Medya: Adrian
Direksiyonun başına geçtim ve telefonumu elime aldım. Angela'yı arıyordum. Telefonu ikinci çalışında açtı:
''Selam, neden aradın beni?'' Aslında sesi o kadar kötü gelmiyordu, aksine sevecendi. Ve bunu gerçekten merak ederek sormuştu, aptal olduğumu düşündüm.
''Selam, alış-verişe çıkıyordum ve bu konuda bana yardım edebileceğini düşündüm.''
''Ciddi misin sen? Vay canına, tamam o zaman. Ben Jack's Coffee'deyim. Sen nerdesin?''
''Ben evden henüz çıkmadım, seni arabayla alırım.''
''Araba? Tamam, ben bekliyorum.'' Telefonu kapattı.
Büyükannem bana sesleniyordu, her ne diyorsa beni uğraştırmamasını umdum. İçeri girdim, salonun ortasında duruyordu.
''Büyükanne?''
''Buna ihtiyacın olabileceğini düşündüm.'' Elinde bir kese vardı. İçini açıp baktığıma madeni paralar farkettim. Eşsiz ve geçersiz...
''Ohh büyükanne, sen harikasın.'' Ona sımsıkı sarıldım, sallanan tek kişilik koltuk bir arkaya bir öne gidip durdu. Onu nerdeyse boğacaktım. Keseyi çantama attım ve sadece geçersiz paralarla harçlık veren bir büyükannem olduğunu derinlemesine düşündüm.
Çok fazla oyalanmıştım. Koşarak kapıya yöneldim, merdivenlerden ikişerli üçerli hızlıca indim ve çantamı kaptığım gibi kapıyı hızlıca çekip çıktım. Posta kutusunun kapağı açıktı, ve içinde bir zarf duruyordu. Zarfı kutudan aldım,daha sonra açmak üzere çantamın içine attım. Arabanın kapılarını açtım, çantamı arka koltuğa fırlatıp arabayı çalıştırdım. Kafeye gitmek için sahil yolundan geçmem gerekiyordu, aslında kilisenin iki sokak ötesindeydi ama kestirmeden gitmeyi tercih etmiştim. Radyou açtım,eski bir grup çalıyordu: The Eagles- Hotel California, şarkının hikayesi aklıma geldi:
Hotel California'da tanışan bir erkek ve kadın birbirlerine aşık olur ve bir yazı beraber geçirirler. Ardından bunun gerçek bir aşk olup olmadığını anlamak için bir yıl sonra aynı gün yine aynı otelde buluşmak için sözleşirler. Tam bir yıl sonra tanıştıkları ilk gün adam yola çıkar ve kaldıkları otelin bulunduğu yere gelir. Önceki gün otelde bir yangın çıktığını ve otelin kullanılamaz hale geldiğini öğrenir. Sevdiği kızın olabileceği yerlere bakar, neler olduğunu ona haber vermek ister. Ama kızı bulamaz, çünkü sürpriz yapmak için bir gece önceden gelen kız yangında hayatını kaybetmiştir. Adam yıkılır, ve bunun üzerine The Eagles bu şarkıyı yapar; Hotel Clifornia..
10 dakikalık yolcuğumun ardından kafenin önündeydim, Angela kafeden çıktı ve bana eliyle bir selam gönderdi. Arabaya bindi, gözlüğünü çıkardıktan sonra beni süzdü: ''Naber? Değişik görünüyorsun'' dedi.
''Nasıl, yani nasıl değişik? Çirkin mi yani? Hı?''
''Hayır, başkası gibi giyinmişsin, seni tanımasam depresyonda derdim. Sevgilin nasıl, adı şeydi sanırım Adam mı?''
''Hayır, onun adı hiçbir şey!''
''Vaaay, birileri senin de kıçına tekmeyi basmış olmalı.''
''Hayır ben bastım.''
''Her neyse, iyi olmuş. O çocuğu sevmiyordum, sürmeye başla. Durarak alışverişe gidemeyiz.''
''A..a pardon.'' Arabayı çalıştırdım, müziği sonuna kadar açtık. Madonna- Girl Gone Wild çalıyordu. Şarkıdan pek hoşlanmıyordum ama Angela ezbere biliyordu. Nereye gitmem gerektiği konusunda hiçbir fikrim olmaması ve kararsız olmam Angela'yı çıldırtıyordu. Alışveriş merkezine gitmeye karar verdik, biraz uzaktı. ''İyi ki araba var.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gökyüzüm
Fiksi RemajaBen Isabella Hathaway 17 yaşında sıradan bir kızdım. Annem ve babam 4 yıl önce ayrıldı, velayetimi annem aldı. Henüz bir aileyken Seattle'da mutlu bir yaşam sürüyorduk. Daha sonra babam büyükannemle birlikte Arizona'da yaşamaya başladı. Highland lis...