0.5

75 9 0
                                    

                                                                                               FİNAL

''Tellement jolie, elle m'ensorcelle'' 

****************


Bahar kışı götürmüştü, Güneşini en sert hâliyle kullanıp karı yerden sökmüş sonra kendi yeşilliğini her bir köşeden gözler önüne sürmüştü. Bir kez daha gelmişti bahar bir öncekinde ısıttığı kalpleri kontrol etmek için belki de.

Yine Concorde meydanındaydılar. Karanlık havaya karşılık şehrin ışıkları her yeri aydınlatmıştı ve karşısındaki güzel adamın gözlerinde parlamaktaydı. Onun gözleri Seine'deydi, kendisi ise gözlerini ayıramıyordu ondan.

An bu ya hikayemizin satırlarda son bulacağı ama birilerinin kalbinde varlığının devam edeceği, an bu zamanın donacağı; bu hikayenin son sahnesi, gözlerini yanındaki adamın ışıklar vurduğu için parlayan çehresinden alamayan  bir adam bizim başrolümüz.

An bu çünkü bu an aslında onun hikayesinin son ânı bencilce görmezden geldiği tüm nimetleri hatırladı çünkü, küstahça tapınmaktan kaçındığı tanrının mabedlerine sığınmadı belki tekrar ama sevgilisine sığındı ve onun gülüşlerine tapındı. Hikayesi tam da burada başladı. Nazik bir bahar sabahında karşı masasında oturan kedi yüzlü çocuğu gördüğü ilk anda ve hikâyesi tam da burada noktalanıyordu. Kedi yüzlü çocuğun bakışlarını ona çevirdiği anda. Karşılıklı bakıştıkları dakikalarda. hâlâ tam ısınmamış, oldukça serin havanın bağrında Seine'in kenarında. İki âşığın bakışlarında. 

sonra bir şarkı mırıldanmaya başladı esmer adam, Kedi yüzlü çocuğun bakışlarından kaçırdı gözlerini ve yalnızca gülümsedi. Bakışlarını Seine'e dikti bu basit nehrin kenarında yaptığı bir kahvaltı ona hayatının aşkını vermişti.

mırıldanmayı bitirdiğinde yeniden bakışlarını o şarkı söylediği süre boyunca onu izleyen sevgilisine çevirmiş onu kolları arasına çekmişti. Kedi yüzlü adam ise o kendine has kışkırtıcı tavrı ile burunlarını birbirine sürtmüş fısıldamıştı ona.

''sarhoş değiliz sevgilim, yalnızca Paris aşağıda kaldı.''

sonra birleşmişti dudakları, zamanlarının duracağı bu satırlarda.

*********

Son. Buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederim :D baştan sona 10 dakikada okuyacağınız bu hikâye için fazlasıyla uzun bir pl hazırladım, panoma bırakacağım.

La seine'e başlarken amacım muhteşem bir dil kullanmak, muhteşem bir hikâye yazmak değil. Basit bir mini hikâyeyi 'tamamlamaktı' yıllardır, yaklaşık yedi yıldır, yazmama rağmen hikâyelerimin sonunu asla göremedim ve bu benim en büyük sıkıntımdı. Bunun üstüne basit kolay yazılacak bir mini fic'i tamamlayacağımı ve bunu insanlara sunmaktan korkmayacağımı kendime kanıtlamak istedim. Ben büyük hedefler ve beklentilerle yazmadım bu kurguyu ama eğer siz bu beklentiyle okuduysanız ve beklentinizi karşılamadıysa özür diliyorum.

Sizinle bu sefer benim için bir geçiş hikâyesi olan La seine'in aksine gerçekten güzel yazmak istediğim daha yorucu uzun bir kurgu olan (birazdan prologue bölümünü yayınlayacağım) 'mors tua vita mea' da yeniden karşılaşmayı ümit ediyorum.

Yeniden buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ediyor ve keyif almış olduğunuzu da ümit ediyorum.

Hoşçakalın.

Hoşçakal La Seine.






la seine- taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin