Önceki Bölüm
___________________________________________________
Odasının ışığını açmak istedi ama atladığı bir şey vardı; ışık düğmesi bulunduğu yere oldukça uzaktı. Tabi Patricia'ya uzun gelen mesafe yalnızca yarım metrelikti ama korkuyordu işte. İlerleyecek cesareti kendinde bulduğunda zihninde yankılanan 'Sen bir ajan kızısın! Kendine gel Stark' sözü içini gururla doldururken hiç düşünmeden adımını attı ve elini düğmeye doğru uzattı.
''Işığı açma.''
Ve evet, korktuğu başına gelmişti; Hydra onu bulmuştu.
Ya da-
Bulmamış mıydı?
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Patricia karanlıkta parlayan yeşil gözlere kıpırdamadan bakıyordu. Öyle odaklanmıştı ki sanki bakmayı bir saniye bile keserse, yeşil gözlerin sahibi artık her kimse; kızın üstüne atlayıp boğazını deşecekti. Zaten adamdan değişik bir enerji yayıldığını hissediyordu, Dakikalar önce ancak toparlayabildiği 'ajan kızı' cesaretinden şimdi eser yoktu. ''Kim-sin sen?'' Sonunda ağzından bir kaç kelime dökülebildiğinde, bir adım ileri atmayı da ihmal etmedi. ''Seni ilgilendirmez, Midgardlı'' Sesinden erkek olduğunu anlamıştı Patricia, fakat beklediği cevap bu değildi. Hem 'Midgardlı' da ne demekti böyle? Neredendi bu adam? Ne istiyordu? Hırsız mıydı, yoksa babasının düşmanlarından biri miydi?
O bunları düşünürken, karşısındaki yeşillerin sahibinin önce kendini belli etmek istermişçesine bir iki adım sağa gittiğini gördü. Sonra ise odasının camından içeri hücum eden ay ışığının sağ tarafını aydınlattığı adamı. Büyük cüsseliydi sanki, bir de yeşil, siyah ve sarı üçlüsünün renklendirdiği kıyafeti vardı üzerinde. Patricia O'nun buralı olmadığını düşündü, diğerleri gibi değildi kıyafetleri. Ve bakışları yavaşça yüzüne doğru çıktı, yüzü tam gözükmese de yeşilin güzel bir tonuna sahip gözleri elmas gibi parlıyordu ay ışığının altında. Sonra saçlarını gördü, kömür gibi simsiyah olan saçları; yeşil gözleriyle büyük bir uyum içerisindeydi.
İstemsizce bir adım daha yaklaştığında kaşlarını çattı Patricia. Yüzünde derin olduğu uzaktan seçilebilen yaralar yer edinmişti. Daha dikkatli baktığında ise benzer, lakin çok daha derin yaraların vücudunda da olduğunu fark etti. Bir kaç saniye daha baktıktan sonra bu adamın neden konuşmadığını merak etmeye başladı. Ve odasında büyü yapıldığını hissetti. Peki ama, bu büyü enerjisini kendisi yaymıyorsa, hala şüpheci şekilde yüzüne baktığı adam mı yayıyordu?
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Eeee-
Evet yine ben ehehehe
Neden kısa olduğunu yayınlanma saatinden anlarsınız diye ümit ediyorum, uyumam lazım maalesef, ŸĂʁɪŊ Øĸűʟ vĄŘ.
Umarım yeterince açıklayıcı olmuştur son yazdığım cümle.
Kitabın ilerleyişi hakkında düşüncelerinizi yazabilirsiniz buraya.
Ben bi' 50 yıl sonra fln tekrar gelirim. Ama bunu koymam lazım...
ALLAH'IM ÇOK TATLIIIIIIII
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whatever It Takes| Loki Laufeyson
Fiksi PenggemarAşka inanmayan iki kişinin birbirleri için ölmesi kadar saçma bir evrendeyiz.