La Seine- Vanessa paradis
"Yorgun ruhlar ve suskun hatıralar, günüm gecemden uzak gecemin her anı berbat."
***********
Bahar kışı götürmüştü, Güneşini en sert hâliyle kullanıp karı yerden sökmüş sonra kendi yeşilliğini her bir köşeden gözler önüne sürmüştü.
Hafif esen rüzgar Concorde meydanında bulunan o ufak sevimli çay bahçesini de es geçmiyor, baharın vaad ettiği neşeli serin havayı o insanlara da adilce paylaştırıyordu.
An bu ya hikayemizin başlayacağı, gözlerini yarısı yenmiş çöreğinden kaldıran bir adam bizim başrolümüz
An bu çünkü bu an aslında onun hikayesinin başlangıcı bencilce görmezden geldiği tüm nimetleri hatırlayacağı, küstahça tapınmaktan kaçındığı tanrının mabedlerine sığınmaya başlayacağı o hikayesi tam da burada başladı. Nazik bir bahar sabahında karşı masasında oturan kedi yüzlü çocuğu gördüğü ilk anda
Saçları yataktan henüz kalkmış gibi kabarık, küçük gözleri uykulu olduğunu belli edercesine iyice küçülmüş üstünde her bir parçası birbirinden uyumsuz olan kıyafetleri, pespaye görünümüne rağmen umursamazca gelip karşısında ki masaya oturan bütün bu haline rağmen gözleri ilk ona çarptığı anda içini titreten adamdı. Bir aşk hikayesi için yeteri kadar güzel bir adam mıydı peki?
O, karşısında ki masada oturan, kendisini izlemekten çöreğinin kalan yarısını yiyemeyen adamı büyüleyebilecek kadar güzeldi.
zaten insanı asıl güzelleştiren sevilmek değil midir?
İşte bu andı bir hikayenin başlangıcı...
************
Hoş bir şarkıdan esinlenilmiş mini bir kurgu kafa dağıtmak ve kaossuz tatlı bir şeyler okumak isterseniz la seine'e hoşgeldiniz
Umarım keyif alırsınız
19.09.22