadın mı? Seni terk mi etti? Şimdi de teselli edeceğimi mi sanıyorsun?'' Kollarımı göğsümde bağladım ve ağırlığımı tek bacağıma verdim. Bu şekilde biraz gıcık görünüyor olabilirdim, zaten yapmak istediğim de buydu: onu gıcık etmek. Hatta delirtmek.


''Ayrılmadık.''


''Ha? Bizi birbirimizle aldatamazsın. Bunu Sarışın bile hak etmiyor.''


''Ben onunla olmak zoundaydım, çünkü..'' Böyle bir şeye ne mecbur edebilirdi ki. Yirmisinde bir genç için yeterince ciddi bir sebep olabileceğini sanmıyordum.


''Kafana silah mı dayadı? Seni bıçaklattı mı? Yolunu kesip tehditler mi savuruyor?'' Söylediklerimden iğrenmiş gibi güldü.


''Bir hata yaptım, şimdi ona mecburum.''


''Eskiden olsa gülerdim, şimdi sadece midemi bulandırıyorsun Adrian!''


''Beni içeri al, ya da sen dışarı gel. Burda da konuşabiliriz ama bugün konuşmamız lazım!'' Kolumdan tutup beni dışarı çekti. Kapı kapanırken son anda anahtarı çekip aldım. Söyleyeceği zırvalıkları merak ettiğimden değil, onunla konuşma ihtiyacımdan oradaydım. Kokusunu biraz içime çekip kendime gelmek için, sağlıklı düşünmek için onun yanındaydım. Ve yaşadığım kabus gibi günleri geride bırakmak için beni öpmesine izin verdim...




Benim GökyüzümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin